English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Ama bana

Ama bana traduction Anglais

35,760 traduction parallèle
Biraz kısa süre bir süre ama bana beş dakika verirseniz hazır olurum, tamam mı?
It's a little short notice, but I can be ready in five mementos, okay?
Ama bana sahip değil.
Well, he doesn't have me.
İyi denemeydi. Ama bana Darth Vader'lık yapamazsın.
Nice try, but you can't Darth Vader me.
Ama bana söylemediğin bir şey var.
But there's something you're not telling me.
Üzgünüm ama bana not verene kadar rahatsız etmeye devam edeceğim, Schmidt.
I'm sorry, but I'm not gonna stop bugging you until you note me, Schmidt.
Hızlı değil, ama bana Tanrı'nın yaratılmasından zevk almak için daha fazla zaman tanıyor. Bunun çok parçasıyım.
It's not quick, but it gives me more time to enjoy God's creation, of which I am very much a part.
Ama bana söyledi.
Well, he told me.
Ama bana katlandın.
But you've endured me.
Daha önce böyle bir branş duymamıştım ama bana çok mantıklı geldi.
I mean, I had never really heard of this as a major before, but it makes complete sense for me.
Sürekli bir yalancı, ikiyüzlü, sinsi olduğunu söyleyip duruyorsun ama bana neden böyle hissettiğini anlatmazsan sana yardım edemem.
You keep saying that- - that she's a liar, she's duplicitous, she's sneaky- - but unless you tell me why you feel that way, I can't help you.
Aşırı gergin olduğun için üzgünüm ama bana bir iyilik yap ve sağına bak.
I'm sorry you're stressed out, but you got to do me a favor and look to your right.
Ama bana göre tüm bu silahlar gereksiz.
But my guess is, all this firepower is wasted.
Tamam, ama bana yardımımı istedin.
Okay, but you asked me for my help.
Kadın ona "menekşe" diye seslendi ama o bana baktı.
No, the lady called her "Violet," but she looked at me.
- Hadi ama kim bana katılıyor?
Come on, who's with me?
Ve elbette yem olmak istemedim ama beni baskı altında tuttu ve bana baskı uyguladı ve baskıya devam etti...
And of course I didn't want to be the bait, but he kept pressuring me and pressuring me... and pressuring me and...
O adam olmak istemiyorum ama buraya bana yardım etmeye geldiysen bunu göster?
I don't want to be that guy, but do you think you could at least try and help me out here?
- Ama hepsi bana çok kötü davrandı, Jess.
- But they were all horrible to me Jess.
Beni asla doğrudan hedef almadı, ama yeni kankasının da bana çile çektirmesine engel olmadı.
He never targeted me directly, but he also never stopped his new cool best friend from tormenting me.
Ama... kızım kayıp, ve onu nasıl bulacağımıza dair bir fikrin varsa... bana söylemelisin.
But... my daughter is missing, and if you have any idea how to find her, you've got to tell me.
O kutuyu bana atarsan yakalarım... ama sadece bana bunu atma riskini... önceden hesapladığım için.
You whip that can at me, and I'll catch it but only because I calculated the risk that someone might throw it in advance.
Ama artık bana ait.
Now it's mine.
Eğer seviyorsa, ikisi adına mutluyum ama kız konusunda bana itici gelen bir şey var.
If he likes her, I'm happy for him... but there's something about her that bugs me.
Miranda'nın ölümü çok zor geldi bana... ama senin için nasıl olduğunu hayal bile edemem.
Miranda's death hit me really hard, but I can't even imagine what it must be like for you.
Haydi ama, kanat yapısı lazım bana.
Come on, I need wing structure!
- Ama birinin bana saldırma olasılığı nedir?
Ah, then again, what are the odds of someone attacking me?
Sen göremiyor olabilirsin ama ben güçlüyüm. Çünkü annemler bana ailenin, seni kendi başınayken olabileceğinden çok daha güçlü yapacağını öğretti.
You may not see it, but I'm strong, because my moms taught me that family makes you stronger than you'll ever be by yourself.
İlaçlar yüzünden bana öyle geliyor olabilir ama bu uçaktaki filmler bok gibiymiş.
- Uhh, this might be the Ambies speaking, but this in-flight movie sucks.
Hammond, bunu yaptığım için üzgünüm ama program başlamadan önce Amazon başka bir reklam daha yaptı. Biri bana Twitter'dan gönderdi, ben de ekran görüntüsü aldım. Kalitesi çok iyi değil ama yanımda getirdim.
Hammond, I'm sorry to do this, but before the show launched, Amazon did another advert, OK, which somebody sent to me on a tweet, which I screen grabbed, so the quality's not good, but I have brought it along.
Ama beni sevmeme neden olan tek şey Motor bana Hitler'i hatırlatıyor.
But the one thing that's made me not like it is the engine reminds me of Hitler.
Aah, ayrıca William, bana piyano çalmayı öğretme teklifin için teşekkürler, ama sanırım bu noktada aramızdaki ilişkiyi göz önüne alırsak, bu pek de sağlıklı bir karar olmayacak.
Also, William, thank you for offering to teach me piano, but I don't think at this point in our relationship it would be healthy to introduce that dynamic.
Alex'in ağzı "Beni rezil ediyorsun" diyor olabilirdi ama kalbi "Bana ilham veriyorsun" diyordu.
Alex's mouth may have said, "you're embarrassing me." But her heart was saying, "you're inspiring me."
Doğru, ama, Ryan, başka bir salaklık yapmayacağına dair söz ver bana.
True, but, Ryan, promise me you're not gonna do anything stupid.
Bana deli de ama duygulandım valla.
Call me crazy, but I found it moving.
Aslında bana göre mantıktan daha öte, ama neyse...
Of course, for me it was more of a phase than a thing, but anyway...
Uh, ben sadece, bilirsin, sen genelde bana... ne kadar muhteşem olduğumu söylersin ya ama şu an burada değilsin.
Uh, it's just, you know, you're-you're usually the one who... who tells me how great I am, and you're not here.
Bana göre, seni her kim vurduysa bir başkasını da vuracak sonra seni attıkları yere onu da atacaklar ama orada olmadığını görecekler.
Way I see it, whoever shot you is gonna shoot somebody else and dump them where they dumped you and see you're not there.
Bana kızacaksın biliyorum ama sonunda ne olduğunu öğrenince şok olacaksın.
I know you're probably gonna hate me, but you'll never believe what happens.
Ama beni seviyorsan beni bu zamana kadar bir nebze sevdiysen onu bana geri ver.
But if you love me, if you ever loved me, just give her to me.
Ama siz bana cesaret verdiniz ve ya şimdi ya da hiç dedim.
But you girls encouraged me, and... I don't know... I just figured it's... y-you know, it's now or never.
Bana ne istiyorsan yapabilirsin ama sana asla söylemeyeceğim.
You can do what you will with me, but I will never tell you.
Bunu kimse bilmez hatta Kate Halanız bile bilmez, ama... ilk senaryoyu aldığımda, yaptığım ilk şey bana hissettirdiği şeyleri çizmeye çalışmak olur.
Now, no one knows this, not even your Aunt Kate, but... when I get a script, the first thing I do is just sort of paint the way it makes me feel.
Mail yazarken bana yardım etmeyince sana biraz kızmıştım ama şimdi tamamen işe yaramaz olduğun için mutluyum.
You know, I was kind of mad at you when you couldn't help me write the e-mail, but now I'm glad you're completely useless.
Biliyorum, bana her zaman Madam Rosa'yla olan seanslarımızdan bahsetmememi söylüyorsun ama son falımdan biraz bahsetmiş bulundum ve çok ilgili gözukuyordu.
Now, I know you're always telling me not to talk about my sessions with Madame Rosa, but I just happened to mention my last reading, and he was very intrigued.
Ama sonra bana Xavier'in felsefesini ve zamanı değerli kılmayı anlattın, ben de denemek istediğim şeylerin küçük bir listesini yaptım.
But then you started talking to me about Xavier's philosophy, and making time count, and I decided to make a little list of things I wanted to try.
Ama annem bana verdi.
But Mom gave them to me.
Yani bana bir kere çıkma teklif etmişti, ama... genellikle bana masasından mesaj gönderirdi, iki adım ötemdeyken, benimle konuşmak yerine yani.
I mean, he asked me out once, but... most of the time, he just instant messages me from his desk, 2 feet away from me, instead of actually talking to me.
Günlükten size bahsetmediğim için bana kızgın olduğunuzu biliyorum, ama... bunu neden anlatmadığımı hiç sormadınız.
I know you were angry with me for not telling you about the journal, but... you never asked me why I didn't tell you about it.
Çocuğumun bana ihtiyacı vardı ama ben yanında değildim.
My child needed me, and I wasn't there.
Bana da öyle geldi ama.
It kind of sounds like it, though.
Bu biraz delice olacak ama Mayfair'in, bana son bir kez yanıt bulmasını umuyordum.
This is gonna sound a little crazy, but, um... I was hoping... for just one last time that Mayfair would have an answer for me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]