English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Ama ben değilim

Ama ben değilim traduction Anglais

4,851 traduction parallèle
O kadar da önemli değil, çünkü her zaman yaptığı gibi üste çıkacaktır, çünkü o kötü birisi ama ben değilim.
It doesn't matter anyway. He's always going to wind up on top because he's a killer and I'm not.
A * cık ağızlı olmaktan mutlu olabilirsin, ama ben değilim.
You might be happy being pussy-whipped, but I'm not.
Başbakanı koltuğundan indirmek için hevesli olabilirsin ama ben değilim.
You may be burning to bring down a prime minister, but I'm not.
Ben çocukken maymundum ama artık değilim. Yakışıklı Maymun Kral oldum.
I was the monkey boy, but now I'm Handsome Monkey King.
Ama ben senin gibi değilim.
But I'm not like you.
Ama ben dünyadaki diğer bütün kızlardan birisi değilim.
But I'm not every other girl in the world.
Ben kahraman değilim ama sen kahramansın.
I'm not a hero, but you are.
Tamam, ama ben kötü adam değilim.
Fine, but I'm not the bad guy.
Çocuklar, kusura bakmayın ama size o mesajı gönderen ben değilim.
Well, guys, I'm sorry, you know, but I'm not the one who sent that text.
Ama o ben değilim.
- But that's not me.
Teşekkürler ama ben evlilik düşünen biri değilim.
Thank you, but I'm not really the marrying type.
Ama ben onlardan degilim.
I am not one of them.
Ama ben oralardan değilim.
Well, I'm not from around there.
Evet ama buradaki tek yalancı ben değilim.
Yes, but I'm not the only liar.
- Bir şey olursa sorumlusu ben değilim ama.
If anything happens, I'm not responsible.
Ben avukat değilim ama polisin bu arabaya ulaşmasını isteyeceğini sanmıyorum.
Well, I'm not a lawyer but I don't think you want the police getting ahold of this car.
Tamam, ama ben içinde olmak zorunda değilim
Okay, but I don't have to be in it.
Ben Başkanı eğlendirmek için burada değilim. Ama ona savaşın çok yakında biteceğini söyleyebilirsin.
Look, I'm not here to entertain the President, but you may tell him that the war will be over.
Sizi bu işe ben bulaştırdım biliyorum ama bunun için üzgün değilim.
Um... Yeah. I know I dragged you guys into this, but I'm not sorry.
Kardeşin için üzgünüm ama ben öyle birisi değilim.
Look, I'm sorry what happened to your sister, but that's not me.
Körmüşüm gibi davranıyor ama ben kör değilim.
He's still treating me like I'm blind.
Ama hayır, ben böyle biri değilim.
But no, that's not me.
Ben inançlı birisi değilim. Ama dua etmek gibi elimden gelenin en iyisini denedim.
I'm not a religious person, but I tried my best, you know like to pray.
Öyle mi denir bilmem ama, ben kaçakçı değilim.
I'm not a fence, if that's the term.
Harika ama ben pek emin değilim...
Yeah, that sounds great but I'm just not sure...
Sana yanlış yapan tüm insanlara olan öfkeni çok iyi anlıyorum ama ben onlardan birisi değilim.
I totally get that you are on a rampage against all the people that have wronged you, but I am not one of those people.
Ama onunla konuşmayan bir tek ben değilim.
Well, in my defense, no one did.
Ama yeniden eğitmek ve ben durdurmak niyetinde değilim.
But I retrain and I do not intend to stop.
Bana benzeyen birini görmüştür ama gördüğü kişi ben değilim.
It's some dude who looks like me, but it's not me.
Ama ben aptalca hatalara yabancı değilim...
But I'm no stranger to stupid mistakes...
Çok cesur davranıyor. Ama ben onun kadar cesur değilim.
He's very brave about it, but I'm not.
Sevgilim ver onu, ama John, ben... tek satıcı ben değilim.
I want you to stop, Darling to give this shit, Then it stop, but John, I'm not, I'm not the only one, dealer here,
Belgrad'tan biri seni öldürecek, ama o ben değilim.
Someone is here in Belgrade to kill you, and it's not me.
Ben mühendis değilim ama köprünün böyle yapılmadığından kesinlikle eminim.
Now... I'm no engineer, but, uh... I'm pretty sure this isn't how you build a bridge.
Ama ben müzik dehası değilim.
You know I'm not a music whiz.
Ama ben bir fahişe değilim.
But I am not a hooker.
Dinle, ben... ben zamanımda berbat bir şey yaptım. Ama ben katil değilim.
Listen, I-I-I've done some fucked up shit in my time, but I'm not a killer.
Hadi ama. Üzerimden çekilmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim.
You'll be missing something if you don't get off me.
Avareyim ben... çılgınım ben... ama deli değilim.
"I like to wander, but I am not wayward."
5 yıl geçti ve birden İngiliz olduk ama ben İngiliz değilim.
Five years pass and suddenly we're English people, But I'm not English.
Ama ben tek değilim.
So what is it that..
Ama ben bir casus değilim!
But I am not a spy!
Ben o kadar şanssız değilim ki bu salakla evlenmek zorunda kalayım, baba. Hadi ama, evlat.
I am not so unlucky... that I've to marry this duffer, papa.
Ben de ırkçı değilim ama kızımın Avrupalı beyaz bir Fransızla... - Evlendiğini görmeyi arzu ederdim.
I'm not racist too but I want my daughter to marry a White, European and French man!
- anti-kusma hapları... bakın, ben kanser uzmanı değilim ama, yardım edebilirim.
- The anti-nausea pills... Look, I'm not an oncologist, but I can still help.
Ama yapamam çünkü ben yeterince heyecan verici değilim.
But I can't because I am not exciting enough.
Adresi bulacağım ama neden anlamıyorsun ben artık o adam değilim.
I'll get you the address, but why can't you understand I ain't that fucking guy anymore?
Ben hazır değilim ama.
I'm not really ready for it, you know?
Ama ben ona ait değilim.
He doesn't own me.
- Ben değilim ama.
- Well, I'm not.
Yemekli bir davete herkes şarap getirir. Ama ben herkes değilim.
Everybody brings wine to a dinner party, but I'm not everybody.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]