Bunlar benim traduction Anglais
5,175 traduction parallèle
Aman Tanrım, bunlar benim seçtiğim isimler.
Oh, my God, those are the exact names I picked out!
Evet, bunlar benim.
Yeah, it's mine.
Myrna, bunlar benim yurt arkadaşlarım, Jenn ve Zoe.
Myrna, these are my sorority sisters, this is Jenn and Zoe.
Bunlar benim için ağır gelir hayatım.
Might be a bit heavy for me, hon.
Bunlar benim.
That's all me.
Tüm bunlar benim için çok yeni, o yüzden tam olarak ne diyeceğimi bilmiyorum ama hadi bitirelim şu işi.
This is all new to me so I don't know what to say but... let's have it out.
Margot öldü ve artık bunlar benim sorunum değil.
Margot's dead, and it's not my problem anymore.
Bunlar benim içeride giydiğim ayakkabılarım.
These are my inside shoes.
İşte bunlar benim gerçek yıldızlarım.
You see, these are my real stars.
Bunlar benim son sözlerim olabilir, çünkü yarın ölü biri olacağım.
Perhaps my last because tomorrow I'm dead.
Bunlar benim değil.
These aren't mine.
Bunlar benim baş harflerim.
These are my initials.
Bunlar benim şartlarım.
These are my terms.
Bütün bunlar benim hatam.
This is all my fault.
- Tüm bunlar benim suçum.
- It's all my fault.
- Bunlar benim değil.
- Those aren't mine.
ve bunlar benim kızlarım, Abbie ve Lily.
And these are my girls, abbie and lily.
Pekala, sanırım bütün bunlar benim kuruntummuş.
Well, I guess I'm blowing this whole thing out of proportion.
Bunlar benim botlarım.
- Those are my boots.
Bunlar benim iş ortaklarım.
These are my associates.
Bir gün bunlar benim olacak.
This will be mine someday.
Bunlar benim isteklerim.
Those are my terms.
Ve bunlar benim arkadaşlarım Lucy ve Kelly.
Yasmin, these are my friends, Lucy and Kelly.
Tanrım, bunlar benim en sevdiğim oyuncaklarım.
God, these are my favourite toys.
Bekle bunlar benim insanlarım.
Hold on. These are my people.
Bunlar benim.
These are mine.
Bunlar benim problemim değil, Ben.
These are not my problems, Ben.
Tüm bunları anladım, ancak benim hesaplarıma göre...
I understand that, but according to my calculations...
"Bunların hepsi benim için olmalı."
" Surely, this is all for me.
Bunlar sadece benim için, kişisel fotoğraflar
This is just personal photos for me.
Daha yolun çok başındayım. Yani sizin gibi birinden bunları duymak benim için çok önemli.
I'm just beginning, so praise from someone such as yourself... as you can imagine that means quite a lot.
Çok geç olmadan bir kez olsun büyümeye çalışıyorum. Bunların hepsi benim iş bulmamla başlıyor.
- I'm trying to grow up before it's too fucking late, and it all starts with me getting a job.
Uzun süreli ilişkideyim ve bunlar da benim çocuklarım.
I'm in a long-term relationship and these are my kids.
Tabi bunlar benim düşüncelerim.
But..
Bunlar benim için önemli değil. Umurumda bile değil hatta.
I don't even really care about that.
Tüm bunlar... benim için biraz yeni.
This is all just... Pretty new to me.
Bunları benim için düdüklüye koyar mısın?
Put these in the steamer for me, will you? Hurry up.
Biliyorum, bunların senin için hiçbir anlamı yok ama benim anlamama yardımcı olacak.
I know, these things don't mean anything to you, but it Helps me to understand.
Bunlar sadece benim değil.
These are not just for me.
Bunlar neden benim başıma geliyor?
Why is this happening to me?
Bunların hepsi benim hatam.
This is all my fault!
Bunları saklamak benim kararımdı.
It was my choice to keep you all in the dark.
Bunlar gençken Elena ve benim birbirimize yazdığımız mektuplar.
These are letters Elena and I wrote to each other when we were teenagers.
Kafeteryada arkamdan konuşuyorlar. Bütün bunları Daphne'ye benim yaptırdığımı söylüyorlar.
In the cafeteria, talking behind my back, saying that I put Daphne up to that whole thing.
Bunların hepsi gerçekten benim için mi?
This is really all for me?
Bunları benim için ödünç almanız çok kibar.
It's kind of you to borrow these for me.
Yakında bunların hepsi benim olacak!
All of this will soon be mine!
Ya da en azından, benim de olduğum kısımları durdurmak istedim yaptığım bazı şeyler, bunlar için hâlâ hapse girebilirim.
Or at least, stop the parts that included me, some of the stuff I did, I could still go to jail for.
Benim oğlumun bakan olması halinde bunlar senin.
My son should become minister in MLC quota.
Bunların hepsi benim...
All this was in my...
Bunların hepsi benim suçum.
Oh, this is all my fault.
bunlar benim arkadaşlarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32