Kendini nasıl hissediyorsun traduction Anglais
874 traduction parallèle
- Kendini nasıl hissediyorsun, evlat?
- How do you feel, kid? - All right.
Kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel?
- Baba, kendini nasıl hissediyorsun?
- Dad, how do you feel? - Rotten.
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How are you feeling?
Kendini nasıl hissediyorsun Ole?
How you doing, Ole?
- Kendini nasıl hissediyorsun Standiferd?
- How do you feel, Standiferd? - Terrible.
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How you feel?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How you feeling, son?
- Kendini nasıl hissediyorsun Stoke, ha?
- How're you doing, Stoke, huh?
Kendini nasıl hissediyorsun?
It's me. How do you feel?
- Kendini nasıl hissediyorsun Dan?
- How do you feel Dan?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How do you feel?
Bu sabah kendini nasıl hissediyorsun sevgilim?
How do you feel this morning, my dear?
- Antonio, kendini nasıl hissediyorsun?
Antonio, do you feel unwell? - No.
Kendini nasıl hissediyorsun?
How are you feeling?
Kendini nasıl hissediyorsun, Bennie?
How you feel now, Bennie?
- Kendini nasıl hissediyorsun Tom?
- How are you feeling today, Tom?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel?
Kendini nasıl hissediyorsun?
Feeling better?
Şimdi kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel now?
Kendini nasıl hissediyorsun?
How's that?
Kendini nasıl hissediyorsun?
How does it feel?
Fakat, abi, kendini nasıl hissediyorsun?
But tell me, brother, how are you feeling?
Bebeğim, kendini nasıl hissediyorsun?
Harry, baby, how do you feel?
Hey, kendini nasıl hissediyorsun?
Hey, eh, how do you feel?
Kendini nasıl hissediyorsun, dostum?
How do you feel, buddy?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How do you feel? - Wonderful.
Kendini nasıl hissediyorsun, Mark?
How are you feeling, Mark?
Kendini nasıl hissediyorsun baba?
Hey, Papa, how you feel really?
Marihuana içince, kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel smoking?
Peki, kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
– How do you feel, Yossarian? – Fine...
Eee, şanslı adam, kendini nasıl hissediyorsun? Şanslı.
- Lucky man, and how are you feeling?
Kendini nasıl hissediyorsun, David?
How are you feeling, David?
Şimdi kendini nasıl hissediyorsun, ihtiyar?
- Well, dear man, how do you feel now?
Şimdi kendini nasıl hissediyorsun, Jered?
How do you see yourself, Jered?
Kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel? You look good.
Kendini nasıl hissediyorsun?
How you feeling?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How do you feel? - Terrible.
Kendini nasıl hissediyorsun?
How do you feel
- Kendini nasıl hissediyorsun? - Kovboy şarkısı ile başlayacağını orkestraya söyledim. - Harika.
- How do you feel?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
- How are you feeling? - OK.
Sybil, kendini nasıl hissediyorsun?
SYBIL, HOW DO YOU FEEL?
Nasıl hissediyorsun kendini?
Well, how does it feel?
Nasıl hissediyorsun kendini?
How does it feel?
Kendini nasıl hissediyorsun?
- Rub his legs too.
Acemi nasıl bugün, bu sabah kendini nasıl hissediyorsun?
How're you feeling this morning?
Kendini daha sonra nasıl hissediyorsun?
how do you feel?
Nasıl hissediyorsun kendini, Kardeşim?
How do you feel, sister?
- Nasıl hissediyorsun kendini, Miles?
- How you feelin', Miles?
- Kendini nasıl hissediyorsun? - Berbat.
Awful.
nasıl hissediyorsun 480
nasıl hissediyorsunuz 55
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
nasıl hissediyorsunuz 55
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42