Mutluydum traduction Anglais
1,036 traduction parallèle
Bir zamanlar ben de mutluydum.
I was happy, too, once.
Mutluydum ve sırf senin için yaşamaya devam edebildiğim için gururluydum.
I was happy and proud to keep going, just for you.
Eh, dediğim gibi ufacık toprağımı sürmekten oldukça mutluydum Birleşik Devletler'deki arkadaşlar beni endişelendirmeye başladıklarında.
Well, as I was saying, I was quite happy farming my bit of land down in Buckinghamshire when these United Nations fellows started worrying me.
Evet, ama yine de mutluydum.
Yes, but I have been happy.
Aslında oldukça mutluydum.
I've been quite happy, really.
O rada o kadar mutluydum ki.
I was so happy there.
Ve ben onun tekrar evde olmasından bir annenin olabileceği kadar mutluydum.
And I was happy as a mother could be, having him home again.
Mutluydum, "İlk kez özgürüm." diye düşündüm.
I was glad, thinking, "Now I'm free for once."
Orada oldukça mutluydum.
I was quite happy there.
Çok mutluydum.
Before, I was happy.
Bugün çok mutluydum, sizlerin sayesinde. Ayako şanslı bir kız!
Thanks for all of you, Ayako is blessed.
Beni koruduğun için çok mutluydum!
I was so happy you delivered me!
Ve sonra bir sessizlik... mutluydum.
Then silence... and I was happy.
Ben sadece burada olduğu için mutluydum.
I was just to be happy to have him
Bir stüdyoda çalışmaktan o kadar memnun ve mutluydum ki... onlara istedikleri bilgiyi vermeye söz verdim.
I was so delighted and happy about working at a studio that I... I promised to give them the information they wanted.
Burada çalışmaktan o kadar mutluydum ki çoğu zaman düşünmedim.
I've been so delighted working here that I didn't think half the time.
Bir zamanlar mutluydum.
I was happy once.
Başta çok mutluydum, ama şimdi ben...
I was so happy at first, but now I...
Maggie yanlmda oldugu siirece mutluydum.
As long as Maggie was with me, I was happy.
Çok mutluydum ama herşeyi birdenbire mahvettiniz.
I was so happy... You ruined everthing.
Burada mutluydum, Maimiti.
I've been happy here, Maimiti.
İlk tanıştığımızda 20 yaşındaydım o zamanlar mutluydum.
When we first met, I was 20 years old. I was happy then.
Acaba özgür olduğum için mi mutluydum... yoksa mutlu olduğum için mi özgürdüm.
And I wondered if I was happy to feel free... or free to feel happy.
Güle güle hanımefendi. Tezgâhtar kızın oyunumu fark edip benimle birlikte oynamasından mutluydum.
But I'm flattered when the girl notices and plays along.
Burada mutluydum.
I was happy here.
Seninle çok mutluydum.
I was so happy with you
Adada çok daha mutluydum ben.
I would have been happier on the island.
Cezayir'de çok daha mutluydum.
Ι was so much happier in ΑΙgeria.
Sizinle birlikteyken mutluydum.
I was so happy there with you.
Çok mutluydum. Mektubu postalamak için yağmurda üç blok boyunca koştum.
I was so happy, I ran three blocks in the rain to mail the letter.
Ben mutluydum.
I was'appy.
Mutluydum.
I was happy.
Çok mutluydum.
I was delighted, never sick :
Çok mutluydum.
And I was very happy.
Doğru olan buydu ve ben mutluydum.
I thought it was the way it was meant to be. I was happy.
Ama ben mutluydum.
But I was happy.
Seninle ne kadar da mutluydum.
How happy I was with you...
Altı ay boyunca çok mutluydum.
For six months I was completely happy.
Mutluydum.
I'm happy.
O akşam eve gittiğimde çok, çok mutluydum.
When I went home that evening... I was very, very happy!
Sanırım diğer zamanlarda olduğumdan daha mutluydum.
I think I was happier then than any other time.
Çok mutluydum, Fergus'a yani size modellik yapacağım için.
I was thrilled to get to model for the great Fergus.
Ayrıca bundan hemen önce çok mutluydum. Uyurken yani.
Besides, I may have been happier where I was... sleepin'.
Çok mutluydum.
I was so happy.
Sonunda bittiğinde, o kadar mutluydum ki.
When finally completed, I was so happy.
- Mutluydum.
- Weren't you?
Çok mutluydum.
I was very happy.
Çünkü o güçlüydü, yakışıklıydı, büyük ve güzel ellerinde mutluydum.
Only because he was handsome, strong, happy, with his big, beautiful hands.
Fakat onu tekrar görmeyeceğim için mutluydum ya da onun süslü aptal elbiselerini.
But I was glad I'd never see her again, nor that fancy-dress idiot of hers.
... inanmakta güçlük çektim. Ama sonrasında çok mutluydum.
I didn't dare believe it, but then I was very happy.
Çocukken çok mutluydum ben asıl dertler daha sonraları başladı.
I had a happy childhood.
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu olun 20
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu olun 20
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu noel 30
mutlu değilim 17
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu noel 30
mutlu değilim 17
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50