Onlar benim traduction Anglais
7,385 traduction parallèle
Onlar benim ailem değil.
It isn't my family.
Kızlar, onlar benim aletlerim!
Girls, those are my power tools!
Onlar benim arkadaşlarım.
- They're not magnets. They're my friends.
Onlar benim kardeşlerim.
They my brothers.
Onlar benim tüylü küçük sarsak bulunmaktadır.
They are my fuzzy little pals.
Onlar benim adamlarımdı Fitzgerald.
They were my men, Fitzgerald.
Onlar benim hayat değerinde yaşam kılan.
They're what makes my life worth living.
- Onlar benim ölümsüz olduğumu düşünüyorum.
- They think I'm immortal.
Ama onlar benim ipuçlarım.
But they're my leads.
- Onlar benim değil, senin.
- They were not mine, but yours.
Onlar benim ailem.
That's my fuckin'family.
Onlar benim, Sana veriyorum.
They're mine, I give to you.
Onlar benim hakkımda yazarlar ben de bir başka...
They write about me and... - I'm just another...
Ryan : Onlar benim hayranlarım değil.
They're not my buddies.
ailem uyku araştırmacısıdır, ve onlar benim uykumu ve tüm yaşamımı incelemişlerdi gördüğün gibi, ben gürültülü uyuyan klasik bir tipim.
My parents are sleep researchers, and they've been studying my sleep my whole life. Apparently, I'm a classic noisy sleeper.
- Hayır, efendim, onlar benim.
No, sir, they're mine.
- Onlar benim konuklarım.
Hey, these are my guests. Yeah.
Ve onlar benim için gerçekten yüksek beklentileri vardı bence.
And I think they had really high expectations for me.
Jimmy ve Conrad hala benimle ilgili gerçekten endişeli... ve onlar benim ağırlığının çoğunu taşıdı.
Jimmy and Conrad were still really worried about me... and they carried most of my weight.
Onlar benim ağırlığı altında hareket ediyor.
They are moving under my weight.
- Evet, onlar benim en sevdiğim yemekler.
- Yes, they are my favourite dishes.
Onlar benim saryımın dekorunu geçtiler.
They outdid my palace decor.
Onlar benim değil.
Oh, they ain't mine.
Onlar benim.
They're mine.
Ameliyat masraflarını ben ödedim yani onlar benim
I paid for their cat surgery, so they're mine.
Onlar benim paramı istiyor biliyorum.
I know they wanted my money.
Onlar benim Arabayı yedekte mi?
Did they tow my fucking car?
O yerlerdeydim çünkü insanlar birbirleri ile kavga ediyorlardı birbirlerine zarar veriyorlardı. Benim, onların, hiç kimsenin Noel'de doğruya çeviremeyeceği şeyler yapıyorlardı.
I was there because people were fighting, hurting each other, doing things I, that they, that nobody could ever make right on Christmas.
Benim onlar.
It's mine.
... "ama sen onların izini sürüp, benim için cezalandırabilirsin." diyorlar.
"... but you can track them down and punish them for me ".
Onları okumak benim görevim.
It's my job to read them.
Ben onları benim kutsalı verecek izin sana güvenmek.
I will give them my sacred permission to trust you.
Ve onları benim makineleri atalım?
And let them have my machines?
Markkula seni Lisa'dan dolayı çıkardı, ne onların ne benim yüzümden. Beni suçla..
Markkula took you off the Lisa, not them and not me, so don't blame...
Benim onlar.
- They're mine.
Onlar benim, tamam mı?
Who do they belong to? ! They're mine, okay?
Benim onlar!
They're mine!
Ama benim yaptığım şey için onları cezalandırmamalısın.
But you shouldn't have punished them for what I did.
Benim endişelendiğim şey, onlarınki gibi bir şey bulamayacak olmam.
I mean, you know what I'm worried about, is that I'm never going to find what they have.
Senin eve gelmenin sebebi, benim onları hayal kırıklığına uğratmayacak olmam.
The whole point of you coming home with me is so I don't disappoint them.
Onlar da benim.
Mine, too.
Ve onların ürünüde benim Shurti.
And their product is me, Shruti.
Onların hepsine benim sayemde sahipsin.
All of whom you have because of me.
Benim de onlar için elimden geleni yapmam gerek.
And I got to do what I can for'em.
Onları yatağın üstüne benim için mi bıraktın?
You left them on the bed for me?
Tıpkı benim gibi onlar da Doğu'dan gelen Moğollar.
Just like me. They're Mongols from the east.
Benim de onlar için öleceğim gibi.
Like I would have died for them.
Artı vicodin onlar bana verdi. - Benim bilgelik dişler için.
Plus the Vicodin that they gave me for my wisdom teeth.
Benim adım, Gülten ama onlar "Güle" beni ara.
My name is Gulten, but they call me "Gule".
Pardon, onlar benim.
Oh, no, no, no. those are mine. Those are for me.
Onlar benim çocuklarım.
My children are in that car.
onlar benim arkadaşlarım 20
onlar benim çocuklarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
onlar benim çocuklarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32