English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Onu bulamıyorum

Onu bulamıyorum traduction Anglais

534 traduction parallèle
Onu bulamıyorum.
I can't find him.
Benimleydi, ve şimdi onu bulamıyorum.
She was with me, and now I can't find her.
"Üzgünüm, onu bulamıyorum." O ikiyüzlü...
"I'm sorry, I can't locate him". Why, that double-crossing...
Onu bulamıyorum.
I can't find it.
Ama onu bulamıyorum.
But I can't find him.
Onu bulamıyorum.
I haven't been able to find her.
- Bir saattir onu bulamıyorum.
Call him and tell him not to go!
Onu bulamıyorum.
I can't find her.
Evet, hasta olduğunu duydum, ama onu bulamıyorum, anne.
Yes, I heard he was sick, but I can't find him, Mama.
Her yere baktım, ama onu bulamıyorum.
I've looked everywhere, but I can't find her.
Onu bulamıyorum.
I can't find her anywhere.
Affedersiniz bayan, benim oğlan dolaşmaya çıkmıştı, onu bulamıyorum.
The little one loses everything.
Onu bulamıyorum.
Couldn't find him.
Aslında, onu bulamıyorum bile
As a matter of fact, I can't even find him.
Kayığın etrafında yüzüyorum ama onu bulamıyorum.
I swim around the boat, but I can't find him.
- Onu bulamıyorum.
- I simply cannot find her.
Şimdi de düğün için geldim fakat onu bulamıyorum.
Now I came here for the wedding, and I can't find him.
- Onu bulamıyorum.
- Well, I can't see her nowhere.
- Ama onu bulamıyorum.
- But I can't locate him.
Onu bulamıyorum.
I can't seem to find him.
Uh, onu bulamıyorum, ve acaba bana yardım edebilir miydiniz?
Uh, I can't find him, and I was wondering whether you could help me?
Onu bulamıyorum!
I can't find it!
Onunla konuşmak için geldim ama onu bulamıyorum.
I've come all the way out to talk to him, but I can't find him.
onu bulamıyorum.
I can't find it.
Ona dün gece ve bu sabah ulaşmayı denedim ama onu bulamıyorum.
I tried to last night and this morning, but I cant find her.
Şimdi... dinamit yerleşik bir saate bağlanmış o da akım anahtarına bağlı, onu bulamıyorum anahtarın bağlı olduğu ise pil.
Now... the dynamite is connected to the timing device which is connected to the switch, which I can't find which is connected to the battery.
San Francisco'da olmalıydı ama onu bulamıyorum.
No, he was supposed to be in San Francisco, but I can't find him.
Onu bulamıyorum.
I can't seem to find her.
Annemi kaybettim ve onu bulamıyorum.
My mommy's lost and I can't find her.
Onu bulamıyorum işte.
- Yeah. I can't find him.
Kahretsin, onu bulamıyorum.
I can't fucking find him.
Ama onu bulamıyorum.
Now I can't find him.
Onu bulamıyorum!
I can't find him!
Öyleydi ama şimdi onu bulamıyorum.
He was, but now I can't find him. Where is he?
Onu bulamıyorum!
I can't find her!
Biraz daha kay, bulamıyorum onu.
Move over a bit more, I can't find it.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
- I can't find her anywhere.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum Bayan Davis.
I can't find her anywhere, Miss Davis.
- Onu bulamıyorum.
- Can't find him.
Onu hâlâ bulamıyorum.
I still can't find it.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
I cannot find him anywhere.
Geziye onu götürecektim fakat bulamıyorum.
I was gonna take it on the trip, but I can't find it anywhere
Ama onu bulamıyorum.
But I can't nail him down.
Onu sormak zor, zira onu bir yerde bulamıyorum.
It's hard to ask him, because I can't locate him.
Sizin aptallığınızdan bulamıyorum onu... Onun peşindeyim diye sizi unuttum sanıyorsunuz.
It's because you're all foolish... and all believe because I so busy chasing'Ivan now I forget about you.
Onu burada bulamıyorum.
You can't find her here.
Size elimden gelen yardımı yapmayı isterim Müfettiş ama Bay Morlar hakkındaki notlarıma bakıyorum da söylediğiniz gibi onu saldırmayı düşünecek birine dair hiçbir iz bulamıyorum.
I want to be all the help I can to you,... but I've been through my notes on Mr. Morlar and I can't find anything that would prompt someone to assault him the way you suggest.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
I can't find him anywhere.
Benim saç fırçasını gören var mı? Onu hiçbir yerde bulamıyorum!
Does anybody have a hairbrush?
Hiçbir yerde bulamıyorum onu.
I can't find him anywhere.
Onu uyandıramıyorum ve Sarah'ı bulamıyorum.
I do not manage to wake it, I do not even find Sarah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]