Onu buluruz traduction Anglais
503 traduction parallèle
Korkma, kaybolduysa onu buluruz?
You just lost a diamond pin. We're going to find it, all right?
Onu buluruz.
We'll find him.
Onu buluruz.
We'll find her.
- Belki saklar, ama onu buluruz.
- He may hide it, but we'll find it.
- Hadi, onu buluruz.
- Come on, we'll find him.
Yaşadığı şey her ne ise ki umarım onu buluruz, adamı mutlâk bir kataleptik hareketsizlik durumunda bırakmış.
His experience, whatever it was... which we hope here to discover, has left him... in a state of absolute catatonic immobility.
Onu buluruz.
We will take it.
Vurulmuşsa onu buluruz.
If he got hit, we'll find him. You better put a call in to Homicide.
Herkesen onun fotoğrafını veriyorum, böylelikle onu buluruz.
I'm giving everybody her picture, so we'll find her.
Hiç merak etmeyin şimdi onu buluruz.
Over here, or over here.
Onu buluruz. Arabası ne marka?
We'll find him, what kind of car does he drive?
Onu buluruz!
He can't run anymore.
Eğer Locque Cortinada ise onu buluruz.
If Locque's in Cortina, we'll find him.
Janklow kaçırdığımız bir telefon fişini bulmadan önce onu bulmalıyız. - Oradaysa, onu buluruz.
The signal's power must have shorted out the CD player.
Birkaç dakikamız var, belki onu buluruz.
Well, we got a few minutes, maybe we can find him.
- Siz plakayı verin. Biz onu buluruz.
- Well, just give us the license number and we'll find it.
Eğer Miami'deyse, onu buluruz.
If she's in Miami, we'll find her.
- Onu buluruz.
- We'll find her.
Önce cesetten kurtulalım sonra onu buluruz.
First we dump the body, and then we find her. She can't get far lugging that kid.
Kahrolası duvarı takip edersek onu buluruz.
And if we just keep following this damn wall, we're bound to find it.
Eminim onu buluruz.
I'm sure we'll find it.
Oh, biz onu buluruz.
Oh, we'll find her.
Belki şansımız yaver gider ve biz de onun düştüğü yere düşer ve onu buluruz.
MAYBE WE GET LUCKY AND CRASH OURSELVES... IN THE SAME PLACE, AND FIND HER.
Onu görebilmemiz mümkün olduğu zaman başsavcıyı arar ve buluruz.
We'll ring the attorney general and find out when we can see him.
- Onu sahibine götürecek birilerini buluruz diye düşünmüştüm.
I thought we might find somebody to send it back by.
- Buluruz onu.
We'll find him.
Sistematik yaparsak onu birkaç saate buluruz.
If we do this systematically, we can find her in a couple of hours.
Onu sizin için buluruz.
Don't worry about him
Size sevidirici haber verebilmeyi çok isterdim ama onu kısa zamanda buluruz, gerçekten, eğer beraber çalışırsak.
I only wish I could give you some cheerful news, but we might find him quite soon indeed if we work together.
- Onu da buluruz.
- We'll get it.
Onu sensiz de buluruz.
We find him without you.
Hemen buluruz onu.
We'll soon find him.
Hayır, âşık olduğumuz için onu yakışıklı buluruz.
No, we find him handsome because we love him.
Öncelikle onu hapishaneden çıkarmalıyız,... diğer çocukları da toplar, ölenlerin yerine... yeni adamlar buluruz.
Once he's out of jail, collect the other boys, and as for the dead... huh, replace them.
Onu nerede buluruz?
- Where do we find him?
Orada buluruz onu! - Hayır... bırakalım artık.
We'll go to Le Havre, like we said.
Onu bir yönde buluruz.
We will find him on one road.
Onu ya Viran köyde ya da mezarlık da buluruz.
You find him either in desolatad village or in cemetery.
Umalım ki, önce biz buluruz onu. Bu odayı severdim.
But if she's held incommunicado, who knows what they might persuade her to say?
Belki hana vardığımızda orada buluruz onu.
Maybe he'll be at the inn when we get there.
- Onu nerede buluruz?
- Where do we find him?
Onu birkaç gün içinde buluruz.
We'll find her in a couple of days.
Onu nerede buluruz biliyor musun?
You know where we can find her?
Bak, onu biz kaybettik, biz buluruz.
Look, we lost him. We'll find him.
Sadece bu kızı nerede buluruz onu öğrenmek istiyoruz.
We just would like to know where to find this girl.
Onlar bulamazlarsa biz buluruz, onu bulacağız... ölü ya da diri.
If they don't find him, we will... dead or alive.
- Onu senin için buluruz.
- We'lI find it for you.
- Belki onu suda buluruz.
- Maybe we'll find him in water.
- Sokacak güzel bir yer buluruz onu.
I'm sure we could find someplace to stick.
Burada birinci Haçlı seferinden kalma bir şövalye varsa, onu burada buluruz.
That's right. If there's a knight of the First Crusade down here, that's where we'll find him.
Nasıl buluruz onu?
How do we find her?
buluruz 36
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84