Sadece bir kaç dakika traduction Anglais
228 traduction parallèle
Sadece bir kaç dakika kalacakmış.
He says he can only stay a few minutes.
- Sadece bir kaç dakika önce.
- Just a few minutes ago.
Lütfen, sadece bir kaç dakika için.
Please, just for a few minutes.
Onunla sadece bir kaç dakika konuşabilseydim.
If I could only talk to her forjust a few minutes.
Sadece bir kaç dakika sürer.
It will take only a few minutes.
Sadece bir kaç dakika sürer.
It'll only take a minute.
- Sadece bir kaç dakika.
- Just for a few minutes.
Pekala, ama sadece bir kaç dakika.
[Brian] All right then, but just for a few minutes.
Onu oyalayabilirsen, sadece bir kaç dakika için.
If you could stall him just a few minutes.
Bir kaç dakika içinde burada olur. Sadece bir kaç dakika.
He'll be here in a moment, just a moment.
Sadece bir kaç dakika var, Bay Selvy.
There's only a few minutes, Mr. Selvy.
Sadece bir kaç dakika kaldı, Bay Selvy.
There's only a few minutes left, Mr. Selvy.
Dosyaları kontrol etmek sadece bir kaç dakika alır.
It will take just a few moments to check the files.
- Sadece bir kaç dakika.
- Only a few minutes.
Bazan bana öyle geliyor ki... sadece bir kaç dakika içinde bir çözüm bulunacaktır, ve yeni, güzel bir hayat başlayacak.
Sometimes it seems to me that... In only a few more minutes a solution will be found and a new, beautiful life will begin.
- Ben sadece bir kaç dakika içinde dönerim.
- I'll be back in a minute.
Sadece bir kaç dakika.
Just a few minutes.
Sadece bir kaç dakika.
It just took a minute.
Köprüde sadece bir kaç dakika nefes almaya yetecek hava kaldı.
Only moments of air left on the bridge now.
Onunla konuşmak için izin ver... ... sadece bir kaç dakika.. Benekli Kurt teslim olmaya ikna olabilir.
If you'd let me talk to her for just a few minutes she might convince Spotted Wolf to give up without a fight...
Sadece bir kaç dakika, lütfen.
Just for that minute, then, please. Come on.
Sadece bir kaç dakika.
Just for a few minutes.
Sadece bir kaç dakika sürer.
I'll only be a few minutes.
Sadece bir kaç dakika sürer.
It'll only last a couple of minutes.
Sadece bir kaç dakika için.
Just for a couple of minutes.
- Sadece bir kaç dakika.
- Only for a minute.
Şey, sadece bir kaç dakika alacak, Komiser.
Well, it'll only take a couple of moments, Lieutenant.
- Şey, ben... sadece bir kaç dakika.
- Well, I... I only have a minute.
- Hayır, sadece bir kaç dakika.
No, no, just a few minutes.
Sadece bir kaç dakika ayırabilirim.
I can only spare a couple of minutes.
Lütfen, sadece bir kaç dakika daha?
PLEASE, JUST GIVE ME A COUPLE OF MINUTES?
Sadece bir kaç dakika sürer.
this will only take a minute.
Sadece bir kaç dakika oldu, ve o karısnı özlemiş.
It's only been a few minutes, and he misses her.
Sadece bir kaç dakika daha.
Just a few more minutes.
Sadece bir kaç dakika, efendim.
Just a few minutes, sir.
- Sadece bir kaç dakika.
- Just a few minutes.
Sadece bir kaç dakika daha.
I just need a couple of more minutes.
Bakın, ben sadece bir kaç dakika kalacağım, benim için ön tarafa park et, olur mu, lütfen? Tabi.
Look, I'm only going to be a few minutes, so park it up front for me, would you, please?
Sadece bir kaç dakika, sonra gitti.
Just a few minutes, and then he was gone.
Florida'nın güneyinden geçecek ama sadece bir kaç dakika için.
Just south of the Florida Keys, but only for a few minutes.
Sadece bir kaç dakika sürecek.
It's only gonna take a few minutes.
Sensör yankıları yerleştirildi ; ancak yanlış görüntü sadece bir kaç dakika sürecek.
Sensor echoes established, but the false image will only last a few minutes.
Aynı bir foton torpili gibi ayarlanabilirler ama sadece bir kaç dakika sürer.
They can be configured just like a photon torpedo in a few minutes.
Hey dostum, sadece bir kaç dakika bekle. Tamam mı?
- Just wait a few minutes.
Sadece bir kaç dakika.
Could I just have a moment of your time?
Ama zorundasın, sadece bir kaç dakika.
But you have to, just for a little while.
Başkan'ın ulusa seslenişine sadece bir kaç dakika kaldı sevgili seyirciler.
We`re only a moment away from the arrival... of President Shepherd and his State of the Union address.
Dün gece birkaç dakika kendine gelebildi bu sabah da sadece bir kaç saniye.
He was conscious for two minutes last night and another few seconds this morning.
Sadece bir-kaç dakika sürdü.
That only took a couple of minutes
bir kaç dakika bekle sadece.
Hang on just a second.
Bir kaç dakika rahat bırakın kızı, onun sadece uykuya ihtiyacı var.
Just let her be for a minute, she needs her sleep.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24