English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ V ] / Ve ben de

Ve ben de traduction Anglais

35,320 traduction parallèle
Ve ben de Tuvalet Cini.
And I'm Toilet Gin.
Ve ben de seninle konuşmak istiyorum.
And I want to talk to you too.
Ve ben de bu teklifi tereddüt etmeden bile reddettim.
And I'm giving that up instantly and without hesitation.
- Ve ben de köşeye at diyorum.
- And I said, "Paint the corner."
O iyi bir koç. Ama bu gece dünya değişti Oscar ve ben de bizi yeni dünyaya taşıyacak kişinin o olduğuna emin değilim.
He's a good manager, but the world changed tonight, Oscar, and I'm not convinced that he's the man to take us into the new one.
Sarah Keaton Ambien etkisi altında değildi saçma bir savunma tezgâhladınız ve ben de neredeyse buna inanacaktım?
Sarah Keaton wasn't on Ambien, and you concocted some ridiculous defense and I almost fell for it?
Sorun çıkmazsa ve evlenirsek ve ben de hemen hamile kalırsam işler tüm dostlarımla yolunda gitmiş olur.
I mean, if things worked out, and we got married, and I got pregnant right away, I'll be right on track and right in line with all my friends.
Bu sorun yaratır..... ve ben de sorun istemiyorum.
It's gonna be trouble. Trouble I don't need.
Benden onu çıkarmak için her şeyi riske atmamı istedin ve ben de attım.
- You had no problem asking me to risk everything to get that kid out, and I did it.
... ve ben de ona ne olursa olsun yaklaşmam. Çok temiz bir numaraydı, William,... ama bu mahkeme celbini durdurmayacak.
That's a pretty neat trick, William, but it isn't gonna stop this subpoena.
Çünkü arkadaşınım ve ben de bir zamanlar aynı konumdaydım.
Because I'm your friend and I was in your position.
Beni sevdiğini söyledi ve ben de birlikte olamayacağımızı söyledim, çünkü bilmeliydim.
Well, she told me she loves me and I said we couldn't be together because I had to know.
Gerçekten hoş, ılık iklimli ve ben de alıştım.
Really nice, warm climate and I dig it.
- Sen bensin ve ben de senim.
- I am you and you are me.
Evet, bu "Jaws" filmi resmen ve ben de Brody'im.
Yeah, this is "Jaws," and I'm Brody.
Şimdi orada bir yerde tek başına ve ben de yokum.
Now she's out there, alone, and I'm gone.
Ben de kontrol kolunu aldım ve yaralı kuşu batan bir yük gemisinin üzerine indirdim.
So I grabbed the joystick and guided that wounded bird down onto a container ship... which was sinking.
Ben de her zaman merak etmişimdir.
You know, I've always wondered that.
Ben bir parça tutacağım, sen de şemada denk gelen karenin harfini ve numarasını söyleyeceksin.
I'll hold up a piece, and you call out the number and letter of the corresponding grid square.
Bunu bilmemin sebebi de ben satın aldım ve 700 milyon dolarlık faturasını da saklıyorum.
And I know this because I bought it, and I kept the $ 700 million receipt.
Görünüşe göre bir çok insan bunu kimin için yaptığını söylüyor. Ben de bunu artık kendin için yapman gerektiğini söylüyorum.
Seems like you've got a lot of people telling you who you're doing this for, and I wonder if it's not about time you start doing this for yourself.
Ben de beni bar sahibi Ben olarak ve diş fırlaklığı olan başarısız biri olarak görmediğine seviniyorum.
I'm just glad you're open to seeing me as Ben the man and bar owner, and not Ben the underachiever with the overbite.
Becca'nın zorladığı salak bütçe yüzünden almaya param yetmiyor ben de kurumuş muz kabuğu tüttürmeye başladım.
I can't afford it with this stupid budget Becca's got me on, so I've been smoking dried banana peels.
- Ben de bunu söyleyip duruyorum.
- That's what I've been saying!
Ben de bu kararı verecek kadar tecrübeli olmadığını düşünüyorum.
- And I don't think you've been practicing law long enough to make that call.
Frozen Yoğurt'taydım ve neli istediğime karar verememiştim ben de arkamdaki kişiye dönüp "Beni bekleme sen al istersen?" dedim.
I was at the frozen yogurt place and I didn't know what I wanted, so I turned to the guy behind me, and I was like, "Why don't you go ahead?" [gasps]
Ve eğer o mutlu değilse, ben de değilimdir.
And if she's not happy, I'm not happy.
Benim iki ebeveynim de pisliğin tekiydi ve ben daha sekiz yaşındayken ayrılmışlardı.
My parents were both dirtbags who split up when I was eight.
Pekala bakın ben de Shawn'ın olaya dahil olmasını çok istemiyorum. Bize şöyle reddedemeyeceğimiz bir teklif yapın ve burada işi bitirelim.
Okay, look, I don't want Shawn involved either, so how about you blow us away with an offer so we can end this.
Herkes Nainsanlar ve robotlarla uğraşırken ben de Yenilmezler Kulesi'ne gireyim dedim.
While everyone's busy with Inhumans and bots, I made my move on Avengers Tower.
Ne ben kalkanımdan, ne de o bir zırhtan ibaret ve çocuğun da yetenekleri var.
I'm not my shield, he's not his armor, and the kid's got skills.
Bunu sen de biliyorsun, ben de biliyorum ve bu yüzden buradasın. Davanızı kabul edilemez bir dava haline getirdiğiniz için teşekkürler.
You know it, and I know it, and that's why you're in there, so thank you for making the decision to not take your case an easy one.
Senin sözüne güveniyorum kardeşim, elinden geleni ardına koyma çünkü sen Harvard mezunu bir avukat olabilirsin ama ben de Yale mezunu bir avukatım ve aramızdaki fark, benim gerçek paranın ticarette olduğunu biliyor olmam.
I'll take your word for it, bro, and bring it on, because you might be a Harvard-educated lawyer, but I'm a Yale-educated lawyer, and the difference between me and you is I know the real money's in trading.
Ben de masada bir sandalye satın aldım ve Nathan ile kurul da benim yanımda.
I bought a seat at the table, and I got Nathan and the board on my side.
Ben de elimde kazanacak kadar şey olmadan iddianame hazırlamak istemedim ve yapmam gerekeni yaptım. Şimdi ise canım bu lezzetli sandviçi bitirmek istiyor.
I thought I didn't want to bring an indictment before I had enough to win, so I did what I needed to do, but what I need to do right now is finish this delicious ham sandwich,
Ve uykumda olan şeyi söylemek zorundaydım, çünkü bugün bana gelip sordu. Ben de ona kaza kısmını anlattım, kavgaya tutuştuk.
And I must have been talking about it in my sleep, because he asked me about it today, so I told him the accident part, and then we got in a fight.
Ben de bunu söylüyorum.
That's what I've been saying.
Böylece ben de doğruldum ve hayatıma geri döndüm.
So I straightened out and turned my life around.
Ben de bunu söyleyip duruyorum.
That's what I've been saying.
- Ben de seni arıyordum.
I've been looking for you.
Başından beri ben de adadaydım.
I've literally been on the island the entire time.
Ve tek karar veren de ben olmayacağım.
I won't be the only decision maker.
Tamam, tuvalete git ve külotunu indir. Sonra ben de gelip seni düzeyim.
Yes, you pop to the loo, pull down your knickers, and then I will come in and fuck you.
Ben de orada oturdum.
I've been in that seat.
Siz tanistigim en fakir finans müdürleri degilseniz ben de ne olayim.
If y'all two ain't the most broke-ass financial managers I've ever met.
Ben de aynısını sen arabanın arkasında bir striptizciye oral yaptırırken yakalandığında söyleyebilirdim ama senin önüne atladım değil mi?
I could've said the exact same thing when you got caught getting blown by a fucking stripper in the back of your car, but I came through for you, right?
Orada bekledim ve geri gelmedi, ben de yoluma devam ettim.
I waited around and he never came out, so I left.
Ben de o yoldan geçtim.
I've been there.
Ben de seni özledim.
I've missed you, too.
Bu işten geri adım attın, yine de ben devraldığımdan beri... Bu uçakta, canın ne zaman ne isterse onu yapıyorsun!
You stepped down from this job, yet ever since I took over, you've been running around on this plane, doing what you want, whenever you want!
Ve, şey aslında, ben de 9'a yaklaşmışım gibi hissediyorum, Jack.
And, the thing is, i feel like I'm there, Jack.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]