Yapmak zorundaydım traduction Anglais
831 traduction parallèle
İlk başta askerlik görevimi yapmak zorundaydım.
First I had to do my army duty.
Yapmak zorundaydım!
- I'm not moving on again! - I had to do it!
"Özür dilerim Blackie, yapmak zorundaydım." Jim. Bu varsayım sanığın duruşması boyunca devam etti.
This presumption remains with the defendant throughout the trial.
Bunu yapmak zorundaydım.
I had to do it.
Yapmak zorundaydım.
I had to!
Zavallı, çok acı çekti. Yapmak zorundaydım. Benden bahsetmek üzereydi.
I wanted to tell you.
- Üzgünüm ama onu yapmak zorundaydım.
- I'm sorry, but I had to do that.
Bir şey yapmak zorundaydım.
I had to do something.
Ama inan bana, bunu yapmak zorundaydım.
But believe me, I had to.
Seninle Merrivale'in oynadığı role uygun olarak öyle yapmak zorundaydım.
I had to the way you and Merrivale were acting.
Yapmak zorundaydım.
I just had to do it.
Yapmak zorundaydım, ihtiyar.
Had to do it, old man.
Bir seçim yapmak zorundaydım.
I had to make a choice.
Bunu yapmak zorundaydım, Hepsi bu, Sana kaç kez anlattım.
I had to do it, that's all, I've told you a dozen times.
Yaptığım şeyi yapmak zorundaydım.
What I did, I had to do.
Dost ya da değil, yapmak zorundaydım.
Buddy or not, I had to.
Evimizi korumak için öyle yapmak zorundaydım.
I did what I had to, to save the House of Gifuya.
Öyle yapmak zorundaydım. Bana arka çıkmadınız.
I had to, you wouldn't back me up.
Yanlıştı ama yapmak zorundaydım.
That was wrong, but I had to do it.
Yapmak zorundaydım.
I must have done it.
- Yapmak zorundaydım.
I had to do it.
Bunu yapmak zorundaydım.
I- - I had to do that.
Seçim yapmak zorundaydım. Ya O'nu da yanımda götürecektim ya da öldürecektim.
Either I took him along, or I killed him.
Yapmak zorundaydım!
I had to do it!
Yapmak zorundaydım.
I had to do it.
Bunu sana yapmak zorundaydım.
I had to do it to you.
Yapmak zorundaydım.
Well, I had to do it, Mike.
Üzgünüm, konuşmanızı duydum, öyle yapmak zorundaydım.
I'm sorry. I had to do it. I heard your talk.
- Ama anne, yapmak zorundaydım.
- But, Mama, I had to.
Böyle bir zamanda aniden girdiğim için özür dilerim, fakat yapmak zorundaydım.
I'm sorry I have to burst in on you at a time like this, but I got to.
Birşey yapmak zorundaydım.
I had to do something.
Bunu yapmak zorundaydım...
It was necessary.
Bunu yapmak zorundaydım!
It was necessary.
Öldüğü zaman, yaşamak için bir şeyler yapmak zorundaydım.
When he died, I had to make a living doing something else.
yapmak zorundaydım!
I had to!
Biliyorsun yapmak zorundaydım!
You know I had to!
- Çünkü yapmak zorundaydım.
- Because I had to.
Profesöre yaptıklarınızdan sonra mı? Yapmak zorundaydım. Kitap yakmalar, maskeler.
And it takes a hillbilly to cut down a hillbilly, and that's me.
Meksika'daki köyümde bu gibi şeyleri yapmak zorundaydım.
In my village in Mexico, I have had to do such things.
Bir şeyler yapmak zorundaydım.
I had to do something.
Ne yaptın az önce? - Yapmak zorundaydım.
- What have you just done?
Geçinmek için bir şeyler yapmak zorundaydım.
I had to do something to make ends meet.
Ayağa kalkıp özel şovumu yapmak zorundaydım.
I had to get up and do my party piece.
Herşeyi kendim yapmak zorundaydım...
Had to do all this myself...
Yani, yapmak zorundaydım.
So I had to do it.
- Yapmak zorundaydım!
I had to!
Yapmak zorundaydım.
I'm sorry. I had to do it.
Bunu yapmak zorundaydım.
It was what I had to do.
Yapmak zorundaydım!
Had to.
Yapmak zorundaydım.
I had to.
Don Juan balkonlara tırmanmak ve düello yapmak zorundaydı ve sanırım, bunu kadınlarını ayrı tutmak için yapardı.
Sir Charles'predecessor was forced to climb balconies and fight duels... and, as I understand it, keep his women separate and apart.
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28