Çalismiyor traduction Anglais
60 traduction parallèle
Yeni telesekreterim iyi çalismiyor.
My new answering machine is no good.
- Kalp çalismiyor.
- Flatline. - Let's go.
Dr. Wells, fiskiyeler çalismiyor.
You're beautiful. Does Kline need a new makeup man, or what?
Anahtarim çalismiyor.
My key won't work.
Hakikaten çalismiyor.
My key really is not working. You know?
Caserine... bu çalismiyor tamam mi?
- Catherine this just isn't working out, right?
Bizimkilerin beyinleri fazla çalismiyor olabilir ama sanirim, bu kadinlar agaca bagli bulunmayi bekliyorlar.
Come on. Our boy's brain is as soft as a two-minute egg. I think every one of them is tied to a tree, waiting to be found.
Onlari saklamaya çalismiyor.
He makes no attempt to hide them.
Sifon çalismiyor da.
The flush doesn't work.
Benim dügmem çalismiyor!
My button has broken!
Eyvah, gemim, kadinim gibi sevdigim gemim, çalismiyor.
Alas, my ship, whom I love like a woman, is disabled.
Çalismiyor!
It doesn't work!
Yani, çalismiyor mu?
So, didn't worked out?
- Çalismiyor musun?
- You're not working?
Eskisi kadar iyi çalismiyor degil mi?
Doesn't really work as well as before, huh?
... ve havaalanina inis yapamam çünkü uçagim çalismiyor...
And I can't land at your airport, because my plane doesn't work.
Çalismiyor.
It ain't working.
- Paul Kellerman artik gizli servis için çalismiyor.
Paul Kellerman no longer works for the Secret Service.
Kalbi ciddi sekilde yara aldi ve cigerleri de tam çalismiyor.
Well, his heart was severely damaged and his lungs were compromised.
Benden daha kötü bir enkaz halinde olabilir ama hiç olmazsa evli degil, hiç olmazsa benim ceza almama sebep olmaz, hiç olmazsa olmadigi biri gibi davranmaya çalismiyor.
And she might be a bigger wreck than I am, but at least she's not married, At least she's not gonna get me suspended, at least she's - She's not trying to pretend to be somebody she's not.
Sen anneni kurtarmaya çalismiyor, onu büyümekten korktugun için sabote etmeye çalisiyorsun.
You're not trying to save your mom, you're trying to sabotage her because you're too afraid to grow up.
Hayir, çok hossun, aslina bakarsan, ayni yerde çalismiyor olsaydik muhtemelen birlikte olurduk. Ama su an ayni yerde çalisiyoruz.
No, so pretty, in fact, that if we didn't work together, we would probably be... but the point is we do work together.
Hayir, çünkü telefonlar çalismiyor.
No, cos the phones aren't working.
Bu sefer kaçmaya çalismiyor.
He's not trying to escape this time.
Ama kafam çalismiyor çünkü bu kasaba çok sikici.
... this village is so dull.
- Bu pislik çalismiyor. Acele et, Mini.
Hurry, Mini.
Annemi ölümüne seviyorum ama bazen beni dinlemiyor veya buna çalismiyor biraz alttan al olur mu?
I love my mama to death, but she just don't listen or try to just, try to relate a little bit, you know what I'm saying?
Aslinda burada çalismiyor bile. Tipki, Rango'nun o hayvanciklari kurtarmadigi gibi.
He doesn't work here, basically, just like the way Rango didn't save those animals.
Neden çalismiyor musunuz?
Why aren't you working?
Tanri askina, kafeler çalismiyor mu.
We work in cafes, for God's sake.
Elena'dan uzak durmaya çalismiyor musun?
Aren't you trying to keep your distance from Elena?
- Listeler güncellendi. - Telefonlari çalismiyor.
- I've already checked it.
- Çalismiyor.
- It doesn't work!
Bu sey çalismiyor!
This thing doesn't work!
Çalismiyor.
It doesn't work.
Evet, bu arada sifon iyi çalismiyor
So this is it. Plumbing's no good.
- Frenlerim calismiyor.
- My brakes don't work.
- Kaci calismiyor?
- How many don't work?
[MOTOR ÇALIŞMIYOR]
[ENGINE FAILS TO TURN OVER]
Çalişmiyor.
Didn't work.
( ARABA ÇALIŞMIYOR )
Open the door.
Yok, telefonlar calismiyor.
No, phones are dead.
ÇALIŞMIYOR, SONRA tüm ayrı düşüyor.
IS NOT WORKING, THEN IT ALL FALLS APART.
- Benimki burada çalismiyor da.
Mine doesn't work.
Benim bacaklarim calismiyor, Zoe.
It's my legs that don't work anymore, Zoe.
Bu sey neden calismiyor?
What's wrong with these things?
Yani, arabam calismiyor,..
I mean, my car will never make it.
Tıpkı bir Türk gibi! TV İSTASYONU ÇALIŞMIYOR
[Man speaking greek]
- Çalismiyor, lambasi yanmis.
- The lamp is damaged though.
Telsizler calismiyor.
The walkies aren't working.
Bak seni incitmeye çalişmiyor...
- I'm sorry. Look I wasn't trying to hurt
çalışmıyor 158
çalışmıyorum 33
çalışmıyor mu 17
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyorum 33
çalışmıyor mu 17
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67