Öyle mi sence traduction Anglais
1,971 traduction parallèle
- Yani, öyle mi sence? - Evet.
- I mean, you think it is?
Öyle mi sence?
You think so?
Öyle mi sence?
You think?
Sence de öyle değiller mi?
Aren't they silly?
Ve sence tarihte buna benzer başka şeyler yok, öyle mi?
And you don't see any parallel between that and anything else in history?
Sence de öyle değil mi?
Don't you agree?
Öyle mi? Eğer bu deneyimler tamamen silindiyse, bu sence de onu, bilemiyorum, yani...
I mean, if those experiences are gone forever, doesn't that sort of make him, I don't know, like...
Sence de öyle mi?
Is that it?
Sence öyle mi, Bay En Yüksek Üçüncü IQ'ya Sahip?
You think, Mr. Third Highest IQ ever measured?
Danny harika görünüyor, sence de öyle değil mi?
Danny looks great, don't you think?
Neden kendine o yetkiyi tanımıyorsun, çünkü buradayım ve bence bunu hak ettim. Sence de öyle değil mi?
You go ahead and liberate yourself because I'm here now, so I kind of feel like I deserve the truth, don't you?
Bu bayağı ciddi bir dizayn hatası gibi duruyor, sence de öyle değil mi?
That seems like a pretty serious design flaw, don't you think?
Sence de öyle değil mi?
Don't you think so?
Sence de öyle değil mi, Dave?
Wouldn't he be killer, Dave?
- Sence de öyle değil mi?
Don't you think?
- Sence Jamie onu öyle görmeli mi?
- Do you think jamie should see him like that? - I don't know.
Sence de öyle değil mi, Millie? Kesinlikle.
- Didn't you think so, Millie?
Sence de öyle değil mi, Millie?
- Didn't you think so, Millie?
O sıralar zor bir dönemden geçiyordum. Erkeklerle yaşadığım sorunlar üzerinde çalışıyordum. - Sence öyle mi?
I was kind of going through a little rough patch in my life, was working out my issues with guys.
Sence bizim bildiğimiz İsa bu mu? Griffinlerin evi ben Peter. Öyle mi?
Police revived and arrested the disoriented Jesus who was quoted as saying, "Jews are responsible for all the world's wars."
Sence de öyle değil mi?
Don't you think?
O herif saçmalıklarla dolu sence de öyle değil mi?
You know he's full of crap, don't you?
Bu biraz korkutucu, sence de öyle değil mi?
It's a bit daunting, isn't it?
Yani sence annem bir kaşar öyle mi?
Oh, so you think my mom's a slut?
Sence Stone'un bakterisi sonuç verebilir mi? - Bence öyle düşünüyor.
You think Stone's bacterium is the solution?
Bu garip, sence de öyle değil mi?
That's odd, wouldn't you say.
Ama pisliğin tekisin, sence de öyle değil mi?
But you are an asshole, don't you think?
Sence öyle değil mi?
You don't think so?
Sizler hala birlikte olurdunuz, sence de öyle değil mi?
You guys would still be together, don't you think?
Yağmur çok romantik. Sence de öyle değil mi?
The rain is so romantic, isn't it?
'Yağmur çok romantik! Sence de öyle değil mi?
'The rain is so romantic, isn't it?
Sence de öyle değil mi? Saçma bir romantik komediyi daha kim ister?
I mean, who needs another frothy romantic comedy, right?
Dilimizi iyi biliyor, sence de öyle değil mi, hayatım?
His English is excellent, don't you think, honey?
Sence de öyle değil mi?
- Ain't that beautiful?
Evet, Sand, iyi geçti, sence de öyle değil mi?
Yeah, well, Sand, that went great, didn't it?
Her bakımdan gerçek bir Tanrı olacağım, sence de öyle değil mi?
A true God by any definition, wouldn't you say?
- Sence de öyle değil mi?
- Don't you agree?
Sence de öyle değil mi?
Wouldn't you say?
Sence bu da öyle bir şey mi?
- That's what you think this is?
Ne yani? Sence öyle değil mi?
What, you don't think so?
Konuyu önemli kılıyor. Sence de öyle değil mi?
It really opens up the issue.
Doğum gününde İsa'ya kadeh kaldırmak bence çok uygun, sence de öyle değil mi?
Why, I think it's perfectly acceptable to raise a toast to Jesus on his birthday, don't you agree?
Çok Gene Kelly tarzı. Yaklaşık 1945. Sence de öyle değil mi?
Very Gene Kelly, circa 1945, don't you think?
Sence de öyle değil mi Nakajima?
Don't you agree, Nakajima?
Bence ilişkiler karşılıklı iletişim üzerine olmalıdır, sence de öyle mi?
I definitely think relationships are about communication, don't you?
Adam iyi biriydi, sence de öyle değil mi?
The guy's all right, don't you think?
- Sence öyle mi?
You think so?
Sence de öyle değil mi Jo?
Don't you think, Jo?
Bir işe yaramadığını gösterdin, sence de öyle değil mi?
'Cause you've proven yourself useless, wouldn't you say?
Bence neden bahsettiğim gayet açık sence de öyle değil mi?
- I think it's pretty damn clear what I'm talking about, don't you think?
Öyle mi? Sence umursadığım nedir?
What do you think I care about?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi diyorsunuz 19
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle midir 18
öyle mi dersiniz 40
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi diyorsunuz 19
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle midir 18
öyle mi dersiniz 40
öyle miyiz 25
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
sence 570
sence neden 28
sence ben 17
sence bu 23
sence ne 24
sence o 20
sence nasıl 40
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
sence 570
sence neden 28
sence ben 17
sence bu 23
sence ne 24
sence o 20
sence nasıl 40