Anlamadığım şey traduction Espagnol
905 traduction parallèle
Anlamadığım şey bu işte.
Eso es lo que no entiendo.
Benim anlamadığım şey, Musgrave'lerin neden asırlar önce arazide hak iddia etmedikleri.
Lo que yo no entiendo es por qué los Musgrave no reclamaron la tierra hace tiempo.
Ama anlamadığım şey onun sanatçı olduğu yönünde konuşulanlar.
Lo que no entiendo es que diga que pintaba.
Anlamadığım şey, sabah neden geri geldiğin?
Lo que no entiendo es por qué volviste por la mañana.
Anlamadığım şey, ortada ağlanacak ne var?
No lo entiendo. ¿ Llorando por qué?
Anlamadığım şey ise... beni bu saatte ziyaret etme sebebin.
Lo que no entiendo es el motivo para visitarme a estas horas.
Anlamadığım şey, onu nasıl ilk Nana'nın bulduğu.
Pero no se cómo fue... que Nana encontró tu sombra.
Yine de anlamadığım şey sen kadınlarla tanışmak konusunda sıkıntı yaşayacak birine benzemiyorsun.
Lo que no entiendo es... que no parece un hombre al que le resulte difícil conocer mujeres.
Anlamadığım şey, senin neden anlamadığın.
Lo que no entiendo es por qué tú no lo entiendes.
Avrupalı kadınlarda anlamadığım şey... neden ortaklık teklif ettiğimde efendi... ya da patronun ben olmamı istedikleridir?
¿ Sabe? Lo que no entiendo de las europeas es... ¿ por qué desea que sea el dueño y señor?
Anlamadığım şey, o adam evli neden seni öpsün ki?
No lo entiendo. Ya la tiene a ella. ¿ Por qué iba a querer besarte a ti?
Anlamadığım şey neden bunu daha önce düşünemediğim.
Lo que no comprendo es por qué no lo pensé antes.
Ama anlamadığım şey ise, efendim onları neden bir birlerine düşürdüğünüz?
Lo que yo no entiendo, señor por qué es usted deshuesándolos ¿ Contra nosotros?
Ne demeye çalıştığınızı, anlamadım memur bey Şey, bak :
- No se qué quiere decir, agente.
Anlamadığım daha pek çok şey var galiba.
Creo que hay muchas cosas que no entiendo
Anlamadığım birçok şey var.
Hay muchísimas cosas que no entiendo.
Kitty, anlamadığım bir şey var.
Kitty... Hay algo que nunca he entendido.
Anlamadığım bir şey var, Susan :
Algo que nunca pude entender.
Son zamanlarda anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Hay muchas cosas que no entiendo últimamente.
Anlamadığım bir şey var ki o da Alman çocuklara neden terbiye öğretmek zorunda olduğunuz.
Lo que no entiendo es por qué enseñarles buenos modales a los niños alemanes.
Anlamadığım bir dolu şey var.
No comprendo un montón de cosas.
- Yalnız anlamadığım bir şey var.
- Pero hay algo que no entiendo.
Hepinizin anlamadığı şey şu ki, onun oralarda bir yerlerde olduğunu bilmek zorundayım.
Lo que nadie entiende es que tengo que saber que está cerca.
Anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Hay tantas cosas que no entiendo.
Anlamadığım tek şey, silahını neden kullanmıyorsun?
No entiendo una cosa. ¿ Por qué no usa la pistola?
Dinle evlat, senin hakkında anlamadığım tek bir şey var.
Escucha, nena, hay algo de ti que no entiendo.
New York'ta anlamadığım tek şey insanların neden düşmanca davrandıkları.
No consigo comprender porqué... las personas son tan antipáticas en New York.
Bay Baron, anlamadığım bir şey var, kendim de servisteydim...
Sr. Baron, no lo entiendo. Yo mismo trabajé en el Servicio...
Gösteri dünyasıyla konusunda anlamadığım çok şey var.
Parece que no entiendo demasiado sobre espectaculos.
Bağışlandın Cal. Bence yaptıklarında bir kötülük yok... yalnız anlamadığım bir şey var.
Cal. sólo algo que desconozco.
Fakat anlamadığım bir şey var.
Pero hay algo que no entiendo.
Jonathan'ın günlüğünde anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Hay tanto en el diario de Jonathan que no comprendo.
Ancak anlamadığım bir şey var.
Pero, verá, hay una cosa que no entiendo bien.
Ölüm ve yaşamda anlamadığımız birçok şey vardır.
Hay muchas cosas que no comprendemos sobre la vida y la muerte.
Daha da anlamadığım gidişinizin ne kadar doğal bir şey olduğunu pek az takdir etmeniz.
Además, no entiendo lo poco que aprecia la naturaleza de su partida.
Anlamadığım bir şey var.
Hay algo que no entiendo.
Anlamadığım bir şey var.
Una cosa que no entiendo.
İzin verirseniz... anlamadığım bir şey var.
- que no logro entender del todo
Davada anlamadığım tek şey de bu işte.
Es el único elemento del caso que no comprendo.
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
Bueno, sería mejor que los leyeras... y si no entiendes algo, intentaré explicártelo.
Anlamadığım bir şey var Batman.
Hay algo que no entiendo, Batman.
Anlamadığımız bir sürü şey.
Un montón de cosas que no entendemos.
- Affedersiniz. Anlamadığım bir şey var.
- Perdón, pero no lo entiendo.
Bakın, anlamadığımız bir şey adamlarımdan birini öldürdü.
Mire algo que no comprendemos mató a mi tripulante.
Çavuş, bu adamın dava dosyasında anlamadığım iki şey var.
Sargento, al revisar la transcripción del juicio de ese hombre... ... había un par de cosas que no entendí.
Evet, ama anlamadığım bir şey var.
Sí, pero hay algo que no entiendo.
Anlamadığım bir şey var. İçkiler neden iki kadehle sınırlanmış?
No lo entiendo es de dos bebidas máximo.
Anlamadığım tek şey - - Evet?
Pero algo se me escapa...
Burada anlamadığım bir şey var.
- Señor Spock. - Capitán.
Anlamadığımız bir şey var!
¡ Hay algo que no comprendemos!
Anlamadığım bir şey var! Lütfen beni aydınlatın!
hay una cosa que no entiendo y necesito una explicación.
seyirciler 18
şeyde 37
şeydi 22
şeyden 21
şey yani 16
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyde 37
şeydi 22
şeyden 21
şey yani 16
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38