English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bu çok hoş

Bu çok hoş traduction Espagnol

2,623 traduction parallèle
Bu çok hoş, ama olması gereken yer...
Eso es maravilloso, pero va con los...
Bu çok hoş!
¡ Eso es tan dulce!
Bu çok hoş tatlım ama yemiyorsun.
Eso es bonito, cariño, pero no estás comiendo.
Aman Tanrım, bu çok hoş bir sürpriz.
Oh, Dios mio, ¡ esa es una sorpresa muy agradable!
Bu çok hoş.
Wow, esto es muy cool.
Bak bu çok hoş, değil mi?
¿ Ves? Esto es lindo.
Evet. - Ay bu çok hoş.
Sí ¡ Oh, es tan agradable.
Oh, bu çok hoş aslında... Babam sayesinde tanıştık.
Oh, era tan dulce que nos conocimos a través de mi papá.
Her zaman gelecek ay olacak kermese yardımcı olabilirsin. Bu çok hoş olurdu.
Siempre podría ayudar en el mercadillo benéfico del mes que viene eso sería de agradecer.
Shaggy, bu çok hoş birşey.
Shaggy, eso es tan amable.
Ama Willa hayatta olursa, bu çok hoş olur.
Creo que sería bueno que Willa si lo esté.
Bu çok hoş ve cömertçeydi.
Eso fue muy dulce y generoso por tu parte.
Bu çok hoş bir davranış.
Qué tierno.
İçmek benim için hep bir ritüel olmuştur, bu yüzden bu ritüelin yerine yenisini bulmalıyım ve Avery bana bu çok hoş çay setini, biraz şiş ve yün ve el çabukluğu üstüne bir büyü kitabı aldı.
Así que sólo necesito reemplazar ese ritual. Y Avery me compró este lindo juego de té, estas agujas de tejer y algo de lana, y un libro sobre trucos de magia.
Bu çok hoş.
Que bien.
Oh, bu çok hoş.
Eso es muy dulce.
Bu çok hoş.
Eso es lindo.
Bu çok hoş.
Eso es tan dulce.
- Bu çok hoş bir hareket değil mi?
¿ No es realmente dulce? Vale.
Bu çok hoş olmuş.
Esto... esto es perfecto.
Bu çok hoş.
Oh, esto es agradable.
Bu çok hoş.
Eso es realmente tierno.
- Bu çok hoş...
Eso mola mucho...
- Bu çok hoş.
Fue realmente genial.
Bu çok hoş.
Genial.
- Bu çok hoş.
- Bueno, eso es muy bonito.
- Bu çok hoş Max.
- Está genial, Max.
Bu çok hoş cidden, sen de öyle düşünmüyor musun? Ben kendime düşen görevi yaptım. Şimdi sıra sende.
Esto es tan hermoso, ¿ no te parece? Yo he hecho mi parte.
Ama aldatıyormuş gibi hissettim. Bu çok hoş, dostum.
Sabes, casi llevo a Lassiter al carro japonés una vez, pero sentí que era un engaño.
Ama bu çok hoş olurdu, değil mi? Güzel karavan.
Bonita caravana. ¿ Vais de camping?
Hales, bu çok hoş, Benim için hiçbir şeyi değiştirmek zorunda değilsin.
Hales, eso es lindo, pero no tienes que cambiar las cosas por aquí por mi.
Bu gerçekten çok hoş.
Esto es muy bueno.
Bu arada, üstünüzdeki çok hoş bir takım, Buddy!
Lindo traje por cierto amigo.
Herneyse. Bu gerçekten çok hoş.
De todos modos, eso es genial.
Bu arada, kullandığınız parfüm çok hoş.
Por cierto, lleva un perfume que es encantador.
Bu ufak mum bile bizim göremeyeceğimiz bu hoş pırıltının çok ötesinde, bir kuvvet salıyor.
Incluso esta pequeña vela desata una fuerza demasiado rápido para nosotros ver, que llega mucho más allá de el brillo bonito.
Fakat görünmez dünyaya dönersek, bu hoş ve kullanışlı kuvvet birden bire çok farklı gözükmeye başlıyor.
Pero adentrarse en el mundo de lo invisible, y esta fuerza benigna y útil de repente se ve muy diferente.
Bizimle bu kadar uğraşmanız çok hoş.
- Es bonito hacer tanto por nosotros.
Çok hoş bir şey bu.
Es tierno.
Bu söylediklerin çok hoş.
Nada. Es sólo, esto es tan genial.
Ayrıca, bu adam bu adam da göze çok hoş görünüyor değil m?
Y además, este tipo... Este tipo es lindo para mirar también, ¿ verdad?
Hayır, Flash tişörtü bugün cuma olduğu için ama işlerin bu şekilde yolunda gitmesi çok hoş.
No, la camiseta de Flash es porque es viernes pero es lindo cuando las cosas salen bien.
Çok hoş oldu bu.
Bueno, esto es agradable.
İçmek benim için hep bir ritüel olmuştur, bu yüzden bu ritüelin yerine yenisini bulmalıyım ve Avery bana bu çok hoş çay setini, biraz şiş ve yün ve el çabukluğu üstüne bir büyü kitabı aldı.
A no ser que entonces se sientan tentados a hacer que las frituras... -... te den... - Integración Vertical.
Uh, bu... çok hoş.
Eh, es... muy amable.
Biliyor musun Antigua'nın yılın bu zamanlarında çok hoş olduğunu duymuştum.
Tú sabes... He oído que Antigua está muy bonita en esta época del año.
Bu yüzden Bahama gezimi kaçırıyorum burada olmak istedim çünkü - Saçın çok hoş görünüyor.
Por eso estoy escapando de mi viaje a Bahamas. Quería estar aqui porque... ¡ Tu pelo está realmente bien!
Bu arada, konuşmam çoğunlukla babam hakkında çünkü biliyorsun kendisine karşı çok acımasız, Lisede nasıl zirvede olduğunu söyleyerek filan ve ben sadece onun için hoş birşey yapmak istedim
Oh, por cierto, mi discurso es mayormente sobre papá, sólo porque, ya sabes, él es siempre tan duro consigo mismo, diciendo como llegó hasta arriba en el instituto, y solo quería hacer algo bonito por él ¿ sabes?
Londra'nın 90 km batısında, Wiltshire ilçe, İngilizce kırsal hoş çok kalır Bu binlerce yıldır olduğu gibi.
90 millas al oeste de Londres, en el condado de Wiltshire, el Inglés campo sigue siendo bastante como lo ha hecho durante miles de años.
Evet, çok iyi bir noktaya parmak bastın, Joel üstelik bu operasyonun arkasındaki gücün ben olduğunu düşünmen çok hoş ama bu durumda bence ailene bir şey olmayacak.
Sí, es una buena cuestión la que planteas, Joel, y agradezco que te percates de que soy el pilar fundamental de esta operación, pero en este caso, creo que tus padres van a estar perfectamente.
Birbirlerini bu kadar önemseyen insanlarla olman çok hoş.
Es tan bonito estar rodeada de gente que se preocupa por los demás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]