English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hâlâ yaşıyor

Hâlâ yaşıyor traduction Espagnol

875 traduction parallèle
Mısır tanrıları, şu tepelerdeki yıkılmış tapınaklarında hâlâ yaşıyor.
Los dioses de Egipto siguen vivos, aquí, en sus templos en ruinas.
Hâlâ yaşıyor ve hâlâ adayı ölümcül bir korkunun pençesinde tutuyor.
Aún vive y mantiene a la isla bajo un temor mortal.
Hâlâ yaşıyor.
Sigue vivo.
Hâlâ yaşıyor değil mi?
Sigue con vida, ¿ verdad?
Hâlâ yaşıyor! Evet!
¡ Está vivo!
Onu öldürdüm ama o hâlâ yaşıyor! Bırakın beni!
¡ Yo le maté y está vivo!
Hâlâ yaşıyor!
¡ Yo le maté!
Milattan sonra 4000 yılında şiirlerinden biri hâlâ yaşıyor olabilir.
Uno de tus poemas puede sobrevivir en el año 4000 D.C.
- Annen, baban hâlâ yaşıyor mu?
- ¿ Tus padres aún viven?
Oysa Clarence nefes almayı sürdürüyor hâlâ Edward hâlâ yaşıyor ve ülkeyi yönetiyor.
Clarence respira todavía. Eduardo también vive, y reina.
Uzakta olsaydım amcam hâlâ yaşıyor olabilirdi.
Si no hubiera estado lejos, mi tío puede que aún estuviera vivo.
Hâlâ yaşıyor.
Está aguantando.
"Bu sabah hâlâ yaşıyor."
"Ella aún está viva esta mañana".
- Bu, hâlâ yaşıyor mu?
- ¿ Está todavía vivo?
Bence o hâlâ yaşıyor.
Creo que aún está viva.
Anılan devirden beri onlar dağlara baksa da her nerde olursa olsun, açlığın en kötüsünü umutsuzluk ve karanlıkta kaybolmayı bilen insanın bedeni burda, bu mahkeme salonunda zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
Y miraron hacia las montañas... Desde tiempos remotos allí donde el cuerpo del hombre conoció la angustia del hambre y perdido en la oscuridad y la desesperanza en esta sala, aún vive, a pesar del calabozo, del fuego y de la espada...
Zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
Aún vivos a pesar del calabozo, del fuego y de la espada.
Durumu nasıl? Zavallı adam hâlâ yaşıyor.
- ¿ Qué les parece eso?
"Zavallı hâlâ yaşıyor"! Tanrı dualarımı kabul etti.
La virgen me ha concedido su gracia.
Bu hücreler hâlâ yaşıyor ve birbirinden ayrılıyor.
Esas células aún viven, Dr. Mercer. Se alimentan una de la otra.
O kadar pis işten sonra hâlâ yaşıyor olmamız ne tuhaf.
¡ Qué raro! Tantos muertos y vivimos.
Ama bu hâlâ yaşıyor.
Pero éste aún está vivo.
Silahlarımız silikona maksimum güçte duyarlı, ama hâlâ yaşıyor.
Ajustamos los fáseres a máxima potencia y solo le hemos herido.
Şansı varmış ki ; hâlâ yaşıyor.
Tiene suerte de estar con vida.
- Ama bedeni hâlâ yaşıyor.
Su pobre alma se ha ido.
Hâlâ yaşıyor ama ilaçlar çok etkili.
Aún está vivo, pero la droga es muy fuerte.
Zavallı ihtiyar, hâlâ yaşıyor mu?
Pobre, aún vive. - ¿ Qué más?
Tamam, Baumer bir ihtimal hâlâ yaşıyor olabilir.
Puede que supiese algo. Interesante.
Siz ayrılırken, Albay Taylor hâlâ yaşıyor muydu?
Cuando partieron, ¿ seguía vivo el coronel Taylor?
Bu hâlâ yaşıyor.
Éste aún está vivo.
Merhaba Roy. Sen hâlâ yaşıyor musun?
Hola, Roy. ¿ Tú sigues vivo?
- Sayemde hâlâ yaşıyor.
- Un perro es un perro.
- Hâlâ orada mı yaşıyor?
- ¿ Sigue viviendo allí?
Babam hâlâ insanların unvan taşıdığı olduğu dünyada yaşıyor.
En el mundo de mi padre la gente usa títulos.
Yaptığı kahramanlıklar zekâsını arttırdı o da artan zekâsıyla kahramanlıklarını yazdı, bu sayede ünü yaşıyor hâlâ.
Su valor ilustró su ingenio, su ingenio hizo eterno su valor.
O yaşıyor ve savaş bitince hâlâ hayatta olacak.
Está vivo y lo seguirá estando al final de la guerra.
Doktor hâlâ orada mı yaşıyor?
¿ El médico sigue viviendo ahí?
Kraliçem olmaktan bıktım ve Rahip Morgan da hâlâ yaşıyor.
El Reverendo Morgan aún sigue allí.
Baban sana 27 yaşında hâlâ bakıyor olmamızı garipsiyor.
Tu padre piensa que es extraño que te mantengamos a los 27 años.
Yaşıyor hâlâ.
¡ Estoy segura!
Ayrıca da, sizin hükümetinizin bunu anlaması gerekir. Oysa burası hâlâ ortaçağda yaşıyor.
Más bien, su gobierno tiene que darse cuenta... que aquí aún estamos en la Edad Media.
Yoshida hâlâ dışarıda yaşıyor ve Mibu'da değil.
Es sobre Yoshida. Él sigue viviendo fuera, no en Mibu.
Elbette hâlâ bizimle yaşıyor, biliyorsun.
Sí, vive con nosotros. Ya lo sabes.
Hâlâ yaşıyor!
¡ Espera, Toriko!
Hâlâ yaşıyor, değil mi?
¿ No ha muerto todavía?
- Neden o hâlâ yaşıyor o zaman?
¿ Cómo es que él todavía está vivo?
Katherine hâlâ onların kalplerinde yaşıyor.
Catherine aún vive en el corazón del pueblo.
Hâlâ 1700'lerdeki Sicilya İmparatorluğu'nda yaşıyormuşuz gibi davranıyor!
¡ Cree que vivimos en el tiempo de los Borbones! ¡ En el reino de las dos Sicilias!
Hâlâ aynı yerde mi yaşıyor?
¿ Aún viven en eI mismo pueblo?
Tommy Ray hâlâ evlendiği zenci ve çocuğuyla caddenin karşısında mı yaşıyor?
¿ Tommy Ray sigue viviendo enfrente de ese lugar, con la negra con la que casó y ese chico?
Ama Il Tempo Gigante hâlâ büyük sorunlar yaşıyor.
Il Tempo Gigante tiene muchos problemas, que los técnicos están intentando solucionar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]