English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Birkaç tane

Birkaç tane traduction Français

2,979 traduction parallèle
Liam'ın bize birkaç tane bedava verebilme ihtimali olmaz mı?
- Et Liam ne peut pas nous faire un geste commercial?
Düşünüyordum da vicdanının rahat etmesi için bedava birkaç tane Mary afişi yapmana izin vereceğim.
- Je me disais, pour soulager ta conscience, peut-être que je te laisserais faire quelques posters de Mary gratuitement.
Bu sabah özel numaradan birisiyle konuşmuş. Ondan sonra da birkaç tane cevapsız arama var.
Il a reçu un appel d'un numéro masqué tôt ce matin, et juste après, un tas d'appels manqués.
Ed Griffin gibi bir düzenbazın kampanya yöneticisi olursan birkaç tane zor gün geçirmen pek de sürpriz olmamalı.
Quand on dirige la campagne d'un voyou comme Ed Griffin, il y a forcément des journées exécrables.
Birkaç tane daha alır mısın bana?
Tu peux m'acheter une paire supplémentaire?
İçeride birkaç tane ölü hayvan falan vardı işte.
Ecoute, il y avait quelques animaux morts là-bas.
Hayır, hayır, biz Ginny ile genelde beraber evde birkaç tane külahta çikolata ile kutlarız.
Non, non, en général, chez moi, Ginny et moi le fêtons avec une glace et c'est terminé.
Size birkaç tane getiriyorum!
Je vais vous les montrer!
Kolunda birkaç tane kıl çıkınca annesinden iyi bildiğini sanır oldu.
Quelque nouveaux poils sous ses bras, et maintenant il pense en savoir plus que sa propre mère.
Birkaç tane ampul almam lazım.
Je dois acheter des ampoules.
Birkaç tane atışı kaçırabilirsin. Bayağı öndesin.
Okay, bien, tu peux rater quelques frappes.
Birkaç tane tekne ismi duydun diye sana inanmamı mı- -
Tu balances quelques noms de bateaux et tu espères que je crois...
Birkaç tane kalmış.
Il en reste quelques uns
Galiba birkaç tane vardı.
Je pense que nous en avons quelques unes.
Birkaç tane.
Plusieurs.
Wyler'lara yaklaşmak için bir fikriniz var mı? Birkaç tane.
Comment allez-vous devenir les meilleurs amis des Wyler?
- Selam. Sana birkaç tane e-posta gönderdim, hiç geri dönmedin.
Je t'ai envoyé plusieurs mails, je n'ai pas eu de réponse.
Ben birkaç tane- - Misketi Tommy diye bir çocuğa mı verdin?
En fait, j'ai peut être... prêté une bille à un garçon appelé Tommy?
Ona birkaç tane daha yeni kıyafet alacağım.
Tu sais quoi? Je vais aller lui acheter quelques nouveaux vêtements.
Evet, birkaç tane oldu.
Oui. Juste quelques uns
- Birkaç tane aldım.
Quelques uns.
Yerde bunlardan birkaç tane bulduk.
Nous en avons trouvé plusieurs sur le sol.
Birkaç tane iyi parmak izi var gibi görünüyor.
On dirait que tu as quelques bonnes empreintes ici.
Birkaç tane itfaiyeci ortada hiçbir neden yokken kıçıma tekmeyi vurdu.
Certains pompiers m'ont botté les fesses sans raison apparente.
Her zamanki Hollywood çöplerinin arasında birkaç tane istisna olduğunu ben bile kabul ediyorum.
Même moi, je reconnais quelques exceptions... aux saletés habituelles d'Hollywood.
Ton balıklı sandviçle birkaç tane yulaflı kurabiye.
Un sandwich au thon. Des biscuits à l'avoine.
Ve birkaç tane daha ekliyor.
Et ça en soulève d'autres.
Var birkaç tane.
Quelques uns.
İki tane silahlı saldırı, birkaç tane soygun.
DANNY : On a deux accusations d'agression à main armée, pour un couple dans un magasin d'alccol.
Pekâlâ, civardaki o liflerin gelebileceği fabrikaların listesine ihtiyacım olacak. Birkaç tane buldum bile.
Ok, je vais avoir besoin d'une liste des usines de la région d'où ces fibres pourraient venir j'en ai déjà trouvé quelques unes.
- Birkaç tane eski sürgü bulabilirim ama.
Je pourrais avoir de vieille traverses quelque part. Prends celles la.
Tamam, tamam. Birkaç tane soracağım.
Ok, ok, je vais poser quelques questions indiscrètes.
İş görüşmesi, bir doğum günü partisi, birkaç tane de tanışma randevusu.
Un dîner professionnel, un dîner d'anniversaire, quelques rendez-vous aveugles.
Sadece senin kokteyl tasını, 17 tane sandalyeni, taşınabilir dans pistini, pankart yazıcını, pankart yazma mürekkebini, ve birkaç tane de boş pankart kağıdını ödünç almam gerekecek.
Nous allons juste besoin de emprunter votre bol à punch, 17 chaises, votre piste de danse portable, votre imprimante à bannière, encre bannière, et une rame de bannières vierges.
Gitmeden önce birkaç tane daha sorum olacak.
J'ai juste quelques questions de plus à vous poser avant que nous partions.
- Birkaç tane daha işleyeceğim.
Je suis prêt à en commettre d'autres.
Listemde sadece birkaç tane değerlendirme kaldı, Müdürüm.
Il reste quelques évaluations sur ma liste.
Evet, ben birkaç tane tanıyorum. Numaralarını size e-posta ile yollayabilirim.
Oui, je peux vous envoyer leurs numéros par mail.
Birkaç tane de müzelere verilmiş.
Et quelques autres aux musées.
Senden birkaç tane daha sipariş vermeyi planlıyorum.
Je prévois de vous en acheter d'autres.
Bir şişe su, birkaç tane yetişkin bezi ve yeterince kargo ücretiyle hayalini kurduğumuz Hershey, Pennsylvania gezisine çıkabiliriz.
Une bouteille d'eau, une paire de couches pour adultes.. Avec autant de persévérance, on pourrait enfin prendre ces vacances de rêve à Hershey, Pennsylvanie.
Birkaç tane vardı hem de. Büyük hayranıydı.
- Plusieurs même, c'est une grande fan.
Aslına bakarsanız sizin de bir ya da birkaç tane olmalı.
Vous devriez vraiment en avoir un ou plusieurs même.
Ben... Ben gidip onunla konuşacağım, sen de derin bir nefes, birkaç tane de Xanax al.
Je vais aller lui parler, mais respire un peu, et prend peut-être un Xanax ou deux.
Müşterinin posta kutusuna birkaç tane vesikalık fotoğraf gönderdik ama bizi tekrardan aramadı.
Envoyé plusieurs portraits, vers la boite postale du client. Mais sans réponse.
Güven bana, bizden sadece birkaç tane var.
Crois-moi, il y en a peu comme nous.
Son birkaç gündür kaç tane röportaj yaptığımın sayısını unuttum.
J'ai donné un nombre incalculable d'interviews ces derniers jours.
Topu topu birkaç tane salak telefon görüşmesi yapacağım.
C'est juste des coups de fil à passer.
Sence birkaç bin tane kek yaksan, sende daha iyi olursun.
Bien, vous avez bruler quelques milliers de cupcakes, Vous vous ^ tes uni pour être meilleures ;
Nuh'da bunlardan birkaç tane olduğunu biliyorum.
Je sais que Noé en avait une paire.
Birkaç dakikaya kalmadan bahçeyi bin tane haberci minibüsünün doldurmasını istemiyorsak, hayır.
Non, à moins qu'on veuille une centaine de vans des infos devant dans quelques minutes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]