Bu kadar erken mi traduction Français
173 traduction parallèle
Ona bu kadar erken mi anlatacaksın?
Tu dois déjà lui dire?
Bu kadar erken mi?
Pas tout de suite.
Eğer öyle diyorsanız. Bu kadar erken mi gidiyorsun?
- Ça, c'est une affaire, patron.
- Bu kadar erken mi?
– Déjà?
- Bu kadar erken mi?
Déjà...?
Bu kadar erken mi ayrılacaksınız?
- Vous partez déjà?
Bu kadar erken mi gidiyorsunuz?
Vous partez? Restez encore un peu.
Bu kadar erken mi içeceksin?
Tu bois déjà?
Bu kadar erken mi?
- Déjà?
Bu kadar erken mi?
Si tot?
Bu kadar erken mi?
Déjà?
Bu kadar erken mi? Bunu bitirdim.
Vous l'avez déjà lu?
Bu kadar erken mi?
Si tôt?
Onu tutamadım. Bizden bu kadar erken mi ayrılıyorsun büyücü?
Pressé de nous quitter, magicien?
Bu kadar erken mi gidiyorsun?
Tu nous quittes deja?
Bu kadar erken mi?
Vous partez déjà?
Bu kadar erken mi gidiyorsun?
Vous nous quittez déjà?
- Dinle, gitmem lazım. - Bu kadar erken mi?
J'y vais.
Bu kadar erken mi gidiyorsun, Kyodai?
Tu pars si vite, Kyodai?
- Bu kadar erken mi? - Evet.
Déjà?
- Geri döneyim mi? - Bu kadar erken mi?
- Dois-je faire demi-tour?
- Bizi bu kadar erken mi bırakacaksın?
- Vous ne partez pas déjà?
Bu kadar erken mi?
Tu te couches si tôt?
Gerçekten bu kadar erken mi ayrılıyorsun?
Es-tu vraiment prêt à nous quitter si tôt?
Kızım bu kadar erken mi demlenmeye başladın?
T'es déjà défoncée?
- Gemi geliyor. - Bu kadar erken mi?
- Le bateau est arrivé.
- Bu kadar erken mi?
- À cette heure-ci?
Onu hep bu kadar erken mi çıkarırsın?
Tu le promènes toujours si tôt?
- Bu kadar erken mi gidiyorsun?
- Tu pars déjà? - J'ai un avion.
Bu kadar erken mi gidiyorsun?
- Vous partez déjà?
Bu kadar erken mi?
Ah bon?
Bu kadar erken mi gidiyorsun?
Vous partez tôt?
- Hep bu kadar erken mi kalkar?
Il se lève toujours si tôt?
Neden bu kadar erken duyurdun? Hala konuşacak zaman var, değil mi?
Voulez-vous connaître l'horreur de l'espace?
O yüzden mi bu kadar erken kalktınız?
Si tôt dehors?
Vay Brutus, sen de mi bu kadar erken ayaktasın?
Quoi, Brutus, debout si tôt, toi aussi?
Bu kadar erken gelmen ne hoş. - Değil mi Charles?
C'est gentil d'être venue de si bonne heure.
- Bu kadar erken mi?
- Si tôt?
Bu kadar erken mi?
Deux semaines, c'est long.
- Bu kadar erken mi?
- Déjà?
Bu kadar erken mi?
Si tôt que ça?
bu kadar erken ölemezsin, değil mi?
Tu vas pas nous quitter si tôt?
Bu kadar erken mi kalkmış yoksa?
Elle se lève sitôt?
Bizi bu kadar erken terk etmiyorsun, değil mi?
Tu ne va pas nous quitter déjà?
Bu kadar kesin konuşmak için biraz erken değil mi?
Vous ne croyez pas que c'est prématuré?
Oh, Prens Achmed. bu kadar erken gitmiyorsun, değil mi?
- Prince Achmed! Vous ne partez pas déjà?
Nereye? Bu kadar erken mi gidiyorlar?
Où allez-vous?
Bu kadar erken mi halloldu?
Τ'as tout fini?
Her zaman bu kadar erken saatlerde mi çalışırsın?
Tu étudies toujours d'aussi bonne heure?
Niçin evden bu kadar erken çıktık, sırf kirli bir teknede takılmak için mi?
Pourquoi on a quitté la maison si tôt, pour ne rien faire dans un sale bateau?
Bu kadar erken mi ayrılıyorsunuz?
Vous nous quittez?
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı da fazla 67
bu kadar komik olan ne 88
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar hızlı değil 17
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadarı yeterli 87
bu kadar üzülme 23
bu kadar kolay mı 16
bu kadar basit değil 34
bu kadarı da fazla 67
bu kadar komik olan ne 88
bu kadar konuşma yeter 21
bu kadar hızlı değil 17
bu kadar saçmalık yeter 43
bu kadarı yeterli 87
bu kadar üzülme 23
bu kadar kolay mı 16
bu kadar basit değil 34