English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bu kadar kolay mı

Bu kadar kolay mı traduction Français

404 traduction parallèle
Bu kadar kolay mı?
Est-ce facile?
- Bu kadar kolay mı? - Sana söylemedim mi?
- C'est si simple que ça?
Sizi vuracağıma inanmanız bu kadar kolay mı?
Vous pensiez vraiment que j'allais vous tuer?
Sence Tan Sze'yı öldürmek bu kadar kolay mı yani?
Croyez-vous que ce soit si simple?
- Bu kadar kolay mı?
- C'est aussi facile que ça?
Bu kadar kolay mı?
Les T-Birds comptent plus? On compte plus?
Bu kadar kolay mı sanıyorsun?
Tu crois que c'est si facile que ça?
Bu kadar kolay mı? Sadece onlara ne yapıp ne yapmayacaklarını söyle. Mükemmel çocuklar.
Faut juste leur dire ce qu'il faut faire et ne pas faire, hein?
Ve benim için bir bot hazır olsun. Bu kadar kolay mı?
Et un bateau pour nous emmener à Surf Bay.
Onu öldüreceksin, bu kadar kolay mı?
Attends, Lu... Tu vas vraiment le tuer?
Bu kadar kolay mı?
C'est aussi simple que ça?
- Bu kadar kolay mı?
Ce sera aussi facile?
Arkadaşlarımın bu kadar kolay ikna olmalarına şaşırdım.
La crédulité de mes collègues me surprend.
Bir baba olarak, bu işi yapmak o kadar kolay mıydı sanıyorsun?
C'est moi le père, j'ai aussi souffert!
Çünkü bu adamdan kurtulmak, Bay Baker'dan kurtulmak kadar kolay olmayacak.
Car il sera plus dur de t'en sortir qu'avec M. Baker.
Kasabamızda bu kadar çok iyi adam var mı ki bu kadar kolay harcıyoruz?
- Laisse-moi finir. Les hommes comme lui sont rares. Le laisserons-nous partir?
Maisie ve diğerleri bu kadar kolay baştan çıkmış mıydı?
Elles succombent facilement les Maisie et les autres?
İnsan öldürmek bu kadar kolay mı?
Mais on tue pas les gens comme ça! Alors?
Bu kadar kolay olacağını mı sanıyordun?
Vous pensiez que ce serait si facile?
Bu işi o kadar kolay mı sandın?
Tu m'as pas fait mal.
Benden bu kadar kolay kurtulacağını mı sanıyorsun?
Tu m'as entendu. Si tu crois que tu vas te débarrasser de moi aussi facilement!
Sence bu o kadar kolay olacak mı?
Vous pensiez que ça serait aussi facile?
Tanrım, bu düşündüğüm kadar kolay değilmiş.
Ce n'est pas facile.
Yani beyaz insanların yardımı hakkında, aslında, o kadar da çok farketmez çünkü eğer yarınki ajitasyonumuz başarılı olursa, bu da demek olacak ki her öğrenci, gösterimize katılmış ya da katılmamış olan, siyah ya da beyaz, düşman olarak nitelendirilecek, ve böylece gerilimi elde tutmak daha kolay olacaktır, ve bu sayede, biz hepimiz, yerel bir tehdit oluşturacağız.
ça donnera que chaque étudiant dans ou en dehors de la manifestation, noir ou blanc, sera considéré comme un ennemi, et ça sera plus facile de maintenir la pression tous ensemble, en tant que menace publique
Sana şunu sorayım. Biz bushido ustaları bu kadar kolay yenilebilir miyiz?
Mais dites-moi, ces imbéciles croient que nous n'allons pas réagir?
Bu işin peşini bu kadar kolay bırakacağımı düşünme sakın.
- Ne pense pas que je vais te laisser partir si facilement.
Yani, canımı almaya yeltensende bugün... 10 yıl önceki kadar kolay olmayacak bu.
Aujourd'hui, ce sera moins facile de me tuer qu'il y a 10 ans.
Bu kadar kolay teslim olmayalım.
Ne nous rendons pas trop vite.
Bu kadar kolay kurtulacağımızı düşünmemiştim ama.
Je pensais pas que qu'on s'en tirerait aussi bien que ça.
Bu kadar kolay kazıklayabileceğini mi sandın?
Tu ne m'auras pas.
O kadar kolay mı? Kimi kurtaracaksın bu kez?
Qui doit-on sauver?
Bu kadar kolay yenilmemeyi öğrenmeniz gerekiyor, Bay MacGyver.
Il ne faut pas déclarer forfait si vite, M. MacGyver.
Biliyorum. Demek istediğim bunu göreceğini düşünüyordun. Oh, aman Tanrım, bu kadar kolay aldatıldı.
Tu y vas pour 1 000 dollars?
Bu kadar kolay yakalanmanıza şaşırdım diyebilirim.
Je suis surpris que vous vous laissiez si facilement attraper.
Sizin de gördüğünüz gibi beni bu kadar kolay bir şekilde aptal yerine koymalarına inanamadım.
- Vous voyez... Je ne pouvais pas croire qu'ils étaient partis simplement pour me ridiculiser.
Belki bir gün, yollarımız tekrar kesiştiğinde,... beni başından bu kadar kolay savamayacaksın.
Peut-être qu'un jour, quand nos chemins se recroiseront..... tu ne pourras te débarrasser de moi aussi facilement.
Ama bu kadar kolay kurtulamazsınız. Kürtaj yaptıracağım.
Rejouissez-vous, je me fais avorter.
Bu kadar kolay, ha? Shriners kabilesinden, lanet olası izcilere kadar herkes var başımda. Sadece alanı kapatayım mı?
Y a qu'à boucler le secteur!
- Bu çok kolay : "Hiç bu kadar mutlu olmadım".
- Je n'ai jamais été aussi heureuse Johnny!
Korkarım ki, kendimi bu kadar kolay affedemeyeceğim.
Ça n'est pas si facile de me trouver des excuses.
Bu mahkemeyi aldatmanız da en az o kadar kolay sayılmaz mı?
Ne seriez vous pas capable de mentir aussi facilement à la cour? - Objection.
Benden bu kadar kolay kaçamazsın.
Tu ne m'échapperas pas comme ça.
- Bu kadar kolay mı? - Eddie, biz şov işindeyiz.
- C'est si facile?
Sana anlatayım, kırmızıyı buluyorsun, ben de sana 20 dolar veriyorum. Bu kadar kolay.
Trouve la carte rouge, tu gagnes $ 20!
Bu kadar kolay kazanacağım aklımın ucundan geçmezdi.
Le Monde des directeurs SEYMOUR SKINNER - J'ai gagné si facilement.
Sadık müşterilerime yardım etmeyi isterim ama bu o kadar kolay değil.
Je ne demanderais pas mieux, mais ce n'est pas si simple.
Keşke insansı hastalarımı tedavi etmekte bu kadar kolay olsa.
J'aimerais que mes patients soient aussi faciles à traiter.
Bu kadar kolay olacağını sanmazdım.
Je n'imaginais pas que ce serait si facile.
Adamlarının filmi bu kadar kolay vermiş olmasına şaşırdım.
Je suis étonné que ses hommes aient livré le film aussi facilement.
Benim malımı çalmak bu kadar kolay olamaz.
Et ça se saura qu'on peut me truander?
Peki. Ama ben efendilerinin sürüsünü çalsaydım,.. ... sen beni bu kadar kolay bulamazdın, Tam.
Oui, mais si j'avais volé ce bétail, tu ne m'aurais pas tiré de mes rêves si facilement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]