Böylece traduction Français
26,748 traduction parallèle
Sorularımı sana kontrol ettiririm böylece köyün aptalı gibi görünmem.
Je te les passerai pour pas avoir l'air de l'idiot du village.
Burada çözebilirsek çok memnun olurum. Böylece sürüncemede kalmaz.
J'aimerai vraiment si l'on pouvait régler ça ici donc nous ne devrions pas traîner.
Haber siteleri tarafından doğrulananları seçtim. Böylece doğru söylediğimi anlayacaksın.
J'en ai choisi quelques unes qui peuvent être vérifiées au travers de nouveaux comptes comme ça tu sauras que je te dis la vérité.
Nakliyat kamyonuna ilk en kalın ve en ağır kutuları koyacağız böylece kutuların kalanının taşınması daha rahat olacak ve taşınma işleminin en ağır olduğu noktada taşıyanların dinlenmesine olanak sağlayacak.
Les boîtes les plus denses, et les plus lourdes sont mises en premier dans le camion de déménagement, créant donc une fondation solide pour le reste des boîtes, et fournissant un temps de guérison maximal même pendant les moments les plus physiques du déménagement.
Çünkü böylece küçük kızımı ne kadar sevdiğimi söyleyebileceğim.
Comme ça je peux dire sous serment combien j'aime ma petite fille.
Sen ifade verirken biraz fazla yüklendim sanki. İyi ki yüklendin. Böylece Darhk'ın savunması resmen parçalandı.
Je suis content que tu l'ai fait parce que maintenant la défense de Darhk est partie en fumée.
Tek yol ise, yeterince yüksek frekansı oluşturabilmek. Böylece şebekelerine zarar verebiliriz. Eğer taşınabilir ses fırlatıcınız varsa...
Le seul problème c'est qu'on doit générer une fréquence assez haute pour endommager le réseau, mais à moins que vous n'ayez un projecteur sonore sous la main, alors...
Bütün gücünle, Mariah Carey gibi bağır böylece, arıların çalışmasını sağlayan tüm bağlantılar bozulacak.
Donnez tout à la Mariah Carey, et ça devrait interrompre la connexion que les abeilles utilisent.
Böylece, içeride bir adamımız olmuş olur.
Comme ça, on a quelqu'un à l'intérieur.
Böylece füzeye görüş hattı saldırısını yapıp de aktif edebiliriz.
On pourrait changer la ligne de mire sur le missile lui même et le désarmer.
Aman Tanrım. Böylece takipçileriyle beraber dünyayı baştan yaratabilecek.
Alors lui et ses fidèles pourront reconstruire.
Böylece tüm dünya kafayı yiyince siz kıyamet yüzünden cildinizin erimeye başladığını hissedeceksiniz.
De cette façon, pendant que le monde entier vire au "Dr Folamour," vous pouvez sentir Armageddon faire fondre votre peau.
Evet, ama böylece bize lokasyonunu belli ediyor.
Ça l'est, mais ça renvoie à sa localisation.
Şu ses tonunu birazcık değiştirip konuşabilseydin böylece sesin s.ktiğimin zımpara makinesi gibi çıkmazdı.
Que tu changes, même un peu, le son de ta voix pour que ça ne sonne pas comme une putain de ponçeuse!
- Ayakkabılarımı yürüyen merdivene sıkıştırmaya çalışacağım böylece alışveriş merkezini dava edebiliriz.
Me coincer le pied dans l'escalator pour réclamer des dédommagements.
- Bir slogan başlatmalıyız! Böylece hepsi teker teker sokağa çıkar!
Scandons quelque chose qui les fera aller dans la rue.
Birini arabana koyup onunla 2 + kişiye ayrılan yol şeridinden gidebilirsin. Belki daha sonra onun başını bastırır ve böylece o yol şeridinin bu isteğini şişme bebeğin isteğini karşılarken bozguna uğratırsın.
Tu peux en mettre une dans ta voiture, et conduire dans la voie de covoiturage, tu pousses sa tête en arrière, même si ça va à l'encontre du but du covoit', mais c'est ce qu'on attend de ce genre de poupées.
Böylece kızınızla evlenip onu mutlu edebilirim. - Yani paran yok mu?
Oh, donc vous n'avez pas l'argent?
O zamanı yok etmek istediğini, böylece ölümlerin önüne geçmek istediğini söyledi.
Qu'il voulait détruire le temps... Ainsi il n'y aurait plus de mort.
Böylece bu kostüm sende kalabilir.
Tu pourrais garder ce costume.
Hemen olay mahalline gideriz diye düşünmüştüm. Böylece kendiniz görebilirsiniz.
Nous allons nous rendre directement sur les lieux du crime.
Böylece şeytani varlığı takip ettim.
Capable de pister les présences démoniaques.
Joe, hepsi, bir oyundu. Böylece o lanet kutunu bir araya getirecektin, değil mi?
Joe, tout ça, c'était un piège pour que vous puissiez restaurer votre Boîte?
Slean'in tek yapması gerekenin, yaptıklarını Rheda'ya söylemesi olduğunun farkındasındır, böylece her şeyini kaybedersin.
Tu réalises que Slean n'a qu'à dire à Rheda ce que tu as fait pour que tu perdes tout?
Böylece fikir verme hakkını kaybetmiş oluyorsun.
Tu n'as donc plus le droit d'avoir une opinion.
Biz eve gideriz böylece sen de burada kalıp...
On va chez vous. Toi, reste ici
Böylece buraya oturabiliyorlar.
Pour pouvoir s'asseoir ici.
Sadece biraz daha fazla uyuması gerekiyor böylece bebekler büyüyüp daha da güçlenebilecek.
Elle a besoin de dormir un peu plus pour que les bébés soient forts.
Sen kafanı topla yeter. Böylece senin için endişelenmek zorunda kalmam.
Ressaisis toi pour que je ne me fasse plus de soucis à ton propos.
Payton'ın iPad'ini almamızı sen istedin. ... böylece senin için Payton'ı suçlu gösterecektim.
Vous avez pratiquement mis l'iPad de Payton dans mes mains pour que j'aie tout ce dont j'ai besoin pour accuser Payton à votre place.
Yerli girişimcilerle buluşup yatırım olanaklarını görüşüyor. Böylece görüşmelerini, mesajlarını ve hareketlerini izlememize olanak tanıyor. Bu sayede Christopher'ı suçüstü yakalayabileceğiz.
Elle invite des gens, rencontre des entrepreneurs locaux pour de possibles investissements, s'ouvre de telle façon que ça nous permettra de surveiller ses appels, ses messages, ses déplacements, afin qu'on attrape Christopher en flagrant délit...
Hadi ayrılalım. Böylece yalnız kalmış olursunuz.
On se sépare... pour que vous soyez tranquilles.
Böylece Seavers sana gelecek.
à ce moment, Seavers viendra à toi.
Oraya Margot'tan önce gitmeliyiz, böylece işine engel oluruz.
On devrait être là-bas, avant que Margot arrive, afin de pouvoir arrêter toute son opération.
Ya önümüzdeki 72 saati 4'e 6 metrekarelik bir hücrede geçiririsin ya da sana Shutters'da okyanus manzaralı bir oda hazırlatırım. Böylece oda servisinin ve berbat Amerikan televizyonunun keyfini çıkarırsın. Ki böylesi benim için daha eğlenceli olur.
Vous pouvez passer les 72 prochaines heures dans une cage, ou je peux vous arranger une suite avec vue sur la mer, où vous pourrez abuser du service de chambre et de l'abominable télévision américaine, qui m'amuse assez.
Rhys ve Margot gidiyor, böylece sen de ufak Kızıl'ınla evcilik oynayabileceksin.
Rhys part, Margot part comme ça tu peux te mettre en couple avec la petite rouquine.
Bu video 3 milyon izlendi. Böylece hit şarkılar yazan ABBA'lı ve Kelsey'in sözleşme yaptığı Ashmore Kayıtçılık'ın sahibi Nathan Ashmore'ın dikkatini çekti.
C'est la vidéo qui a fait plus de 3 millions de vues et attiré l'attention de Nathan Ashmore, le roi des tubes, le ABBA solo, et le propriétaire du label de Kelsey, Ashmore Records.
- Böylece fiyatlar tavan yapacak.
- Tout comme l'album de Kelsey.
Biz ayrıca DNA testi yapıyoruz böylece herşey laboratuvara gittiğinde hangi şeylerin size ait olduğunu ve hangi şeylerin size ait olmadığını anlayabilirler.
On fait aussi faire un test ADN et quand tout arrivera au laboratoire, on pourra déterminer ce qui est à toi de ce qui n'est pas à toi.
Evet. İklim krizini de atlatmış olduk böylece hem.
Ouais, enfin, on a définitivement arrêté le réchauffement climatique.
Çapraşık mantığı içinde bu stratejiyle dünyanın merakını ve sadakatini tetikleyeceğini sanıyordu. Böylece herkes geri gelip gizemi keşfetmek isteyecekti.
Pour sa logique tordue cette stratégie est censé stimuler la curiosité et la dévotion du monde entier, afin que tous veuillent revenir pour découvrir le mystère.
Böylece seni tekrar bulabilirler.
Comme ça, on peut nous trouver.
Bunun yanında... Annem ailenin dağılabileceğini söyledi böylece...
Et Maman a dit que ça risquerait de briser la famille, donc...
Böylece, kazandım...
Viens t'assoir!
Böylece sen de benim yazdığım kitabı Rahula verdin!
Donc t'as donné mon histoire à Rahul!
Böylece risk iyice artsın.
Oui, et risquer que ça nous retombe dessus par la suite.
Ancak salt mürtet olmayı reddetmekle kalmayıp işkence yapılmasını da talep ettiler. Böylece içlerindeki imanın gücünü ve Tanrı'nın varlığını da ispat edebileceklerdi.
Non seulement ont-ils refusé d'apostasier, ils ont demandé à être torturés afin de démontrer la puissance de leur foi et la présence de Dieu en eux.
Böylece zombilerin seni görmeye şartladığı bir dünyanın aksine ben dünyayı olduğu gibi görebiliyorum.
Ça me permet de voir le monde tel qu'il est vraiment. Pas comme les zombies t'ont conditionné à le voir.
Buraya gelmesini bekliyorum böylece senin ölüşünü izleyebilir.
J'attends juste qu'il arrive... pour qu'il puisse te regarder mourir.
Yani iki kişi sorumludur. Şansları varken beyaz meşe bozulmaz için, Böylece bu kanlı karmaşa içinde bize koyarak,
Donc les deux personnes responsables de ne pas avoir détruit le chêne blanc quand ils en ont eu l'occasion, nous mettant dans ce merdier, sont partis tenter de tout arranger.
Böylece şu kızla daha çok zaman geçirebileceksin, neydi adı?
quel était son nom? - Tu ne l'as jamais dit.
böylece başlıyor 21
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böyle şeyler söyleme 28
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179