Ne istedi traduction Français
2,268 traduction parallèle
O adam senden ne istedi?
Qu'est-ce que ce gars veut de vous?
- Yani, senden ne istedi, ihale için iltimas mı?
Des votes pour un contrat? - On a parlé golf.
Başka ne istedi?
Que voulait-il de plus?
Safronov ne istedi? Acele miymiş?
Je n'ai pas pu comprendre.
O zaman Şekil Değiştiriciler bu çocuklardan ne istedi?
Que pouvaient bien chercher les métamorphes avec ces jeunes?
Eğer hayalet oradaysa, çocuklardan ne istedi?
Ok, alors si le fantôme était déjà là, Qu'a-t-il fait avec le gosse?
Melek ne istedi?
Que voulait l'ange en retour?
Onun uğruna tüm yaptıkların için ne kadar minnettar olduğunu göstermek adına bunu almanı istedi.
C'est pour vous montrer combien il apprécie ce que vous avez fait pour lui.
Canın istedi diye gittiğinde beni bir yere kapatabileceğin tutsak falan değilim ben.
Je ne suis pas une simple prisonnière que tu peux boucler à chaque fois que tu veux t'envoler.
Bulunmak istemiyorum diyerek ne demek istedi?
il ne veut pas être retrouvé?
... tekrarlanmasını engelleyebilecek birini işe almak istedi ve o kişi benim.
... qui peut garantir que cet incident ne se reproduira plus.
- Ne demek istedi?
- Quelle réunion?
Beni ne kadar özlediğini, birlikte nasıl iyi olacağımızı onun ne kadar güçlü bir adam olduğunu bir görmemi istedi.
Il me rabâchait que je lui manquais, prédisant nos retrouvailles, une fois que j'aurais vu sa puissance.
Kardeşinizi pek tanımazdım ama Lia onu çok severdi. Bunu size vermemi istedi.
Je ne connaissais pas très bien votre soeur, mais Lía l'aimait beaucoup et elle a insisté pour que je vous apporte ceci.
Sanırım bana tam güvenmedi veya ne kadar ciddi olduğunu göstermek istedi.
Il ne savait pas s'il pouvait me croire, il devait s'en assurer, ou il a voulu m'impressionner,
Dürüst olmak gerekirse bunu Mitchell istedi diye yapıyorum.
Honnêtement, je ne le fais que parce que Mitchell me l'a demandé.
Sanki beni tanımıyormuş gibi kendisi için çalışmamı istedi.
Il m'a demandé de bosser pour lui. Je ne pense pas qu'il m'ait reconnu.
Ne kadar üzgün olduğunu sana söylememi istedi.
Il voulait que je m'assure que vous le sachiez comment il se sent attristé.
Senden ne kadar istedi?
Combien voulait-elle?
Dedektif Diva müdahale etmememizi bizden özellikle istedi.
L'inspecteur Divo nous a impérativement demandé de ne pas nous en mêler.
Ne demek istedi şimdi bu.
Ça voulait dire quoi, ça?
Hasta olduğu için Cody'yle kalmak istedi. Ama ben suçluluk duyduğum için babasıyla gönderdim. Çünkü onları sadece hafta sonları görüyordu.
Elle voulait rester avec Cody, mais je l'ai poussée à aller chez son père qui ne les voyait que le week-end.
Sanırım Tanrı sadece yaralanmamı istedi. Çünkü orada kalsaydım, muhtemelen bugün burada olmazdım.
Être blessé fut une chance, car je ne serais pas là aujourd'hui,
Bunu yapmayı istemedim. K.S. işe dahil olmamı istedi. Tartıştık.
Je ne voulais pas le faire, mais K.S. me voulait sur le coup.
Samuel gelip aşağıdaki arkadaşlarının bizim için sorun yaratmayacağından emin olmamı istedi.
Samuel veut s'assurer que tes amis ne nous nuisent pas.
Ne yapmanızı istedi?
Que vous a-t-il demandé?
Peter'ın yaptıklarını takip etmemi istedi.
Il m'a dit de ne pas lâcher Peter.
Hem Rel hem de Henry, Downhill'i ne kadar beğendiklerini söylememi istedi. Bir de diğeri var.
rel et henry veulent que je te dise qu'ils adorent downhill
Olmadığım birine dönüşmemi istedi.
Si petits que je ne m'en suis pas aperçue.
Ama adam buralarda yolu pek bilmiyordu. O yüzden Miami bir gözcü ayarlamamı istedi.
Mais il ne connaissait pas les environs, alors Miami m'a demandé de lui trouver quelqu'un d'ici.
Birkaç arkadaşım gelmek istedi ama akşam haberlerine çıkmak istemediler.
Certains de mes amis voulaient venir, mais ils ne voulaient pas passer aux infos.
Bug, sen görmeden önce hasarı ortadan kaldırmak istedi.
Bug voulait réparer avant que tu ne les voies.
Dr. James bir yeteneğiniz olduğunu söylediğinde ne demek istedi?
Hé bien... Qu'est-ce que le Dr James veux dire sur ce don que vous avez?
Kendi ailemizi kuracağımız için çok heyecanlıyız ve Charmaine bunu bizzat burada, sizin yanınızda yapmak istedi.
On a hâte de fonder une famille, mais Charmaine ne s'imagine pas ailleurs qu'ici, à côté de chez vous.
Genel müdür olayla ilginizi basından saklamamızı istedi.
Le directeur nous a demandé de ne pas dévoiler votre implication à la presse.
En kötüsü ne biliyor musunuz? Timmy meşgul olduğu için ona göz kulak olup gezdirmemi istedi bugün.
Et le pire, c'est que je dois lui tenir compagnie parce que Timmy est occupé.
Seninle ne konuşmak istedi?
De quoi voulait-il te parler?
Tamam, yani Addison Michelle'le yatıyordu ve herhangi bir sebepten dolayı onun ölmesini istedi.
Donc Addison couche avec Michelle, et pour je ne sais quelle raison, il veut sa mort.
Brad ne demek istedi ki?
Qu'est-ce que voulait dire ce Brad?
Kendi ailemizi kuracağımız için çok heyecanlıyız ve Charmaine bunu bizzat burada, sizin yanınızda yapmak istedi.
On a hâte de fonder une famille, mais Charmaine ne s'imagine pas ailleurs qu'ici.
- Bayan Francis, size bu hafta çocukları alamayacağınızı hatırlatmamı istedi.
- Mme Francis a dit de vous rappeler que vous ne pourrez pas avoir les enfants ce week-end.
Kongre üyesi, bu konuyu derhal görüşmemi istedi. Ve telefonda olmasına da izin vermedi.
Le député voulait que je m'en occupe rapidement et il ne voulait pas faire ça par téléphone.
Evet, bu gece şehirde kalacak. Bunu sana vermemi istedi.
Oui, il ne rentre pas ce soir mais il m'a donné ça pour toi.
Tüm bilmek istediğimiz, Gwen daktiloyu ne için istedi ve neden gizleme ihtiyacı duydu.
Nous voulons savoir pourquoi Gwen a cette machine et pourquoi elle en fait un secret.
Ne olduğunu görünce, hemen dönmek istedi.
Quand il a compris, il a voulu partir.
Baban S-11'in ne olursa olsun başarılı olmasını istedi demek.
je pense que votre père veut réussir S-11 à n'importe quel prix.
İstemeyi istemiyordu, ama istedi.
Il ne le voulait pas le vouloir. Mais il le voulait.
Ne demek istedi?
- Elle veut dire quoi?
Ve onun senin ne yaptığını bilmesini sonra o bunu kendi gözünden görmek istedi...
Jake piste le loup. Ne risquons pas la vie de Nathan.
- Shannon uyku tulumumu istedi. - Ne?
Shannon veut emprunter mon sac de couchage.
Biliyorum ama Shannon küçük bir parti istedi.
Je sais, mais Shannon ne voulait pas inviter trop de monde.
ne istediğimi biliyorsun 34
ne istediğimi bilmiyorum 23
ne istediğini biliyorum 65
ne istediğini söyle 33
ne istediğimi biliyorum 23
ne istediğini bilmiyorsun 16
ne istediğini bilmiyorum 23
istediğim 46
istedi 31
istedim 74
ne istediğimi bilmiyorum 23
ne istediğini biliyorum 65
ne istediğini söyle 33
ne istediğimi biliyorum 23
ne istediğini bilmiyorsun 16
ne istediğini bilmiyorum 23
istediğim 46
istedi 31
istedim 74
istediğin gibi olsun 39
istedim ki 16
istediğimi yaparım 42
istediğin benim 16
istediğini biliyorum 28
istediğin zaman 39
istediğin bu mu 177
istediğini söyle 29
istediğin bir şey var mı 35
istediğini yapabilirsin 35
istedim ki 16
istediğimi yaparım 42
istediğin benim 16
istediğini biliyorum 28
istediğin zaman 39
istediğin bu mu 177
istediğini söyle 29
istediğin bir şey var mı 35
istediğini yapabilirsin 35