English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zamana

Zamana traduction Français

10,285 traduction parallèle
Sadece biraz zamana ihtiyacım var.
J'avais besoin de temps pour digérer.
Kenna, o zamana kadar buradan gitmiş olursun.
Chère Kenna, vous serez de retour ici d'ici là.
Üzgünüm, bütün bunları algılamam için biraz zamana ihtiyacım var.
Désolée, il me faut du temps pour digérer tout ça.
Ve o zamana kadar, virüs yeniden mutasyona uğrar.
Et d'ici là, le virus aura de nouveau muté.
Bir tedavi üzerine çalışacaklar ve ben de o zamana kadar fizana kadar giderim.
Ils vont travailler sur un remède, et, d'ici là, je serai à Tombouctou, putain.
Gerçi o zamana dek bu kadar gösterişli olmayan...
Non pas que je n'aurais pas ma propre place, à ce moment là.
O zamana kadar anne, ben sarayda olacağım, sen de... aşağıda farelerinle dinlenmene bak.
En attendant, mère, je serai au palais, et vous... vous profiterez de votre temps ici avec les restes des rats.
Ve o zamandan bu zamana Kingman ailesinde bir şey oldu. Jenna yeni bir sevgili buldu.
Il s'est passé quelque chose dans la famille Kingman entre les 2.
Kimlerin ilişki içinde olduğunu, gittikleri yere ve kaldıkları zamana bakarak çözmeye uğraşarak.
Qui avait une aventure, vu où il allait, à quelle heure et combien de temps.
O zamana kadar sonarı tamir edeceğiz.
En attendant, on répare le sonar.
O zamana kadar, götünü çak, otur şurada.
D'ici là, tu restes tranquille.
Başka bir zamana alalım.
On reporte la rencontre.
- Zamana ihtiyacım var. - Tamam, tamam, zaman senindir.
J'ai besoin d'un peu de temps.
Düşünecek zamana ihtiyacım var.
J'ai besoin d'un instant.
- Ne kadar zamana ihtiyacın var?
Combien de temps vous faut-il?
- Ne zamana kadar?
De combien?
- Halledebileceğini biliyordum ama zamana ihtiyacın vardı.
Vous êtes fâché, mais vous aviez besoin de temps. Quand même, c'était malavisé.
- Ya o zamana dek ölmüş olursan?
Et si vous mourrez?
Yarın geleceğim o zaman konuşabiliriz ama lütfen o zamana kadar sakin olun.
Je viens vous voir demain, que nous en discutions. S'il vous plaît, restez calme d'ici là.
Fakat temel bir plan yapmak için onları bekleyemem. Çünkü o zamana kadar, önem verdiğim herkes, ölmüş olacak.
Mais je ne peux pas attendre quelles me révèlent un plan directeur parceque, d'ici là, tout le monde auxquels je tiens seront morts.
Zamana bakın.
Regardez l'heure.
O zamana kadar, hepimiz ya gitmiş ya da hapiste olacağız.
D'ici là, nous serons tous morts où en prison.
Bay Rickter o zamana kadar gözaltında kalacaksınız.
M. Rickter, vous resterez sous notre garde jusque là.
Duygusal bir zamana denk geldi.
C'est une période difficile.
O zamana adar ölmüş olur.
A ce moment là, elle sera morte.
Ona tavsiyem, zamana bıraksın.
Un conseil pour lui... Donnez-lui du temps.
Hatta daha da geriye, küçük bir kız olduğun zamana...
Encore plus loin... quand tu étais une petite fille.
Geriye gidelim, başka bir zamana dönelim başka bir hayata.
Revenons, dans une autre époque une autre vie.
Zamana duyarlı bu.
C'est urgent.
Sonra da avukatlığa başladığınız zamana döneriz.
Ensuite on reviendra sur vos débuts dans le droit.
Başka zamana erteleyebiliriz.
Nous pouvons reprogrammer le dîner.
Teğmen'in öldürüldüğü zamana denk geliyor.
Juste à temps pour tuer Witt.
Sadece bir plan bulmak için biraz zamana ihtiyacım var tamam mı?
Merde. J'ai juste besoin de temps pour résoudre ça.
O zamana kadar Charles çoktan ölmüştü.
Charles était déjà mort.
Demek istediğim, ikimiz de çok şey yaşadık. Zamana bırakıp ne istediğimizi düşünsek daha iyi.
Ce que j'essaie de dire c'est que nous avons vécu beaucoup de choses et... nous devrions prendre le temps et de réfléchir à ce que l'on veut.
- Ne kadar zamana ihtiyacın var?
Combien de temps as-tu besoin?
O zamana kadar, sıraya geçin.
En attendant, attendez votre tour.
- O zamana kadar kanamadan ölürsün.
- D'ici là, tu te seras vidé de ton sang.
O zamana kadar bu korkunç trajedinin kurbanlarına ve ailelerine Ma'an'da acil tıbbi bakım sağlamaya devam edeceğiz.
D'ici là, nous continuerons de fournir les soins d'urgence à Ma'an. Pour finir, aux victimes de cette terrible tragédie, à leurs familles nos cœurs et nos prières vous accompagnent dans ces sombres moments de notre nation.
O zamana kadar illaki bir bölgede kümelenmiş olurlar.
Ils seront regroupés à un endroit d'ici là.
Belki de bilimin yetişmek için biraz zamana ihtiyacı vardır.
La science a peut-être seulement besoin d'un temps pour revenir en course.
O zamana kadar gösteriye devam etmeni isterim.
Jusque là, j'ai besoin que tu continues la charade.
- Zamana bağlı.
Le temps nous le dira.
Ama o zamana kadar etrafta duş rafım ile dolaşacağım ve milletin beyaz tahtalarına ne dedikoduları yazdığına bakacağım.
Mais d'ici là, je vais me balader avec mon porte-savon, mater les gens écrire et dessiner.
Opera'ya gizlice bira soktuğumuz zamana ne diyeceksin?
Comme quand on a introduit des bières à l'opéra.
Ama bu benimiçin büyük bir değişim olacak ve şimdi biraz zamana ihtiyacım olacak.
Mais... ça va être un gros changement pour moi, et... maintenant je vais avoir besoin de temps.
Yakın zamana kadar bu odayı Olivia Rankin'le paylaşıyordun değil mi?
Jusqu'à récemment, vous partagiez votre chambre avec Olivia Rankin, c'est exact?
Onunla daha çok zamana ihtiyacım vardı ama o kadar hızlı geçti ki. Artık zaman kalmadı. Zamanı geri alamayız.
J'en avais besoin de plus avec lui, mais ça ne cesse d'aller de plus en plus vite, et il n'y a plus de temps.
Daha fazla zamana ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin de plus de temps.
O zamana ait kıyafetler giymen gerekecek.
Tu auras besoin de vêtements datant de cette période.
O zamana kadar benim için çalışıyorsun.
Jusque là, tu travailles pour moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]