Zamanını harcıyorsun traduction Français
323 traduction parallèle
- Zamanını harcıyorsun.
- Vous perdez votre temps.
Zamanını harcıyorsun.
C'est du temps perdu.
Zamanını harcıyorsun, Mike.
Vous perdez votre temps.
Zamanını harcıyorsun!
Vous perdez votre temps.
Ohh, biliyorum. "Zamanını harcıyorsun Joe" diyeceksin ama bahse var mısın?
Je sais. "Tu perds ton temps". On parie? Un pari?
- Zamanını harcıyorsun.
- C'est du temps perdu.
Zamanını harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
Zamanını harcıyorsun.
Vous perdez du temps.
Ee, o halde neden zamanını harcıyorsun, Sarah?
Tout ce que vous faites est une perte de temps, Sarah.
- Zamanını harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
Değerli zamanını harcıyorsun.
Tu gâches un temps précieux.
Bu şekilde zamanını niçin boşa harcıyorsun, Holmes?
Mais enfin!
Zamanını boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Tu perds ton temps,
Aksi taktirde, zamanını boşa harcıyorsun.
Sinon, vous perdrez votre temps.
Bay Gentry'nin peşinden koşarak zamanını boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps à courir après M. Gentry.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Ce serait du temps perdu.
Herkesin zamanını ne için harcıyorsun?
Pourquoi nous faire perdre notre temps?
Zamanını tütün satarak boşa harcıyorsun!
Perdre son temps à trafiquer!
Bay McCord, zamanını boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Zamanını boşuna harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, dedi.
"Pourquoi perdre votre temps avec lui?"
Direnerek zamanını boşa harcıyorsun Kendinden fazlasını bulacaksın.
Vous comprendrez bien vite que si vous lui plaisez
Zamanını boşa harcıyorsun.
- Quoi? - Un homme qui traîne, un désoeuvré.
Zamanınızı boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Eğer bu korkunçluk karşısında kibar olmadığımı düşünüyorsan zamanını boşa harcıyorsun.
Si tu viens me dire que j'aurais dû être moins dur avec lui... tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Pas possible autrement. Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, anne.
Tu perds ton temps, maman.
Sürekli zamanını boşa harcıyorsun. Daha başka işler yapmalısın.
Tu perds ton temps avec les autres.
Brazneck, zamanını boşa harcıyorsun.
Brazneck, vous perdez votre temps.
- Zamanını boşa harcıyorsun!
- Vous perdez votre temps!
Zamanını boşa harcıyorsun.
Vous gaspillez votre temps.
Çünkü zamanını boş yere harcıyorsun.
C'est parce que nous perdons du temps.
Boşuna zamanını harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
Hey, dostum, sen her zaman Washington DC'desin ama Wahington DC'de hic bir şey yapmıyorsun! Şuan Kaliforniya'dasın komitede oturuyorsun tam burada olması gerektiği gibi ama vaktinin çoğunu Washington DC'de harcıyorsun.
Vous êtes toujours à Washington, mais vous n'y foutez rien à Washington, vous voilà en Californie, membre d'une commission qui est censée être régionale.
Zamanını boşa harcıyorsun Fergy. Yağmur yağacak.
Tu perds ton temps, Fergie.
Tam profesyonel işi, zamanını boşa harcıyorsun.
Ce sont des pros, vous perdez votre temps.
Harcadığın zamanı düşün! Zaman çok değerlidir, Sense harcıyorsun!
Pense à tout ce temps que tu perds, trop précieux pour le laisser s'enfuir
Zamanını boşa harcıyorsun!
Tu perds ton temps!
Zamanını niye kimsenin basmayacağı komünizm propagandalarıyla harcıyorsun?
Pourquoi perdre ton temps avec des articles que personne n'imprimera?
Yaşlı bir adamsın. Ve burada çok fazla zaman harcıyorsun
vieil homme.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun Şerif.
Vous perdez votre temps, shérif.
Sen zeki bir çocuğa benziyorsun. Neden bütün zamanını bu çocukça saçmalıklara harcıyorsun?
Pourquoi gâches-tu ton temps avec des trucs de gosses?
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Vous perdez votre temps.
Bir karın, bir oğlun ve önünde yaşanacak bir hayatın var ama sen bir aptal gibi zamanını burada harcıyorsun!
Tu as une femme, un fils, une vie devant toi... et tu es là à perdre ton temps comme un crétin!
Neden zamanını kata yaparak harcıyorsun?
Pourquoi perds-tu ton temps avec le kata?
Zamanını boşa harcıyorsun!
Pour toi, peut-être.
Zamanını boşa harcıyorsun.
On perd un temps précieux. Ne résiste pas.
Frank, burada zamanını boşa harcıyorsun.
Frank, tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, Watson.
Vous perdez votre temps, Watson.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanı gelince 71
zamanım olmadı 22
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanı gelince 71
zamanım olmadı 22
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236