English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir daha düşündüm de

Bir daha düşündüm de traduction Portugais

355 traduction parallèle
Bir daha düşündüm de, cevap verme.
Pensando melhor, não responda. Não é que isso pudesse vir a acontecer.
Bir daha düşündüm de sanırım o kadın biraz sıkmaya başladı.
Bom, pensando bem... a senhora está convertendo em uma chata.
Bir daha düşündüm de, işimizi şansa bırakmayalım.
Não! Pensando melhor não podemos correr qualquer risco.
Bir daha düşündüm de, Gelin Camelot'a gitmeyelim.
Pensando bem, é melhor não irmos para Camelot.
Bir daha düşündüm de, belki böylesi daha iyi.
Pensando bem, talvez seja melhor assim.
Bir daha düşündüm de, çıkar.
Pensando bem, tire.
Bay B, bu Fransa yolculuğunu bir daha düşündüm de, böyle görünüp, böyle kokunca benim de başarı şansım çok olmayacak.
Mr B, tenho estado a pensar melhor sobre esta viagem a França. Com este aspecto e cheiro também não tenho grandes chances de dar uma.
Teşekkür ederim. Bir daha düşündüm de...
Mudei de idéia.
Bir daha düşündüm de, sen sür!
Pensando melhor, conduz tu!
Bir daha düşündüm de, bunu kabul edemem.
Pensando bem, não posso aceitar.
Baksana dostum bir daha düşündüm de bundan sana ne?
A última vez que pesquisei, esta merda não te dizia respeito.
Bir daha düşündüm de... Başkan Nilva buraya gelene kadar bekleyeceğim.
Pensando bem vou esperar até o Presidente Nilva chegar.
Bir daha düşündüm de, hayır. Bulamamışım.
Pensando melhor, não, não sei.
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
Pensando melhor, de certeza que não. De certeza que é uma rapariga simpática... íntegra, honesta, com uma grande alma.
Traş olurken daha iyi bir şey düşündüm.
Enquanto fazia a barba, lembrei-me de uma coisa melhor.
Bir kez daha düşündüm de iniş takımlarım eskisi gibi değil.
Não.
Nasıl bir enayi olduğumu düşündüm sadece. Daha ilk geceden oraya gelmeyeceğini bile biliyordum ama yine de bekleyip durdum.
Sabia que ela não viria nessa noite, mas esperei na mesma.
Görüyorsun, o benden çok daha yaşlı. Sıkıntılı bir yaş. Düşündüm ki, sadece sisteminden elde etmesi gereken bir şey olsaydı...
Ele é bem mais velho que eu, está na crise da meia-idade, achei que era algo que ele tinha de expurgar.
Bir defa Bir cam gözün hep gerçek nesneden daha iyi bir şey olacağını düşündüm.
Por um lado, sempre pensei que um olho de vidro seria melhor que um verdadeiro.
Düşündüm de, basına bir şeyler söylesek daha iyi.
Pensando bem, é melhor dizermos algo à imprensa.
Her şeyi değiştirmek için bana bir şans daha verildiğini düşündüm. Her şeyin ona uygun olabilmesi için.
Pensei que tinha outra oportunidade de mudar tudo, de a compensar.
Daha önce hiç büyük iş yapmadım ama... Luther Coleman, dostumdu, ve düşündüm de belki yapabileceğim bir şeyler vardır.
Nunca dei um grande golpe, mas... o Luther Coleman era meu amigo, e pensei que talvez... pudesse fazer qualquer coisa.
Bir kez daha düşündüm de, iddiaya varım.
Mas pensando melhor, aceito a aposta.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
E, como tenho esperança que tire a especialidade de cardiologia, achei que não havia melhor forma de celebrar do que com uma relíquia de família.
Tekrar düşündüm de, bir daha buraya gelmek istemiyorum.
Pensando melhor, acho que nunca mais quero aqui voltar.
Daha önce söylediğin bir şeyi düşündüm, pazarlık edecek bir şey meselesini.
Estava a pensar no que dizias, acerca de ter trunfos na manga. Sim.
Bir rüyaya çok benziyordu, MacGyver. Düşündüm de daha geçen akşam buradaydım ve o güzel elbiseyi giymiştim. Kendimi şey gibi hissediyordum...
Foi muito parecido com um sonho, MacGyver, e pensar que ainda na outra noite estive aqui com aquele belo vestido, sentindo-me como uma...
Cafe bir garsona ihtiyaç duyuyordu, böylece Biraz daha kalabileceğimi düşündüm.
O café precisava de um empregado, e eu pensei que poderia ficar um pouco mais.
Bu olduğunda, onun bir birey olarak haklarına saygı göstermek dışında, bir seçeneğim olmadığını düşündüm. Tabi ki bir seçeneğin vardı. Federasyon'u ölümcül bir düşmandan, onlarca, yüzlerce masum insanı öldürmüş ve daha fazlasını öldürebilecek bir kişiden kurtarabilirdin.
Eu escutei várias óperas conhecidas por serem emotivas, assisti 3 programas no holodeck desenhados para serem humorísticos, e fiz quatro tentativas de induzir desejo sexual utilizando imagens eróticas.
Hayatı ve ölümü düşündüm. Yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı ve belki de bir fırsatımız daha olsa yapabileceklerimizi.
Comecei a pensar na vida e na morte... no que podemos fazer, no que não podemos fazer... e talvez no que devemos fazer quando temos hipóteses para isso.
Haberlerde duyman yerine... benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. Çünkü aranızda bir şeyler olduğunu... biliyorum.
Só queria que soubesse por mim, em vez de ouvir nas notícias, porque sei que a senhora e ele tiveram... qualquer coisa.
Tüm gece seni ne kadar incittiğimi düşündüm, gözüm uyku tutmadı. ... sana ne kadar acı çektirdiğimi .. seni bir daha görememeyi düşündüm.
Passei a noite a pensar no quanto te tinha magoado e como tinha estragado tudo, e só de pensar não viver contigo...
Aslında düşündüm de halletmenin daha iyi bir yolu olabilir.
Por acaso, tive uma ideia. Talvez a solução perfeita.
Bunu söylemek için seni davet ettim ama o kadar harika görünüyordun ki. Kendi kendime "Ne kadar romantik. Son bir kez daha." diye düşündüm.
- Para te dizer, mas estavas tão bela que pensei como seria romântico um beijo de despedida.
Biliyor musun, George, Düşündüm de böyle bir durumda Nathalie'yi olduğundan daha fazla üzmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Sabes, George, eu estava a pensar... com a Nathalie neste estado, não me parece uma boa ideia peturbá-la ainda mais do que ela já está.
Ben de posta kutusu yapmaya karar verdim. Sonra da daha büyük bir şey yapmalıyım diye düşündüm.
Comecei a construir uma prateleira, só que, depois, decidi ir mais longe.
Casusun, eski bir Maquis olmasın şüpheleniyorduk, ve sizinle daha önce çalışmış bir kişiyi böyle bir tuzağa düşürmenin zor olacağını düşündüm.
Suspeitei de que o espião fosse um Maquis e senti que seria errado colocá-lo na posição de servir como isca para alguém que já serviu sob seu comando uma vez.
Buraya ilk geldiğimde kelepçenin daha iyi bir işkence olduğunu düşündüm.
Não lute com isso, use-o. Como faço isto? Eu sinto como se tivesse um milhão de formigas de fogo em meu cérebro.
Ama sonra aklıma geldi... belki... sadece belki... emulsiyon işlemi sırasında... kompleks bir glukoz türevi ekleyerek yapışkanlığını biraz daha artırırabilirim diye düşündüm.
E depois pensei em aumentar a viscosidade através de um processo de glucose durante o processo de emulsificação.
O anda, hayatımda ki en mutlu günün o gün olduğunu düşündüm... ama bir sonra ki gün, bir öncekinden daha iyi oldu.
Na ocasião, eu pensei que seria o dia mais feliz de minha vida... mas todos os dias acabaram ficando melhores e melhores.
Korktuğum bir şey daha var ve bu ikimizi de ilgilendiriyor. Kanda ergot alkaloidi bulunmuş bu yüzden senin kanın olabilir diye düşündüm.
Mas o que mais me preocupa, e isto diz-nos respeito aos dois, é que encontraram um alcalóide, ergotina, no sangue, e é por isso que eu acho que pode ser o teu.
Oh, ailemiz psikopat bir seri katile sahip insanları cadılar bayramında kesmeyi seven ve ayrıca.. kutlamayı yatakta yapmanın daha zevkli olacağını... düşündüm.
Temos um assassino em série psicótico na família que gosta de chacinar pessoas neste dia e eu pensei que era de mau gosto festejar.
Düşündüm, daha güncel bir şey 19 yüzyıl İngiltere'sinde Luddite hareketi gibi.
Uma coisa de interesse. Os Luddites na Inglaterra do século XIX.
Bir kaç ekstra koruma daha koymayı düşündüm, ihtiyaç olabilir.
Põe mais guardas este fim-de-semana, pelo sim pelo não.
Daha rahat bir şekilde arayabileceğimizi düşündüm. Kay yana, Hamm.
Lembrei-me de fazermos a busca em grande estilo.
Ve ben düşündüm ki, bilirsiniz... konuştuğunuz insan, gerçek bir insan. Ve bence sizin gibi salakların konuşmalarınızdan,... daha çok şey hakediyor.
E, sinceramente, eu acho... que a pessoa de quem estão a falar, é uma pessoa fantástica e acho que provavelmente merece um pouco mais de consideração do que ter imbecis como vocês a babarem-se à conta dela!
Her şey çok güzel gidiyor, sen çok güzel gidiyorsun, ben de Atlanta Alışveriş Merkezi'ni kaptım, yani artık daha fazla paramız olacak. Düşündüm de bir geziye çıkabiliriz.
Como tu estás óptimo e este trabalho está quase acabado, e vou receber o dinheiro do centro comercial de Atlanta, podíamos fazer uma viagem.
Bir kez daha düşündüm de, şu salyangozlardan birkaç tane alsam iyi olacak.
É melhor levar uns burriés.
Sonra anaokulu çağına geldiğinde kreşte bir yıl daha kalmanın herkes için iyi olacağını düşündüm.
Ficavas tão giro, de mão dada a mim. Quando chegou a altura de ires para o jardim infantil, para onde tinhas de apanhar um autocarro, decidi que seria melhor para todos se ficasses na pré-escola mais um ano.
Düşündüm ki belki de daha rahat bir yerleşme için pazarlık yapabiliriz.
Penso que talvez consiga negociar melhores instalações.
Düşündüm ki belki de daha rahat bir yerleşme için pazarlık yapabiliriz.
Penso que talvez consiga negociar melhores instalaçoes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]