English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir daha yap

Bir daha yap traduction Portugais

2,215 traduction parallèle
Bir daha yap!
Repete!
- Bir daha yap.
- Faz de novo.
- Bir daha yap da görelim!
É? Tente de novo.
Kim komik bulur bunu ya? Bir daha yap.
Faz outra vez.
Bir daha yap.
- Faz de novo.
Bu tıbbi olarak yapılan bir hizmetti. Bundan daha açık konuşamam.
Não posso ser mais claro.
İhtiyacın varken ifadesiz bir şeklide otururlar. Bu korkunç, korkunç ilaçlar beni daha da huzursuz yapıyor.
Eles ficam lá, sentados, com aquela cara, quando precisamos de ajuda e com aqueles remédios que fazem com que eu me sinta pior.
12'lik bir set daha yap.
Quero mais uma série de 12!
Ve bugün onun oğluna inanarak başka bir hata daha yapıyorsun.
E hoje, está cometendo o mesmo erro confiando no filho dele.
Dediğini yapın yoksa bir daha şafağı göremezsiniz.
Façam o que ele manda ou nunca mais vêem a luz do amanhecer.
Kötü olan nedir, benim yapmış olmam mı? Daha bir şey yapılmadan örtbas edecek misin?
O que é pior, eu a fazer isto, o facto de que nada está a ser feito, ou você a encobrir?
Bu şimdiye kadar yapılmış her şeyden daha büyük bir şey.
Isto é algo superior, algo que nunca foi feito.
Bu yapı oldukça iyi görünüyor ama alfa ve beta alt birimleri arasında daha iyi bir bölünme elde etmeliyiz.
Esta formulação tem bom aspecto, mas precisamos de melhor separação entre as subunidades alfa e beta.
Filipin yapımı kelebek bıçak. Bir tane daha sor.
É filipino, Faz-me outra pergunta.
Kuttyhunk adı verilen, daha çok bilimsel araştırmaları ile adını duyuran bu uzak ada, yeni bir inci sayesinde altın yumurtlayan bir tavuk haline geldi, aslında bunlar Genetik yapılandırma ile, bu küçük adada yaşayan bilim adamları topluluğu tarafından yaratıldılar.
Aqui na remota ilha de Kuttyhunk, mundialmente famosa pelas suas pesquisas científicas foi encontrado ouro numa nova variedade de pérola... modificada genéticamente pela comunidade científica... que vive aqui nesta pequena ilha.
Daha öne bana hiç böyle bir tutkuyla kur yapılmamıştı.
Eu nunca fui cortejada com tamanha paixão.
Ya gece yarısına kadar verirsin ya da özel yapım Fisher Price satranç tahtanı bir daha asla göremezsin!
Tens até a meia-noite... ou não verás o teu tabuleiro da Fisher Price edição limitada tão cedo. - Entendes-te?
Sanki psikedelik bir bungee jumping yapıyor gibiydim. Çok hızlı değişen bu ortamın içine acemice atlamış gibiydim. Daha ağır seyreden diğer psikedeliklerden çok farklıydı.
Lembro-me de quase ter a sensação de que era como um bungee jump psicadélico, de que havia uma espécie de salto para um ambiente em mutação rápida, que era muito diferente das abordagens mais graduais dos outros psicadélicos.
Hadi bir espri daha yap da görelim.
Agora faça uma piada sobre isso.
- Bir kere daha yap.
- Só mais uma vez.
Kızım, tüm geceyi dışarıda geçirmeyi düşünmüyordum ama Warwick'ten sonra, bir partiye davet edildik Q-Tip DJ'lik yapıyordu ve daha sonra da kahvaltı yerine gittik ama bilirsin dışarıda yemek yemem, bu yüzden karnım zil çalıyor.
Não esperava ficar fora toda a noite, mas depois do Warrick fomos convidadas para um After Hours, conhecemos o DJ Fomos comer, e tu sabes que não como em publico Estou esfomeada.
Canavarların nasıl yapıldığını gördüklerinde bir daha korkmazlar.
Depois de ver como se fazem os monstros... deixará de ter medo deles.
Ama siz ülkesi uğruna canını vermiş birinin eşisiniz. Tarih de daha sağlam bir şeyler yapılması gerektiğini kanıtlıyor.
Mas é esposa de um mártir, e a história já demonstrou que isso é mais poderoso.
Bir kez daha yap.
Você se superou mais uma vez.
Küçük bir tavsiye... bir daha yalancı çoban olmak istersen, South Beach'te bir cafede yap olur mu?
Uma pequena sugestão : da próxima vez que quiseres dar um alerta, fá-lo num café em South Beach, sim?
Kingsbridge'de Aziz Adolphus onuruna bir festival yapılacak. Biraz daha yün getirin.
Vai haver uma feira em Kingsbridge em honra de Santo Adolfo.
Katedralimiz... Bu katedral sıradan bir yapıdan daha fazlası!
A nossa catedral, esta catedral, é mais do que apenas pedra, madeira e lama!
Annem dedi ki, eğer bir gün kaybolursam ona bir iyilik yapıp bir daha dönmemeliymişim.
A mãe disse que se eu me perder, Deveria esquecer a nossa morada e o nosso no de telefone.
Bana bir iyilik yap ve bir daha benimle konuşma.
Faz-me um favor, não fales mais para mim.
İşin aslı şu ki Walter,... ne kadar zekice bir plân yaparsan yap her zaman senden daha zeki birileri çıkacaktır.
A questão é que por mais inteligente que seja o planeamento, há sempre alguém mais inteligente que consegue desvendá-lo.
Bir kan tahlili daha yapılması gerekiyormuş kesinleşmesi için.
Pode-se, sim. É preciso fazer uma análise ao sangue, e depois, outra para confirmar.
Gözlemden sonra, bir toplantı daha yapılması gerekiyor.
Depois, vem uma pós-reunião que precisa ocorrer após a observação.
Ama reformcuların ve uzmanların size genelde alçak sesle söyledikleri bir şey daha var. Gerçek bir reform yapmaya en büyük engelin öğretmenler sendikasıyla yapılan sözleşmeler olduğunu söylerler.
Mas algo que reformadores e especialistas dirão, geralmente, em voz baixa, é que o seu maior obstáculo para uma verdadeira reforma é o contrato com o sindicato de professores que ata as suas mãos.
Ama el yapımı bir nükleer cihaz yapmak zordur diyenler,... daha da çok yanılıyorlar.
Mas dizer que fabricar dispositivo grosseiro é mais difícil, é ainda mais enganoso.
Kulağa harika geliyor ama bu gece daha farklı bir şey yapıp, monotonluktan kurtulacağımızı sanmıştım.
Parece-me bem, mas apeteceu-me fazer algo diferente hoje. - Para sairmos na rotina.
- Bir sorti daha yapıp gideceğiz.
Mais uma rodada e vamos embora.
Sen burada otururken ben gidip Bones ne yapıyor bir bakayım daha sonra gelip seni ofise götürürüm.
Olha, senta-te e relaxa. Eu vou ver a Bones e já venho para te levar para o escritório, está bem?
Bu hafta ise ; "zaten ihtiyacı olmayan birisine, bu konu hakkında o kişiden bile daha az bilgiye sahip bir kişi tarafından nasıl bir seks konuşması yapılabileceği."
Nesta semana, "como começar uma conversa sobre sexo de alguém que sabe ainda menos para alguém que nem precisa disso".
Ayrıca bu kız Thad'in kardeşi ki bu da onu herhangi bir striptizciden çok daha seksi yapıyor.
Além do mais, aquela garota é a irmã do Thad, que a deixa muita mais gostosa do que qualquer stripper.
Daha önce yapışkan not diye bir şey duymadın mı?
Sabes o que são avisos escritos?
Fakat düğün yapılana kadar muhafızlarım, başka bir bayanın daha saygınlığına saldırmaman için seni nereye gidersen git izleyecekler.
Mas até estarem casados, os meus guardas seguir-te-ão seja para onde for, para certificar que não assaltas a honra de mais nenhuma senhora desta corte.
Bir sonraki daha da halka açık olacak. Analistimiz kontrol etmeniz gereken halka açık olayların listesini yapıyor. Evet.
Então, na próxima será ainda mais público.
Tadesco 55 yardadan bir nokta atışı daha yapıyor.
Outro pontapé fantástico de 50 metros do Tadesco!
İşe bu şekilde dönmek hata yapıp bir insanın hayatını kaybetmesine neden olan doktor olmaktan çok daha kolay.
É mais fácil regressar assim, do que voltar como a médica que cometeu um erro e matou uma pessoa...
Bu künyeler, listedeki adamlarınkinden daha hafif bir metalden yapılmış.
São feitas de metal mais leve que as dos homens da lista.
Fakat onları doğru yorumlamak emek ve sabır isteyen bir bilimdir ve yaşımla birlikte artık daha az hata yapıyorum.
Mas lê-los corretamente é uma ciência árdua e só agora na minha idade começo a fazer menos erros.
- Öyle olsun. Bu başka zaman yapılması gereken daha uzun bir konuşma.
Muito bem, então... esta é uma conversa mais longa, para outra ocasião.
Ama sen beni daha iyi bir insan yapıyorsun.
Mas fazes de mim uma pessoa melhor.
Ben de bir keresinde senaryo yazmıştım. Temelinde Jaws, adamlar tekneyle Jaws'ın peşine düşüyorlar... bakıyorlar ve daha büyük bir Jaws görüyorlar, böylece adamlar onu yakalamak için Jaws ile işbirliği yapıyor.
Basicamente era "Tubarão", excepto que quando os tipos no barco vão atrás do "Tubarão", eles olham em volta e há um "Tubarão" ainda maior, por isso os tipos têm que fazer equipa com o "Tubarão"
Yemeğim beni bir garip yapıyor ve daha yemeye başlamadım bile.
Já estou triste com o almoço e ainda nem comecei a comer.
Booth, katilin Ember adında bir cadı olduğunu düşünüyor fakat katil daha kaslı ve yapılı bir kadındı.
O Booth acredita que uma bruxa chamada Ember é a assassina, mas a vítima é uma mulher grande e musculada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]