English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir daha yapmam

Bir daha yapmam traduction Portugais

801 traduction parallèle
- Tamam, bir daha yapmam.
- Está bem. Não voltarei a fazê-lo.
Bir daha yapmam.
Me sinto culpada. Não lhe farei mais.
Bir daha yapmam efendim.
Não volta a acontecer.
Bir daha yapmam.
Mais não.
Bir daha yapmam Bell.
Não o voltarei a fazer, Bell.
Usta, Bir daha yapmam.
Mestre, não o voltarei a fazer.
Başka bir şey daha bölgeye giden odun kafalı hacılara da benim mi süt annelik yapmam gerekiyor?
E outra coisa, outra coisa, Supõe que devo ser a baba de todos estes peregrinos quando cruzarem as planicies?
Yapmamız gereken bu! Belki bir yol daha vardır!
Talvez haja outra maneira.
Ne diyorsun, Jean, sence Quasimodo, kovaladı mı kızı? Böyle bir şeyi hiç yapmamıştı daha önce.
Não consigo perceber Jehan porque Quasimodo perseguiu a rapariga, nunca fez nada assim antes.
Evet, Solly, sayfayı bir kez daha yapmamız gerekecek. - Evet
- Exato, Solly... você terá de refazê-la, não é?
Eğer beni kurtarırsan, bir daha asla yapmam.
Se me tirares desta alhada, näo repito.
Ne yapmamı isterdin? Daha yüksek bir mahkeme için mi umut edeyim?
- Esperar um posto no Supremo?
- İşe yaramazsa bir dahaki saldırımızı daha iyi yapmamız gerekecek.
- Se não der certo, aprenderemos a lição.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım.
Nunca fiz uma coisa destas.
Ne yapmamı istiyorsun? Kızla eğlenesin diye bir üç gün daha mı?
- Queres mais três dias com ela?
Kimse daha önce benim için böyle bir şey yapmamıştı.
Não porei mais lampiões na janela, nem esperarei mais navios na baía.
- Albay için yaptıklarımızdan daha çoğunu Bayan Eğik için yapmamız neden idamlık bir suç olsun ki?
É um assunto pendente tratar do major e da Sra. Chéché?
Daha önce hiç böyle bir yolculuk yapmamıştım...
Nunca havia feito uma viagem como esta antes...
Şey, döndüğünde Henry'yi daha fazla zora sokar. Şimdi, bu konuda bir şey yapmamız gerek.
Vai ser pior para o Henry quando ele voltar, temos de fazer alguma coisa.
Daha kötü bir şey yapabilirim, ama onu bir daha asla yapmam.
Nunca.
Daha genç ve daha zengin olsaydım, ve bu gece... yapmam gereken bir iş olmasaydı... sana söyleyecek... çok şeyim vardı.
Há muitas coisas que gostaria de lhe dizer, se fosse mais jovem, se fosse mais rico... e se não tivesse algo para fazer esta noite.
Ve bay Canon bana bir daha asla, yaşadığım sürece süpürge yapmam için baskı yapmayacağını söyledi. Bu kadar sohbet yeter.
E o Sr. Canon disse-me que nunca mais teria que varrer... pelo resto de minha vida.
Ama daha önce bunun gibi bir iş yapmamıştım George.
Mas nunca fiz nada como isto, George.
Keşke dış dünyayı bir daha asla görmesem. Ama bunu yapmamı emrediyorsanız... Gideceğim.
O meu desejo seria não voltar a ver o mundo, mas, se Sua Reverência me ordena...
Bu iltifatlarınızla, birkaç hararetli yorum daha yapmamı bekliyorsunuz. İyi bir yazı olsun diye mi?
Com esse elogio, espera conseguir arrancar de mim alguma coisa e conseguir um bom artigo, é isso?
Yapmam gereken bir iş daha var.
Há mais uma coisa que tenho que fazer.
Evet, bir dakika içinde getiriyorum. Daha önce yapmam gereken.
Sim, vou buscá-los para si num minuto.
Bir daha yapmam.
Não volto a fazer.
Bir daha asla yapmam.
Não volto a fazer.
Yapmam. Bunu bir daha yapma.
Não voltes a fazer isso.
Sonra daha detaylı bir vasiyet yapmamı kabul etmişti. Ama...
Prometeu entregar-me uma versão mais detalhada e completa mais tarde, mas...
Eğer Sartoris'e zarar vermek istiyorsak bir daha toparlanamayacağı bir şey yapmamız gerek.
Se acertarmos no Sartoris, fazêmo-Io de forma a que ele não se levante outra vez.
Gitmeden önce yapmam gereken bir şey daha kaldı.
.
Daha fazla şey yapmamız gerektiği gibi bir his var içimde.
Eu tenho essa sensação estranha. Deveríamos estar fazendo algo mais.
Bu akşam aramıza davet etmekle onurların en büyüğünü duyduğumuz toplumumuz için hiç kimsenin yapmadığını yapmamış olmanın yanı sıra daha fazlasını yapmış bir kişi.
Não pode haver maior honra do que receber esta noite um convidado que não só fez mais do que ninguém pela nossa sociedade como, apesar disso, fez mais ainda.
Bu çocuk hayatında bundan daha iyi bir şey yapmamıştı. " Bana bayılıyorlar. Çok da iyi bir albüm çıkarttım.
Ele não tinha feito nada de mais, mas dizia que gostavam dele, que tinha um bom álbum, e dois tipos a tocarem com ele.
Bir iğne daha yapmam gerekiyor.
Ele precisa de uma injecção.
Bizim yapmamız gereken, daha zayıf sayılabilecek bir seviyedeyken... bu gücü yok etmek.
Temos é de destruir aquela força, enquanto ainda é relativamente fraca.
Daha önce hayatında böyle bir şey yapmamıştın.
Nunca fizeste nada que se pareça.
Bir daha asla yapmam.
Não voltarei a fazê-lo!
Benden bunu yapmamı bir daha asla istemeyin.
Nunca mais me peças para fazer isto!
- Önce sen. Yapmam gereken bir kaç şey daha var.
Tenho algumas coisas para fazer primeiro.
Bir çocuk daha yapmamızın iyi olacağını düşünüyor.
El pensa que deveríamos ter outro filho.
Kapsamlı bir konuşma daha yapmamızın vakti geldi bence.
É tempo de termos uma conversa sobre vários assuntos.
Yani yapmamız gereken tek şey denizde bir fırtına bulmak ve işte... hepimiz Einstein'dan daha zeki oluverdik öyle mi?
somos mais inteligentes que Einstein.
Bu gece yapmam gereken bir işim daha var.
Teno mais coisas para fazer esta noite.
Ne yapmamı istiyorsun, seni inandırmak için gözünün önünde bir daha mı yapayım?
O que queres, que te mostre uma gravação?
Daha ne yapmamı istiyorsun? Bir ambulans çağırmamı mı?
Que chame uma ambulância?
Daha önce hiç kimse bana böyle bir şey yapmamıştı.
Nunca ninguém me fez nada deste género.
Zamanım dolmadan önce yapmamız gereken bir ziyaret daha var.
Falta-nos uma visita, antes do meu tempo acabar.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı.
Ela nunca fez nada disto antes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]