English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bunu aldım

Bunu aldım traduction Portugais

1,574 traduction parallèle
Kaçmadan önce ondan bunu aldım.
Tirei isto daquele ladrão antes que ele fugisse.
Tamam bak, sana bunu aldım.
Olha, comprei-te isto.
Olası teröristleri saptamakla ilgili el kitabını okudum, ama çok karışıktı, ben de nalburdan bunu aldım.
Li o manual de como reconhecer possíveis terroristas, mas era muito confuso, por isso comprei isto na drogaria.
Ben de size bunu aldım.
Por isso trouxe-lhe este.
Aldım... bunu aldım.
Eu fico com esta.
Ben de bunu aldım.
Então comprei isto.
Gabriel'in annesine ulaşmaya çalışıyorum tabi eğer oysa. ve beklerken, bunu aldım.
Estava a tentar contactar a mãe do Gabriel... se é quem ela é... e enquanto esperava, recebi isto.
Evet.Bunu geçen gün ölmüş birinin mülk satışından aldım
Comprei-a há uns dias atrás numa venda. Ah. Isso explica muita coisa.
Bunu söylemek için uzun bir yol aldım.
Vim até aqui para lhe contar isso.
- Bunu morgdan ödünç aldım.
Pedi isto emprestado à morgue.
Hapisteki adamımız Brown'dan aldığım retina tanımlaması bunu doğruluyor.
Tenho a confirmação feita pelo Brown dentro da prisão.
Ama bunu yapmak nerdeyse bir yılımı aldı.
Sim, mas também tinha perto de um ano para o preparar.
- Bunu görmeniz gerek, yuvarlak içine aldım.
- Tem de ver isto.
Bunu kontrol altına aldığımı sanmıştım, ama açıkça görülüyor ki alamamışım.
Eu pensei que tinha o controle, mas, claramente, não tenho.
Bilgin olsun diye söylüyorum, bunu aldığımdan beri tonlarca kilo aldım.
Para tua informação, desde que o comprei que tenho o mesmo peso.
Bu yay için su şişemdeki elektrik kablosunu aldım. Elimde sert ağaçtan yapılmış bir parça var. Yapmam gerek bunu bükmek ve çevirmek.
Tenho um pouco de corda do meu cantil para fazer este arco tenho aqui um ramo bem direito, madeira bem forte e tudo o que tenho de fazer é arquear isto, dar uma volta para ficar bem apertado.
Ben o boşanma kağıtlarını aldığımda bunu bizim için bir gelecek göremediğimden için yapmıştım.
Quando eu... tratei dos papéis para o divórcio, fiz isso porque não conseguia vislumbrar qualquer futuro para nós.
O zamandan beri ondan haber aldıysan bunu bilmemiz lazım.
Precisamos de saber se o viu ou teve notícias dele desde então.
Hayır, bunu sana aldım, Noel'de hediye geri çevrilmez, o yüzden almalısın.
Não, eu recebi o teu presente, a tua rejeição com tema natalicio.
- Bunu sana aldım.
- Eu comprei para ti!
Bunu bana aldığında bunun kadar güzel olacağımı söylemiştin.
Compraste-me isto dizendo que eu seria muito bonita.
Seni aptal! Bunu daha yeni aldım, sekiz yıl falan önce.
Comprei isto... há 8 anos.
Sana çok pahalı bir hediye aldım, ve onu sana vermem için, öncelikle partiye gelen insanların, bunu yaptığım için muhteşem olduğunu düşünmeleri gerekiyor.
Eu comprei-te um presente caro e não to quero dar sem uma festa onde possam ver como sou generosa.
- Evet ama bunu aldığım adamın kanı değil.
Sangue. Sim, e não veio do cara que portava isto.
Bunu ilk yolculuğumdan aldım.
Eu guardei-o após a minha primeira jornada.
Bunu öğrenmek 20 yılımı aldı.
Levei 20 anos a aprofundar isto.
Jake bunu nereden buldun? Benzincide adamın birinden aldım. Kamyonetinin arkasında duruyordu.
De um tipo numa carrinha num bomba gasolina e tinha um sinal "À Venda".
İyide, ben bunu kendi paramla satın aldım, bu yüzden bana ne yapacağımı söyleyemezsin.
Lamento tanto quanto o que poderia sentir.
Buradaki herkes aldığının karşılığını vermek zorunda, Will. Bunu hala anlayamadın mı?
Toda a gente tem de cantar para ter o seu jantar por aqui, Will, ou ainda não percebeste isso?
Bunu, Earl Jr. için aldım.
Eu comprei isso para o Earl Jr.
Hadi ama, daha yeni aldım bunu.
Anda lá, acabei de arranjar isto.
Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama bu, şu ana kadar aldığım en iyi hediye
Não sei como fizeste isto, mas este é o melhor presente de sempre.
Bunun aldığın en zor derslerden biri olduğunu biliyorum, ve bunu sana ben öğretmek zorunda kaldığım için de üzgünüm. Ama şu an bunu anlaman en iyisi olur.
Sei que isto é uma lição difícil de se aprender e lamento por ter sido eu quem te a ensinou mas é melhor entenderes isso agora.
Bunu hafife aldığımı düşünme bile.
Não penses que levo isto de ânimo leve.
Güvenlik görevlisine vedalaşırken sarıldım. Bedenimin üst tarafı dikkatini dağıtırken el dediğim şu şeyler kemerinden bunu aldı.
Abracei o segurança, o meu tronco distraiu-o enquanto isto a que chamo mãos lhe tiraram isto do cinto.
Bunu da okurken o zamanki hissiyatı aldım. Öyküdeki kişi ile ben sanki bir şekilde bir bağ kurmuştuk. Sanki birlikte özel bir şey yapacak gibiydik.
Tive a mesma sensação quando o li, como se essa pessoa e eu tivéssemos uma ligação qualquer, como se fôssemos fazer algo especial juntos.
Bunu kuyumcudan aldım.
Comprei-o numa joalharia.
Evet. Bunu kimden ödünç aldığımı hatırladım.
Sim, acabei de me lembrar a quem pedi isto emprestado.
Büyüklüğün sınırındaydım. Ki bunu benden aldı.
Estava à beira da grandeza, que ele me viria a roubar.
Arkadaşım Josef ise farklı bir anlayışa sahip... ahlak ve vicdan sahibi olduğunu biliyorum ve bunu anlıyorum... 22 yıl önce tüm hayatımı değiştiren bir dava aldım
O meu amigo Josef tem uma filosofia diferente. Sei que tens moral e escrúpulos, e não há mal nisso. Há 22 anos, aceitei um caso que mudou a minha vida para sempre.
Bunu daha bu sabah Yarı fiyatına aldım.
Comprei hoje de manhã por 50 cêntimos.
- Bunu lanet şeyide nereden aldın? Adamım, biraz sakinleş.
- De onde caraças tiraste isso?
Beth, sana bunu yapmak istemezdim ama uyuşturucuyu nereden aldığını bilmem lazım.
Agora, Beth, odeio fazê-lo, mas preciso saber quem lhe forneceu a droga.
Bunu görebiliyorum, ama aldığımız parçaya göre sıraya girmiyoruz.
Bem, estou a ver, mas ela não é baseada na quantidade de coisas.
Bunu neden yapıyorsun? Zevk aldığımı söylesem inanır mıydın?
Por que o fazes?
- Bunu ödünç aldım.
- Eu pedi a emprestada.
Toys "R" Us dan mı aldın bunu? Bayağı iyi.
Onde arranjou isso, no Toys'R'Us?
Şuna bak. Bunu İnternet'ten aldım.
Olha isto, comprei-o na Internet.
- Bunu yapamayız. Şimdiye kadar bilgi aldığımız her kaynağın ismini ve yerini biliyor.
Ele sabe os nomes e localização de todas as fontes que trabalham para nós.
Bunu nereden aldım demiştin?
Onde arranjaste isto?
Jaffa'ya kadar yürüdüm, Kudüs'ten bir deve aldım sonra da Ağrı Dağı'na tırmandım. Galilee Denizi'ni baştan sonra gemiyle geçtim. - Bunu nereden aldın, cidden?
Eles queriam continuidade, solidariedade, uma transferência de poder sem atritos, como se tudo estivesse normal e nada tivesse mudado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]