English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ M ] / Merhamet

Merhamet traduction Portugais

3,210 traduction parallèle
Kocam birlikte olduğumuzu öğrenirse tereddüt ve merhamet göstermeden ikimizi de öldürür.
Se o meu marido alguma vez descobrir que estivemos juntas, ele mata-nos às duas sem hesitações ou piedade.
Kutsal Kraliçe'ye ve Merhamet Ana'ya selam olsun.
Salve Regina, Mãe de misericórdia.
Bay Merhamet.
O Sr. Compaixão.
Tanrım, sana yalvarıyoruz bu kulunun ruhuna merhamet et.
Que o Senhor tenha piedade desta pobre alma.
Bir merhamet görevindeyim.
- Sim. Estou numa missão de clemência.
Merhamet et.
Tem misericórdia.
Tanrı, o sefil ruhunuza merhamet göstersin.
Deus tenha piedade na tua pobre alma.
Ve dönüştüklerinde merhamet etmezsin.
Não os matamos antes que se transformem e depois não temos piedade.
Bana gösterdiğiniz merhamet için minnettarım.
Estou grata pela misericórdia que me mostrou.
Merhamet duygun Ryan için neredeydi?
Onde estava sua compaixão pelo Ryan?
Pamuk! Yapılması gereken şey konusunda anlaştık sanıyordum ama sense kalkıp kraliçeye merhamet gösterdin.
Neve, pensei que tínhamos concordado com o que tem de ser feito.
Merhamet belki de bu amaca ulaşmadaki ilk basamak olur.
Talvez mostrar-lhe misericórdia seja o primeiro passo.
Bizler esaret altında olsaydık onlar bize merhamet gösterir miydi?
Mostrariam compaixão, se estivéssemos sob as suas ordens?
Yaralı hiçbir düşmana merhamet edilmeyecek!
Nenhum inimigo ferido deve ser abençoado com morte misericordiosa!
Alın teri dökenlere merhamet et.
Tende piedade daqueles que nele trabalham.
Anlıyorum, anlıyorum ki, sana merhamet göstermeleri için yalvarmamı istiyorsun.
Não, posso imaginar, posso imaginar... Queres que lhes peça para terem piedade.
Merak ediyorum, işverenlerin sana böyle bir merhamet gösterir miydi.
Imagino se os seus patrões lhe mostravam este tipo de misericórdia.
Kuzen Henry'yi Kule'de tutup babamı reddettiği için ona merhamet göstermeliyiz.
Vamos manter o primo Henry nos quartos da Torre e mostramos-lhe a misericórdia que negou ao nosso pai.
Hepsi çiglik atti ve merhamet diledi, özellikle de küçük olanlar.
E todos gritaram e imploraram por clemência, em especial os mais pequenos!
Hayatım boyunca iyilik ve merhamet yanımda olacak. Ve sonsuza dek Tanrı'nın evinde oturacağım.
A bondade e a piedade seguir-me-ão todos os dias da minha vida e eu habitarei na casa do Senhor para sempre.
Ve emirlerime uymayan herkes kalasta yürüyüp deniz kızlarının ruhuna merhamet etmeleri için dua edebilir.
E quem desobedecer pode dirigir-se à prancha e rezar para que as sereias tenham pena da sua alma.
"Merhamet sabırdır ve şefkattir ; merhamet kendiyle övünmez ; böbürlenmez."
"A caridade é sofredora, é benigna, a caridade não é invejosa, não se trata com leviandade, não se ensoberbece."
Kendisini de aynı kategoriye koyuyor olmasını umuyordum. Belki de derinlerde gerçek bir Amanda'nın olacağını ve merhamet gösterirsem ortaya çıkacağını umdum.
Eu esperava que ela se incluísse nesse grupo, que talvez houvesse, no fundo uma verdadeira Amanda que podia surgir se mostrasse misericórdia.
Merhamet dilenmek için mi?
Implorar pela sua misericórdia.
Bazı insanlar öldürmek derken, bazıları merhamet derler.
Aquilo a que alguns chamam assassínio... para outros pode ser misericórdia.
- Ne şart, ne avantaj, ne merhamet...
Não tem direito a nada.
Ona merhamet için yalvarabilirsin.
e a apela para a sua humanidade.
Tanrım, merhamet et.
Tenha misericórdia, Senhor.
Merhamet Tyler'a öyle mi?
Piedade... Para o Tyler?
Ona bunun senin için gösterdiğim bir merhamet olduğunu söyle.
Diz-lhe que esta é a piedade que lhe dou por ti.
Nezaket gösterdim merhamet gösterdim acıma duygusu gösterdim.
Mostrei gentileza, perdão, piedade...
Merhamet zayıf kişiler içindir.
Piedade é para os fracos.
Tutuklanırsın ve York mahkemeleri hainlere merhamet etmez.
Você vai ser presa, e o julgamento York não é misericordioso com traidores.
Yani sana merhamet mi göstermeliyim?
Então deveria ser misericordioso?
Eğer yanlış bir şey yapıyorsam, tanrıdan merhamet diliyorum.
Se estou a fazer a coisa errada, peço a misericórdia de Deus.
Tüm bu süre boyunca ondan merhamet diledigini söylemis ama tecavüz eden kisi ona aldirmamis.
Disse que implorou sempre por misericórdia. Mas.. o violador ignorou-a.
Tüm bu süre boyunca ondan merhamet dilediğini söylemiş ama tecavüz eden kişi ona aldırmamış.
Disse que implorou sempre por misericórdia. Mas.. o violador ignorou-a. Ela sobreviveu?
Yetişkin kurbanlarına karşı pek merhamet göstermiyor ama çocuklara hep şefkatli davrandı.
Mostrou pouca misericórdia com as vítimas adultas, mas têm tido compaixão com as crianças.
- Sana merhamet etmiştim lan sikik! - Al.
- Fui misericordioso contigo, cabrão!
Biraz merhamet göstersene.
Vê se mostras alguma compaixão!
" Merhamet ve doğruluğun seni terk etmesine izin verme.
"Não deixes a misericórdia e a verdade te desampararem".
Merhamet de yoktu. Anlamıyorum.
Não consigo entender.
- Merhamet et.
- Tenha misericórdia.
Bu anı bir merhamet eylemi olarak hatırla.
Lembre-se deste momento como um ato de misericórdia.
Günahkâr ve kibirli hayatlar yaşamışsanız merhamet için ağlarsınız.
" Choras por misericórdia quando viveste vidas de maldade e orgulho.
Merhamet.
Tem misericórdia.
Merhamet mi?
Misericórdia?
Bir başka merhamet örneği.
Outra misericórdia.
Merhamet etti.
- Felizmente.
Merhamet et.
Piedade.
Bana merhamet mi gösteriyor?
É assim que ele é misericordioso comigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]