Nasıl anladın traduction Portugais
1,205 traduction parallèle
- Nasıl anladın?
- Como é que sabes?
Nasıl anladınız?
Como é que descobriram?
Amerikalı olduğunu nasıl anladın?
Como se vê que são americanos?
Nasıl anladın?
Como é que descobriu?
- Sen nasıl anladın?
Como descobriu?
Nasıl anladın?
Como soube?
- Nasıl anladın?
- Que te faz dizer isso?
Odo'nun hasta olduğunu nasıl anladın?
Como soube da doença do Odo?
Ve siz, bunu nasıl anladınız?
- E você... descobriu isso?
- Bunu nasıl anladınız?
Como é que determinou isso?
Nereden bildin Mulder? Cesedin kamyonette olduğunu nasıl anladın?
Como sabias que o corpo estava na carrinha?
Homo olduğunu nasıl anladın?
Como podes afirmar que ele gay?
Nasıl anladın?
Como é que sabes?
- Nasıl anladın?
- Como adivinhaste?
- Nasıl anladın?
- Como é que sabes isso?
Kız kardeşim olduğunu nasıl anladın?
- Como sabes que era ela?
Nasıl anladın?
Como sabes?
- Burada olduğumu nasıl anladın?
- Como soubeste que aqui estava?
Enerji verdiğini nasıl anladınız?
Como sabe que estava a emitir energia?
- Burada olduğumuzu nasıl anladın?
- Como soube que estávamos aqui?
- Chutney'nin yalanını nasıl anladın?
- Como sabia que a Chutney mentia?
- Nasıl anladın?
- Como sabes?
Üzgünüm ama bunu nasıl anladın?
Desculpa. Como é que sabes?
Onun nasıl "çok güzel" ve "Sersemletici bir şey, bebek" olduğunu anladın?
Como é que sabe que é bom e excitante?
Üvey babamın bana nasıl bu kadar sağlam vurduğunu şimdi anladım.
Não admira que o meu padrasto me bata com tanta força.
Bunu nasıl başardığını anladım şimdi.
Começo a perceber que ela comparou as nossas alturas!
Konuk listesinin nasıl yapıldığını anladım.
Já sei como foi feita esta lista de convidados!
Anladığım kadarıyla sen pokémonların pul gibi koleksiyon yapılacak bir şey olduğunu sanıyorsun sen nasıl bir eğitmensin.
Falas dos Pokémons como peças de colecção, como se fossem bonecas... ... ou selos! Que raio de treinador és tu?
Bunu nasıl anladın?
Como é isso?
Ama... O zaman senin gibi olmanın nasıl olduğunu anladım.
Mas foi nessa altura que percebi como é estar na tua pele.
Tamam nasıl oynanacağını anladım.
Oh, eu vi como se joga. Agora é a minha vez.
"Çalmak" fiilini nasıl anladığınıza bağlı bu.
Depende de como define "roubar", porque...
İlk defa bunun nasıl yapıldığını anladım.
Pela primeira vez, sei como conseguir isso.
Arayıp ajanların bilgileri nasıl anladıklarını dinleyebilirsin...
Podemos saber como os agentes obtêm as informacões...
O gün sizi çok korkutmuştum. Olanların size nasıl göründüğünü düşününce anladım ve...
Quando penso no que deve ter pensado...
Nasıl anladığını bir türlü kafam almıyordu.
Não sei como conseguiste juntar os mistérios.
Ne dediğimi anladın mı? Beni nasıl sinirlendirdiğini gördün mü?
Viu como tem sempre que me aborrecer, mãe?
Fakat şimdi seninle sadece birkaç gün birlikte olduktan ve nasıl her seferinde kurtulmayı başardığını gördükten sonra İmparatoriçe'nin neden haklı olduğunu anladım.
Mas agora... depois de estar com você apenas alguns dias... e vendo como sempre se esforça para encontrar o seu caminho... entendo porque é que a Imperatriz tem razão.
Nasıl anladın?
!
Dünyanın nasıl değiştiğini anladığımı da sanmıyorum. İş yapma şeklimiz değişti mi?
Não tenho certeza que entendo... como, da maneira que o mundo está a mudar, nos vai fazer mudar o modo como que fazemos negócio.
Londra'yı su basıyor ve nehir kenarında yaşıyorum... O zaman dünyanın nasıl döndüğünü biraz anladım çünkü New York gibi bir şehri kuşatıp gece hayatını fethedemezsiniz.
Aí é quando me diz conta de como funciona o mundo, porque não pode ir a uma cidade como Nova York e ficar com a vida noturna.
Sana yardım etmiyorum çünkü birkez bu teknolijinin nasıl çalıştığını anladınızmı onunla ne yapacağınzı bilmiyorum.
Não a ajudo porque não tenho ideia do que vão fazer com esta tecnologia uma vez que a ponha em funcionamento.
- Nasıl da anladın.
- Desmascaraste-me.
Sonunda, annemin yalan söylediğimizi nasıl anladığını buldum.
Acho que sei porque mamãe descobriu que mentimos.
Şimdi benim genelde nasıl hissettiğimi anladın.
Agora, já sabe como me sinto quase sempre.
Şimdi kendi adamlarınızı nasıl bizimkine değil de kendi geçidinize döndürdüğünüzü anladım.
Percebo como conseguem enviar pessoas e fazer com que elas regressem pelo vosso portal e não pelo nosso.
Nasıl olacağını anladım.
Estou a ver como isto vai ser.
Nasıl biri olduğumu anladığını mı sanıyorsun?
"Jump", "Delirium", o que quiser. Achas que é isso que eu quero?
- Onun yaptığını nasıl anladılar?
- Como é que o implicaram?
Kapının önünde geçirdiği iki saniyenin içinde bunu nasıl anladı?
Como ele poderia saber disso se está do outro lado da porta?
Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim?
Mas como sei se compreenderam?
nasıl anladınız 17
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701