Onu getireceğim traduction Portugais
516 traduction parallèle
Onu getireceğim.
Agarro nela. Seguro-a bem e ali estará ela.
Onu getireceğim.
Vou buscá-lo.
Onu getireceğim yeri oradan biliyorum.
Foi assim que soube para onde deveria trazê-lo.
Ben gidip onu getireceğim.
Eu vou a cavalo buscá-Io.
Galactica'ya indiğimizde hapishane mavnasına gidip onu getireceğim.
Assim que aterrarmos na Galactica, vou à nave-prisão para o trazer.
Onu getireceğim demiştim. Ve getirdim işte.
Disse que o trazia e cumpri a palavra.
Tamam, onu getireceğim!
Está bem vou buscá-lo
Onu geri getireceğim.
Vou-me embora e volto com a patroa.
Onu geri getireyim, lütfen. Onu hemen geri getireceğim.
Deixe-me trazê-la de volta, por favor.
Onu bulup geri getireceğim.
Vou procurá-lo e trazê-lo de volta.
Sen saklayacağım, ve efendimiz öğle sıcağında uyuyunca... onu sana getireceğim.
Eu o escondo. Quando o mestre estiver dormindo ao meio dia, eu a trago até si.
Onu bulur bulmaz büyük çiftliğe ben getireceğim.
Quando vier levo-a ao rancho. Obrigado, Lem.
Onu saat 3'te geri getireceğim.
Trago-a de volta às 3 horas.
- Onu yukarı getireceğim Lou.
- Vou buscá-la, Lou.
- Gidip onu buraya getireceğim.
- Vou buscá-la e trago-a cá.
Onu dişlerimle sürüklemek zorunda kalsam bile getireceğim Bill Hickok!
Eu a trarei, Bill Hickok, nem que precise de a arrastar para cá com os dentes!
Uygun bir zamanda onu geri getireceğim.
Vou trazê-lo de volta na devida altura!
Onu dünyanın en zengin adamlarından biri haline getireceğim.
Faço o trabalhar tanto que ele começa a ganhar dinheiro à sua custa.
Kadınımı aldı. Onu geri getireceğim.
Levou a minha mulher.
Onu size getireceğim Yüce Firavun.
Assim o farei, poderoso Faraó.
Bu akşam Flostre'a gidip onu geri getireceğim.
Irei lá hoje á noite para a trazer de volta.
Sana söz veriyorum. Tommy Kopeck'in idam edildiği gün, onu geri getireceğim.
Dou-te a minha palavra que a trago quando o Tommy for executado!
Fakat, ne olursa olsun, onu şimdi yerine getireceğim.
Mas, de qualquer maneira, gostaria de resolver isso já.
Hastaneye getireceğim onu.
Vou levá-lo ao hospital.
Buranın bir çıkışı olmalı ve onu bulup polisi getireceğim.
Deve haver uma saída e vou encontrá-la... para trazer a polícia antes que ele nos mate.
Hayat o zaman dertsizdi, Danny. Ama onu yine o hale getireceğim. Yapamazsın!
Esse era um mundo despreocupado, Danny... e vou fazer com que seja novamente assim.
- Pekala, Şimdi sıkı dur, Tom amca. Onu geri getireceğim.
Bom, deixa de me sacudir, Tio Tom.
Boggs'ı getireceğim ve sende onu süratle kasabadan götüreceksin.
Trarei o Boggs e tira-o da cidade o mais depressa possível.
Ama ben onu kendim getireceğim, böylece bir hata olmaz.
Eu mesmo a trarei para que não haja engano.
Onu bağlayın. Ben gidip deligömleği getireceğim.
Amarrem-no que mando trazer a camisa-de-forças.
Onu geri getireceğim.
Tê-lo-á de volta.
Onu geri getireceğim Lew.
Trarei de volta, Lew.
Gelirken onu da yanımda getireceğim.
Vou trazê-la comigo numa visita.
Onu getireceğim.
Vou trazer-ta.
- Evet, onu geri getireceğim.
- Sim, eu trago.
Ama şimdi onu Paris'e demir kafes içinde getireceğim.
Mas trá-lo-ei de volta a Paris numa jaula de ferro.
Onu size getireceğim.
Mandem chamá-lo.
Sana onu 2,000 dolara getireceğim.
- Por $ 2000 encontro-a.
Ya ölü, ya diri, yanımda getireceğim onu!
E vou traze-lo morto ou vivo!
Onu sana getireceğim.
Depois trago-lho.
Onu geri getireceğim!
Trága-o de volta!
Onu geri getireceğim.
Quero ir buscá-lo.
New York'a gelirken onu da getireceğim.
Levá-la-ei comigo quando for a Nova lorque.
Pozisyon alman çok uzun sürmesin. Eğer olursa yakıtımın yarısını yakarak onu ışık hızıyla getireceğim..
Se não te importares que dê cabo de metade do meu combustível... vou praticamente à velocidade da luz.
- Onu geri getireceğim.
- Vou buscá-lo.
Lütfen ödünç alabilir miyim? Onu bizzat geri getireceğim, şeref sözü.
Trago-ta de volta, pessoalmente, palavra de honra.
Onu getirecegim.
Eu vou buscá-lo.
Onu 10 : 30'da eve getireceğim, merak etme.
Ela estará em casa às 10h30. Adeus.
Filmi alıp kaybolursa, bizden hiç almamış gibi davranamaz. Onu üçkağıda getireceğim.
Assim, se desaparecer com o filme, não pode negar tê-lo feito, porque tenho-o gravado.
- İşim biter bitmez, onu geri getireceğim.
- Trá-lo-ei de volta num piscar de olhos.
Uzağa gitmiş olamaz, onu bulup getireceğim.
Não pode ter ido longe. Vou procurá-lo e trago-o.
getireceğim 51
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu görüyor musun 80
onu gördüm 460
onu görebilir miyim 81
onu göremiyorum 81
onu gördün mü 341
onu görmeliyim 83
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu görüyor musun 80
onu gördüm 460
onu görebilir miyim 81
onu göremiyorum 81
onu gördün mü 341
onu görmeliyim 83