Onu görmeliyim traduction Portugais
248 traduction parallèle
- Onu görmeliyim.
Deixe-me vê-la.
Onu görmeliyim.
Tenho de o ver.
- Lütfen. Onu görmeliyim.
- Por favor, tenho de o ver.
Corny, dinle, onu görmeliyim. Onunla konuşmalıyım.
Corny, tenho de o ver, de falar com ele.
Gitmeden onu görmeliyim.
E gostava de vê-la.
- Onu görmeliyim.
- Tenho de o ver.
Quinlan bir iz bulmuş, onu görmeliyim.
O Quinlan tem uma pista, tenho de ir.
Onu görmeliyim.
Tenho que a ver.
Onu görmeliyim. Randevunuz var mı Bayan?
É uma questão de vida ou de morte.
Sokağa çıkma yasağından önce onu görmeliyim. Yarına Ulusal Komisyon toplantısı yapalım.
Marcamos uma reunião do Comité Nacional para amanhã.
Onu görmeliyim.
Gostaria de o ver.
Ben gidip onu görmeliyim.
Tenho de ir vê-lo.
- Çünkü onu görmeliyim.
- Porque tenho de falar com ele.
Bu aslında benim fikrim değil, ama onu görmeliyim, Eiko.
Também não é a minha ideia de diversão, mas preciso de vê-lo, Eiko.
Hayır, onu görmeliyim!
Não! Eu tenho de vê-la.
Onu görmeliyim, onu seviyorum, Tanrı Aşkına, Elsie!
Eu amo-a. Por amor de Deus.
Bu bir tuzak. Onu görmeliyim MacGyver.
Eu tenho de vê-la, MacGyver.
Onu görmeliyim.
Tenho de a ver.
Ama onu görmeliyim.
- Sim, mas tenho de a ver.
Onu görmeliyim. - Hayır, görmemelisin.
Tenho de o ver não tens
Derhal onu görmeliyim.
Tenho de o ver imediatamente.
- Onu görmeliyim.
- Nada é pior. - Tenho de ver a Srª Alperin.
- Hayır, onu görmeliyim.
- Não, tenho de a ver.
Onu görmeliyim David, onu incelemeliyim.
Eu preciso de o ver, David. De o estudar.
Ama onu görmeliyim.
Não. Preciso de vê-lo.
Gidip onu görmeliyim. Yoksa bu gece bana uyku haram.
Tenho que ir vê-la, ou não nos deixará dormir hoje.
- Babam ölüyor. Gidip onu görmeliyim.
- O meu pai está a morrer.
Hemen onu görmeliyim.
Tenho de a ver.
Doğru. Onu görmeliyim.
É muito importante.
Onu görmeliyim.
Tenho de falar com ele.
Ellen, onu görmeliyim.
Ellen... preciso vê-la.
Onu görmeliyim, Nelly.
- provavelmente a mate. - Preciso vê-la, Nellie!
- Anlamıyorsunuz. Onu görmeliyim.
- Tenho mesmo de o ver.
Onu görmeliyim!
Ah sim? Mas eu preciso de o ver.
Onu görmeliyim.
- Que aconteceu?
Sadece bir dakikalığına onu görmeliyim.
Eu só preciso de a ver por um minuto.
- Onu tekrar görmeliyim.
Preciso vê-la de novo.
Onu tekrar görmeliyim.
Preciso vê-la de novo.
Ama gitmeden önce onu mutlaka görmeliyim.
Mas tenho de a ver antes de ir.
- Bay Banks, Kay nerede? - Onu derhâl görmeliyim.
Bem, um minuto, Tia Hattie.
Onu bugün saat üçte görmeliyim.
Quero vê-lo hoje, às três.
Onu bu gece görmeliyim.
Vou vê-la hoje à noite.
Onu görmeliyim.
Tenho que vê-lo.
- Onu görmeliyim.
- Tenho que o ver.
Onu bu gece görmeliyim.
Tenho de voltar a vê-lo.
Kızımı görebilmek için onu da görmeliyim.
Tenho de a ver a ela para ver a minha filha.
Onu hemen görmeliyim.
Quero vê-lo imediatamente.
Onu görmeliyim.
Preciso vê-lo.
Onu görmeliyim.
Espero que tenhas razão, meu.
Onu görmeliyim!
- Tenho de a rever!
Her şekilde, onu kendim görmeliyim.
Seja como for, eu tenho de o ver.
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35