Onun gibi birşey traduction Portugais
239 traduction parallèle
Fakar, uh, bir rozet ya da onun gibi birşey takmayacak mıyım?
Mas, uh, eu não recebo um distintivo ou algo?
O ortadan kaybolduktan sonra, sanırım bir sigara fırtı ya da onun gibi birşey işittim.
E depois desapareceu aqui, suponho, com uma cortina de fumo e um estalido...
Kontrol mekanizması bir saat kala veya onun gibi birşey, bu tip şeyleri kodlar. Geri kalan herşeyde olduğu gibi, asla bilinmez.
quando o Controlo tem tempos livres, regista, classifica, codifica essas coisas, é como tudo, nunca se sabe.
Sarsaparilla yada onun gibi birşey?
Salsaparrilha ou algo assim?
- Onun gibi birşey.
Galinha? - Algo desse género.
Şiddete inanmıyorlar. Ya da onun gibi birşey.
Não acreditam na violência, ou algo parecido.
Bir not göndereceklerdir ya da onun gibi birşey.
Uma nota? Alguma coisa?
Evet, onun gibi birşey.
Sim, esse tipo de coisa.
- Onun gibi birşey.
- Digamos que sim.
- Evet onun gibi birşey.
- Sim, mais ou menos.
Görünüşe göre. Papazlıktan çıkarılmış, ya da onun gibi birşey.
- Parece que foi expulso, ou seja lá o que for que acontece aos clérigos.
Indiana'da ya da onun gibi birşey sanırım.
Acho que fica em Indiana ou por aí.
Doğum günün yada onun gibi birşey için?
Para o seu aniversário, ou assim?
Sanırım ona imparator ya da onun gibi birşey diyordu.
Acho que o chamou de "Imperador" ou algo assim.
Onun gibi birşey.
Bem, mais ou menos.
- Milkşeyk veya onun gibi birşey var mı?
- Posso beber um batido ou assim?
Hey şu bifteğe bakın onun gibi birşey istiyorum.
- E como foi a aula?
Bilirsin işte bir beyzbol takımı başkanı ya da onun gibi birşey.
Como treinador-chefe de uma equipa de baseball.
Yeah, cips içinde sos getirebilir mi ya da onun gibi birşey?
Boa, e algum molho para estas batatas.
Onun gibi birşey.
Uma memória.
- Onun gibi birşey.
- Mais ou menos.
Ya da onun gibi birşey.
Ou lá o que é.
Muhtelemen hastalıklı ya da onun gibi birşey.
Deve ter doenças.
Sanki Bayan Godiva veya onun gibi birşey.
Uma espécie... de Lady Godiva ou algo assim.
Bilirsin işte, destek çağır ya da onun gibi birşey.
Já sabe, peça reforços, ou algo assim.
Onun gibi birşey.
Algo do género.
Görüyorum, Seni düşünmek istemiyorum, Ben bir ucubeyim yada onun gibi birşey, Çünkü erkeklerle ilk tanıştığım zaman onların evine gitmem.
Olha, não quero que penses que sou anormal ou assim, porque eu normalmente não vou para o carro de rapazes quando acabo de os conhecer.
Suçlu olduklarını sanırlar, sanki biz biliyoruz ya da onun gibi birşey gibi.
Eles pensam que são culpados, como se nós já soubéssemos.
Meteoroji uzmanı ya da onun gibi birşey.
Soa a meteorologista ou coisa parecida.
Onun gibi birşey.
Algo assim...
- Onun gibi birşey.
- Algo desse género.
- Bu senin için yalışıyorum yada onun gibi birşey!
- É como se trabalhássemos para si.
- Evet, Baba, onun gibi birşey.
- Sim, pai, algo do género.
Yangından kaçma talimi ya da onun gibi birşey mi vardı?
O quê? Houve um exercício de incêndio ou parecido?
Ailemin öldüğünü söylemiştin, onun gibi birşey mi bu?
Esta é outra treta, como aquela em que os meus pais tinham morrido?
Bu da onun gibi birşey, tek fark insan olması.
Isto é parecido, só que com uma pessoa.
- Onun gibi birşey.
- Algo parecido.
Bir gezegenin çevresindeki çekim gücü ya da onun gibi birşey!
Sim, sabe como é. Uma "grav-volta" no planeta.
Onun gibi birşey.
Bom, é uma espécie de...
Onun gibi birşey.
Qualquer coisa do género.
Onun gibi birşey.
Algo parecido.
Elinde onun gibi parlak birşey var,... ve sen onu boşa harcıyorsun.
Tens uma coisa realmente genial como essa, e só a desperdiças.
Beyaz adam gibi yürüyüp konuşabilir, şarkilarini öğrenebilir, hatta kiyafetlerini giyebilirsin. Ama onun gözünde hiçbir zaman mavi elbise giymiş çirkin götlü bir maymundan başka birşey olamazsin.
Podes marchar como os brancos, falar como os brancos cantar as canções deles, usar até os fatos deles mas para ele nunca passarás de um chimpanzé com uma farda azul.
Onun gibi birşey.
É uma cambraia.
Onun gibi ya Molly'e ya da bebeğe birşey olsaydı.
Não aconteceu nada à Molly ou ao bebé.
- Onun gibi parıltılı birşey başka ne olabilir ki?
Uma coisa brilhante como essa? Que mais poderia ser?
Şimdi, canavarı unut! O büyük gürültü yapan büyülü birşey... onun gibi!
Agora, esquece o monstro, só fazia barulho, como ele!
Ama onun gibi birşey mi dedi?
Mas algo parecido?
Onun için parkta bir yürüyüş gibi birşey.
Isto é canja para ele.
Eğer kasede yeterince acaip birşey kaydedebilirsem sanırım onun sayesinde kendimi büyük olayın içine atabilirim, En Maynak Ev Videoları programı gibi.
Se conseguir gravar algo suficientemente bizarro na fita... talvez consiga converter-me numa espécie de realizadora de Vídeos Chanfrados, feitos em casa.
Onun gibi birşey.
Qualquer coisa assim.
onun gibi bir şey 154
onun gibi 58
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
onun gibi 58
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
birşey yok 115
birşeyler oluyor 22
birşeyler söyle 44
birşeyim yok 25
birşey duydun mu 16
birşey yap 33
birşeyler yapın 17
birşey var 18
birşey daha var 35
birşeyler yap 72
birşeyler oluyor 22
birşeyler söyle 44
birşeyim yok 25
birşey duydun mu 16
birşey yap 33
birşeyler yapın 17
birşey var 18
birşey daha var 35
birşeyler yap 72
birşeyler yapmalıyız 24
birşeyi yok 20
birşey daha 28
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
birşeyi yok 20
birşey daha 28
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18
onun sorunu ne 32
onun dışında 36
onun için üzülüyorum 44
onun derdi ne 28
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun adı neydi 18
onun sorunu ne 32
onun dışında 36
onun için üzülüyorum 44
onun derdi ne 28