Polise traduction Portugais
6,982 traduction parallèle
Hizmetçimiz, annemin dolabından kıyafetleri çıkardı ve anneme dedi ki, "Polise gitmeyi düşünmeyin."
A nossa empregada foi ao guarda-roupa da minha mãe e tirou as roupas e disse-lhe, "Não pense em ir à polícia, porque eles virão cá de qualquer modo."
En sonunda biri polise haber vermiş, çünkü maske takan biri normal karşılanmaz.
Alguém acabou por chamar a polícia, porque uma pessoa de máscara não é normal.
Dönersen seni polise şikayet edeceğim.
Se voltares, faço com que sejas preso.
Biraz ot bulup arabasına yerleştirir ve polise haber verir.
O rapaz arranjou droga, pôs-lha no carro e chamou a polícia.
- Sizi polise şikayet ederim.
- Posso chamar a polícia.
Annie'yi polise götür, kendini de bu hileden kurtar.
Leva-a à polícia, e livra-te do Dodge.
Polise ötmedim.
Mantive a minha boca fechada.
Ama avukatları cezasının toplum hizmetine çevrilmesini kabul edip onu ceza süresi boyunca polise eşlik edeceği bir programa yazdırdılar.
Os seus advogados aceitaram um acordo e inseriram-no num programa alternativo, que vai fazer com que acompanhe agentes da lei durante o período da sua pena.
Dinle evlat, bu işin sonu kötü ve biri polise olanları anlatmalı, tamam mı?
Puto, ouve, isto não vai acabar bem e alguém tem de contar à polícia o que aconteceu, está bem?
Geçen gece Barry'e polise gidip olanları anlatacağımı söylemiştim.
Contei ao Barry ontem à noite e, que ia depor à policia.
Don, polise haber verdin mi?
Don, trouxeste a Polícia contigo?
Eğer polise yerimi söylersen sana fidyenin yarısını ve İsviçre'de bir ev veririm.
Se disser à polícia onde estou, dou-lhe metade do resgate e... uma casa na Suíça.
Eğer sizin adamlarınız ödeme yapmazsa bu adamların şaka yapmadıklarını göstermek için kanıta ihtiyacı olacak ve polise bir kutunun içinde yolladıkları kafa sizinki olmayacak.
Se a sua gente não pagar, estes tipos têm de provar que não estão a brincar e... não poderão mandar a sua cabeça à polícia numa caixa...
Yardım için polise gitti ve sonra öldü.
Foi pedir ajuda à Polícia e acabou morto.
- Haberlerdeki kirli polise benziyor.
Parece aquela polícia corrupta das notícias.
Seni doğruca polise gönderirim.
Eu faço queixa de ti à polícia!
Sanki savaştaymış gibi Phnom Penh sokaklarında Polise paraşütçü takviyesi gönderildi.
Eles trouxeram para a policia, para-quedistas como se houvesse uma guerra nas ruas de Phnom Penh.
Üç kişinin bulduklarına göre görgü tanığını dört silahlı soyguncudan katili polise teşhis etti.
descobriram que a testemunha ocular descreveu o assassino à polícia do quarto homem armado.
Eğer biri sokakta saldırıya uğrarsa polise gider.
Se alguém é agredido na rua, eles podem queixar-se à polícia.
Biri polise haber versin!
Chamem a polícia!
Kirli paraları çalındığı için polise gidip ağlayacak değiller.
Não vão direitos à polícia a chorar por alguém lhes ter roubado o dinheiro sujo.
- Beni polise bağlayın.
- Passem-me à polícia.
Bir polise rüşvet vermem gerekiyor.
Tenho que subornar um policia. Foggy...
Ama cidden, bir polise rüşvet vermem gerekiyor.
Mas a sério, sim, tenho que ir subornar um policia.
Polise götüremezsin.
Não o pode levar para a policia.
Ana yola ulaşıp polise falan haber vermeliyiz.
Temos de chegar à auto-estrada e pedir a alguém para chamar a Polícia.
Polise gittim.
Então, fui até à polícia.
Polise gittin mi?
Então, foi falar com a polícia?
Andy, hadi sahte polise sarıl.
Andy, dá um abraço ao policia a fingir.
Polise haber vermelisin, çünkü resmen soyuldun.
Devias chamar a polícia, porque foste roubado. Obrigado, gatinha.
Teşekkürler, kedicik. Teknik olarak polise ihtiyacım yok.
Tecnicamente, não preciso da polícia.
Alarm şirketi polise çağıracağız.
A empresa dos alarme vais chamar a polícia.
Şimdi git ve kanıları polise vermeden önce sana 24 saat veriyorum.
Agora, vá embora e dar-lhe-ei 24 horas antes de levar todas estas evidências há policia local.
Polise bildireceğim acil bir durum var.
Uma mensagem urgente para a polícia.
Beni polise bağla!
Ligue-me à polícia!
Bunların hepsini polise anlatmanı istiyorum.
Quero que conte tudo isto à Polícia.
Mr. Crawford, polise DNA örneği vermeyi neden reddettiniz?
Sr. Crawford, porque recusa dar à polícia uma amostra de ADN?
- O zaman polise gidelim. - Hayır, bu riske giremeyiz.
Vamos à polícia.
- Hayır, polise gideceğim.
Vou à polícia.
- Polise git diyen sendin.
- Disseste para eu ir à Polícia.
Polise raporu doldururken söylemiştim.
Disse à Polícia quando fiz a queixa.
Polise haber vermelisin.
Devia chamar a Polícia.
Polise senin gittiğini ve karşıma birinin oturduğunu söylemiştim.
Eu disse à Polícia que quando estiveste ausente alguém se sentou à minha frente.
Bir polise aşık oldum.
Estava apaixonada por um polícia.
Öğrencilerden biri olan Max Jeter, dün sabah saatlerinde bilinci kapalı bir halde bulundu ve şu an soruşturma için polise yardım ediyor.
O Max Jeter, um desses estudantes, foi encontrado inconsciente ontem de manhã cedo e, está a ajudar a Polícia na investigação.
- Polise yardım eden çocuk?
- E o miúdo com a Polícia?
Çünkü pek polise benzer bir tarafın yok.
Porque... Não pareces uma agente da Polícia.
Aslında korkunç bir şey ve polise gidip gitmeme konusunda kararsız.
Na verdade, é algo aterrorizante, e não quer ir à Polícia.
Polise gitmelisiniz.
- Devias ir à Polícia.
"WING CHUN'UN IP MAN'İ ÇOCUKLARIN KURTULMASI İÇİN POLİSE YARDIM ETTİ"
O meu nome é Cheung Tin Chi.
- Biri polise haber versin!
- Chamem a polícia!
polise mi 20
polis 1489
polisi 18
polisler 260
polisi ara 145
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisim 30
polis misiniz 33
polis 1489
polisi 18
polisler 260
polisi ara 145
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisim 30
polis misiniz 33