English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Polisler

Polisler traduction Portugais

7,929 traduction parallèle
Ledo Amarillo diye bir adam birkaç ay önce polisler onun işini bitirdi.
Um gajo, chamado Ledo Amarillo, foi rebentado pelos polícias há uns meses atrás.
Polisler nerede o halde?
Onde está a polizia?
Antrenörler, iş adamları ve polisler
São treinadores, banqueiros e bófias
Polisler geliyor.
A polícia está a caminho.
Polisler nerede?
Onde está a polícia?
- Hayır! - Polisler nerede?
- Onde está a polícia?
- Polisler nerede?
Onde está a polícia?
Polisler gelecek. Araziyi temizleyin.
Vão cá estar polícias, portanto limpem a casa.
- Polisler geldi mi?
Os polícias estão aqui?
- Polisler neden dışarıda?
- Porque está lá fora a polícia?
Polisler bunu çözene kadar Dave'de kalacağım.
Vou ficar com o Dave até a polícia descobrir o que se passa.
Ya da, koşullar göz önüne alındığında, polisler intihar ettiğini düşünebilir.
Ou dadas as circunstâncias, a polícia irá achar que foi suicídio.
Evet, polisler bunu kanıtlayamadı ve Andrea izinli günlerinde hala onun peşinde.
Sim, a polícia não conseguiu provar nada, e ainda assim a Andrea continuou a persegui-lo nos dias de folga.
Annem onun suçlu olduğunu bilmiyordu, ama şimdi, haberle birlikte, polisler yeniden kurcalamaya başlayacak, ve o... o...
A minha mãe não sabia que ele era culpado, mas agora, com o artigo, a polícia vai começar a investigar e ela... Ela...
Polisler geldi.
Veio a polícia.
Polisler aletleri kesilen mankafalarla, silah yaralarıyla uğraşıyor.
A polícia vem aqui para lidar com parvalhões sem paus e ferimentos de balas.
Ali'nin Mona'yı öldürdüğünü kanıtlarsak iki cinayetin bağlantılı olduğunu, birinin diğerini tetiklediğini ve masum olduğunu polisler öğrenir.
Se conseguirmos provar que a Ali matou a Mona, a Polícia vai perceber que os dois crimes estão ligados. Que um motivou o outro, e que tu és inocente.
Ali'nin bagajında polisler Mona'nın DNA'sını buldu.
Encontraram impressões digitais da Mona no mala do carro da Ali.
Diyelim ki polisler Mona'nın evine bir daha bakacaklar.
Digamos que a Polícia iria voltar a inspecionar a casa da Mona.
- İyi olanlardan. Neyle uğraştığımızı bilen polisler bu odadakilerden ibaret olduğu için... yardımına ihtiyacımız olacak.
Como os polícias que sabem com o que lidamos estão aqui, vamos precisar da tua ajuda.
Shaw, polisler evine adam yerleştirdi.
- Está alguém a vigiar a tua casa.
Sence polisler hâlâ beni arıyor mudur?
Achas que os polícias ainda estão à minha procura?
Tamam. Müvekkilim onu sokakta taciz eden polisler olduğunu söylediğinde -
Certo, veja, quando a minha cliente disse que uns polícias estão a assedia-la na rua...
- Polisler geldiğinde.
- Quando os polícias vieram.
Ama bu kasetin hiçbir yerinde polisler Lila'nın boğulduğunu söylemiyorlar.
Mas nesta gravação os detetives não dizem que foi estrangulada.
Ve polisler Rebecca'ya, Lila'nın boğazlandığını itirafından önce de söylemiş olabilirler.
Os detetives podiam ter falado antes de começarem a gravar.
Polisler çevrendeyken, ağzını kapalı tutacaksın.
Perto da Polícia, ficas calado.
Rıhtımdaki bütün polisler bize çalışıyor zaten lan.
Nós mandamos na Polícia do cais.
Bu sabah sigaraya çıkan polisler bulmuş adamı.
Uns executivos vieram fumar e encontraram-no.
Polisler evini aradı, hiçbir şey çıkmamış.
Os agentes revistaram a casa e nada.
Maroni önce içki almamızı engelliyor, şimdi de polisler mi çıktı başımıza?
O Maroni tirou-nos o álcool. E agora também a Polícia.
Siktirin polisler!
Vão-se lixar, bófias!
- Evet, polisler orada.
- Sim, os bófias estão lá.
Bu iş bitene kadar kızını polisler koruyacak.
Vamos pôr polícias com a tua filha até isto acabar.
Ama polisler her gittiğinde ev bomboşmuş.
E quando os polícias chegavam, estava vazio.
Polisler gelince de saklandım.
Eu estava longe. Escondi-me quando a Polícia apareceu.
- Polisler, bardan çıktığını söylüyor.
- A Polícia diz que ele vinha de um bar.
Peki ya vurulan polisler?
Espera, e os policiais baleados?
Dürüst polisler genelde kafaya mermiyi yiyor.
Policias honestos normalmente são os que levam tiros na cara.
Yozlaşma, bombalamalar, vurulan polisler...
Corrupção, explosões, policias baleados...
Tüm polisler onun.
Ele controla a policia.
Polisler, avukatlar, yargıçlar var hatta bildiğim bir senatör de var.
Há policias, advogados, juízes e pelo menos um senador que eu saiba.
- Dedektif! Bu normal polisler için bir iş değil.
Detective, isto não é um trabalho para policias comuns.
İyi olansa biz normal polisler değiliz.
Ainda bem que não somos polícias comuns.
Salak polisler beni yakalayamadılar.
Os estúpidos dos polícias não me apanharam.
Randevudayım şu an. Bunu polisler halledemez mi?
A polícia não pode tratar disto?
Polisler çetin insanlar. Yüzlerce yıl sonra da öyle olmaya devam edecekler.
Polícias são inconvenientes agora ou daqui a cem anos.
- Sizin yaptığınızı polisler yapmıyor.
- Não o vigio, como vocês.
Polisler hep yanlış yazarlar.
A polícia está sempre a perceber mal.
Tüm yaptığım görüyorsun... polisler sürekli silah hakkında soruyorlardı.
Olha... Os polícias estavam sempre a perguntar-me sobre a arma.
Ama evet, polisler hâlâ seni arıyor.
Mas, sim, a polícia ainda está a tua procura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]