Bir de bu var traduction Russe
976 traduction parallèle
Bir de bu var.
Вот еще одна.
Sana bir de bu var.
Чистая шерсть - Это тебе тоже.
Borcunu değersiz bir hisseyle ödeyen bir müşteri. Bu kağıt şimdi değer kazanmışsa benim de bunda herkes kadar hakkım var.
Жилец оставил эту ничего не стоящую бумагу.
Bu akşam bir tören yemeğimiz var, bayım ; sizin de bulunmanızı rica edeceğim.
Сегодня вечером даём мы ужин, И я прошу вас быть.
Burda ne bu tarife uyan bir kadın ne de bir Rolls-Royces var.
Тут нет женщин, подходящих под описание, и я так же не видел никаких роллс-ройсов.
Dün öğlen 12'de hapishaneden ayrıldı, bu şehre gelen bir trene atladı, varış saati, 15 : 17.
Он вышел из тюрьмы вчера в полдень, прибыл на вокзал в 15.17. Вы должны были следить за ним круглые сутки и взять его, если он не отметиться в участке.
Ve düşündüm de bu derde bir derman bulmak lazımdı. Oğluma kalacak bir arazi var artık The Furies'de.
И, я думаю, что не прекращу жаждать, пока у меня не появится сын, который будет владеть всеми "Фуриями".
Eğer bu telefonların farklı bir anlamı var ise de, kız bunu hiç belli etmiyor.
Если этот звонок и значил что-то, она этого не показывает.
Yapacak o kadar işimin arasında, bir de bu gece randevum var.
Как обычно. У меня столько разных дел, да ещё эта годовщина сегодня...
Bir de büyük maçlarda iyi performans sergileyememesi var ki bu geceki gerçekten de büyük bir maç, bir unvan maçı.
И сегодня - один из таких боев, победитель получет титул.
Bunlara ek olarak bir de kadınlara karşı tükenmek bilmez iştahı var bu da başına çok dert açıyor.
Да ещё эта его мужская сила, половая неугомонность столько хлопот ему доставляет.
Bu arada size bir de iyi haberi var, bugün düşmanlarınız, yani Kraliçenin yakınları Pomfret'te ölecek.
сегодня родственников королевы, врагов всех ваших, в Помфрете казнят.
Bu cömertliği asla unutmayan Jett de... onu yetiştiren, büyüten... şimdi de bu gece bu büyük toplantıda onu onurlandıran... bu eyaletin daha ileri bir seviyeye gelmesi için... varını yoğunu harcamaya hazır.
Техас был добр к Джету Ринку. И Джет, не забывая его доброту, всегда готов отдать свои средства, на еще большую славу штата, который вырастил его и который, в свою очередь, воздает ему почести сегодня на этом торжественном собрании.
Bayan Sturgis'in bir hayli fazla olan servetinin bu evliliğin amacı olması ihtimali de var.
В таком деле нужно убедиться, Что главная цель - не состояние мисс Стёрджес
Bir de yan deliler var. Ama bu iki şahit, savcının tüm iddiasını oluşturuyordu.
Это косвенные улики, но ведь на них строилось всё обвинение.
Bir de bakarsınız, yurdun o bölgesinden gelmiş bir bakkal var o da bu peyniri satıyor.
Иногда появляются бакалейщики из тех мест.
"Bu yüzden senin de beni anlayacağını tüm kalbimle ümit ediyorum." "Bir ailem ve korumam gereken bir adım var."
Я должен заботиться о своей семье и моем имени и...
Elimde bu tür bir kanunun başka bir ülkede de olduğuna dair bir yüksek mahkeme tutanağı var.
Это решение Верховного Суда другой страны, в котором подтверждается законность насильственной стерилизации.
Bu ufak koyda bir şeytanımız var ve üzerinde de bir çeşit Tanrı...
В заливе дьявол, над заливом бог...
Myojin Tapınağı'nda Bir festival var Hem de bu gece
В храме Миёджин... этой ночью... фестиваль устроили.
Bu adamı savunmak için pek de uğraşmamam konusunda... kasabada yoğun bir tartışma var.
По городу ходят разговоры... в том смысле, что я не так уж должен был защищать этого человека.
Yine de bir tekrar daha var. Ama zaten bu onun markası, kartviziti.
Хотя есть еще один общий момент... он оставляет свой знак... так сказать визитную карточку.
Bu gezegende de bir Torchwood var. Orada çalışabilirim.
На этой планете ещё работает Торчвуд.
Bu bir efsane olarak görülürdü ama Charlie'de bu güçler var.
Это считалось легендой, но Чарли обладает такой способностью.
Size eski zamanlardaki gibi sonsuz sükun ve mutluluk sunuyorum. Karşılığında çok az bir beklentim var ama bu beklenti de mutlaktır.
Я предлагаю вам вечный покой и счастье, как в древности, я прошу немногого взамен.
Bu yüzden en iyi adamlarımız bir gece önce yola çıkacak. Ishibe'de on pansiyon var.
Поэтому наши лучшие бойцы отправятся на день раньше.
Bu güne kadar seninle aynı durum da, "fırında çörek var" ya da "kaptan ekstra bir yolcumuz var" gibi kötü şakalar yapan kızları çok gördüm. Biliyorum benim de onlar gibi davranmam gerekiyordu.
Я знала девушек в таких же ситуациях, они сообщали эту новость какими-то наспех придуманными шутками, вроде "в моей духовке появилась булочка" или "капитан, у нас на борту внеочередной пассажир".
Ağrısız "Ne önemi var? Bu sadece bir oyun mu?" dedi. Hem de poker için?
Добряк сказал, что покер - это просто игра?
Ama bir de bu böcekleri öldürmemizi istediğiniz özel bir yer var mı?
А как насчет... Я имею в виду, вы хотите убрать кого-то конкретно из этих букашек?
İşte bu yüzden, karım çalışır ben ise ev işleriyle uğraşırım. Bir de, bebeklerin bakımı ve bunun gibi şeyler var tabii.
Поэтому она работает, а я занимаюсь работой по дому, занимаюсь детьми.
Ortada belirgin bir davranış kalıbı var ve bu kalıp soyutlanırsa, üstesinden de gelinebilir.
И вполне показательный момент, к тому же. И конечно, ограничив его... с ним можно бороться.
Ne senin ne de bu mahkemenin böyle bir hakkı var. - Yaptığınız şey yanlış.
Ты и весь этот твой суд - вы поступаете дурно.
Bu dediklerin güzel şeyler de yalnız değilsin, bir ailen var.
Это все очень красиво сказано но у тебя есть еще близкие и родные, ты не один.
Benim bir hikaye için daha fazla bilgiye ihtiyacım var ve bence senin için de bu geçerli.
Мне нужно больше фактов для статьи, и мне кажется, тебе не помешало бы того же.
Gitmesek de kalmasak da orada bir dairen var uzakta... Bu cankurtaran sandalı gibi bir şey böylece evli olmadığımızı anlarız.
Мы не будем туда ходить, заниматься ей но это будет похоже на спасательный плот напоминающий, что мы не женаты.
Ayrıca bir de bu Du kişisi var
А ещё парень по имени Ду.
Ama bu hikayenin bir de büyük dezavantajı var.
Только предупреждаю, в этой штуке один недостаток.
Lauder, bir de dışarıda bekleyen basına bu haberin yayınlanmaması için emir verilmesi sorunu var.
Лодер, вопрос запрета на публикации для прессы все еще не решен до конца.
Bu işin bir de komik tarafı var, Wilma.
У этого есть своя смешная сторона, Вилма.
Burada, tek bir lirası bile olmayanlar var ama olanlar, nereye yatırması gerektiğini biliyorlar bu yüzden de, işler kötüye gitmeye başlarsa hiçbiri hatalı olduğunu düşünmeyecek.
И чтo oн делает с такими деньгами? У некoтopых здесь нет ни лиpы в каpмане. А у кoгo их пoлнo, тoт всегда знает, куда их влoжить.
On bir yaşında bir oğlum var ve uzun süre yaşayacağını zannetmiyorum. Ne karım ne de ben bu oğlanı gebertmeyeceğiz. Dört kız kardeşi var.
и с ними легче поладить чем можно было бы ожидать. и я вам скажу - что пацан проживет дольше. ни моя жена уничтожат мальчишку.
Bu gece aramızda çok yetenekli bir şarkıcı var, ülkesine olan bağlılığı yeteneğinden de fazla.
на наше счастье среди нас сегодня, певец, чей великий талант превосходит только величие его страны.
Bu şunu gösteriyor : ortada bir gerçek hikaye var, bir de insanlara anlatılan uydurulmuş aldatmaca.
И это только все для того чтобы показать что есть истинная история и есть заготовленная иллюзия, блеф, который дается публике.
Sen de hep "içimde bu atlayışla ilgili içimde kötü bir his var" diyorsun.
- Ты всегда так говоришь, Фрост. - "Что-то у меня дурное предчувствие".
Bu arada, size hatırlatmak istediğim önemli bir konu var sizi ne kadar rahatsız etse de, kaba ve çirkin dursa da ; insan biçiminde kalmalısınız.
А пока я хочу обратить ваше внимание то... что нам очень важно оставаться в человеческих телах... неважно насколько некомфортно и мерзко вы себя чувствуете в них.
Bir bu eksikti. Ekipte bir de hırsız bir İtalyan muhacir var!
¬ от и всЄ что тебе нужно, вороватый макаронник в команде!
- Senin de bu işten çıkarın var. Bu bir sunuş.
Это же презентация!
Çünkü bunda başarısız olunursa, benim de kendime ait sorumluluklarım var ve bunların karşılanması gerek. Bu bir savaş demek olsa bile!
Потому что, не осознав всего этого, я буду отвечать только сам за себя, и им придётся пойти на компромисс, даже если это будет означать борьбу.
Bir tek şey bilmek istiyorum : Sizin orada her şey bu kadar mükemmelse neden sizde de tıpkı bizde olduğu gibi eroin ve kokain sorunu var? Çinliler bir yol buldular.
Тогда скажи мне, если у вас там и впрямь такой рай земной, зачем вы тогда все сидите на кокаине и героине, как мы тут?
Şu sırada bir yatak, bir de masa var, ama hepsi bu kadar.
Скоро будет остальное.
Sıra dışı bir şekilde kullanılan bu aygıtın hem zekası hem de bir bilinci var. Bir seçim yapıyor hatta belki de kendi iradesini kullanıyor.
то он выглядит наделённым не только разумом, но и сознанием, он селекционирует решения, а значит, совершает выбор, может быть, даже проявляет желание?
bir defa 29
bir de bana sor 80
bir de 274
bir de bu 17
bir deneyelim 58
bir dene 145
bir derdin mi var 39
bir değişiklik var mı 16
bir deneyelim bakalım 17
bir deneyin 26
bir de bana sor 80
bir de 274
bir de bu 17
bir deneyelim 58
bir dene 145
bir derdin mi var 39
bir değişiklik var mı 16
bir deneyelim bakalım 17
bir deneyin 26
bir deneyeyim 52
bir dene bakalım 29
bir de ben deneyeyim 31
bir de şöyle düşün 17
bir de şuna bak 16
bir de şimdi bak 16
bir değil 26
bu var 20
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dene bakalım 29
bir de ben deneyeyim 31
bir de şöyle düşün 17
bir de şuna bak 16
bir de şimdi bak 16
bir değil 26
bu var 20
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36