Another tradutor Turco
142,953 parallel translation
Another!
Bir tane daha!
This new horizon seems like another step backwards to an agrarian society.
Bu yeni ufuk geriye bir adıma benziyor... Bir tarım toplumuna doğru.
Two of yous deserve one another.
Tencere kapaksınız.
We'll, uh... finish this conversation another time, okay?
Bu konuşmayı başka bir zaman bitiririz, tamam mı?
And Dr. Singh doesn't want me travelling for at least another two weeks so I will just get to know the Big Apple a little bit.
Dr. Singh bir kaç hafta seyahat etmeme izin vermiyor. Ne yapalım ben de biraz şehirde takılırım.
What if we had another kid?
Bir çocuk daha mı yapsak?
I'd take another look at that last pair.
Bir öncekini tekrar takacağım.
So maybe it wouldn't be so bad to shape... another little incredible person.
Yeni bir tane daha inanılmaz bir çocuk yetiştirmek hiç de fena olmaz.
We can't have another kid right now.
Şu an bir çocuk sahibi daha olamayız.
It was another life and, you know, we were... we were kids.
Başka bir hayatta, biliyorsun zaten o zaman daha çocuktuk.
It was another life. Probably why she didn't tell you.
Gençtik o zaman bu yüzden söylememiştir.
But no one's gonna come see it, sir, unless you tell them to, so I am begging you, please... give us another chance.
Ama kimse izlemeye gelmeyecek, eğer siz gidin de izleyin demezseniz, bu yüzden size yalvarıyorum, lütfen... bize bir şans daha verin.
Raise you another $ 40.
40 dolar daha arttırıyorum.
We'll find another way.
Başka bir hal çaresine bakarız.
We'll-we'll find another way to earn money.
Para kazanmak için başka bir şey bakarız.
Next week, we're going back to that bar, and one way or another, we're getting our money back.
Sonraki hafta, o bara tekrar gidip, paramızı geri almak için bir şeyler deneyeceğiz.
You know, I was supposed to have another date the... night that we met.
Biliyor musun, tanıştığımız gece başka biriyle randevum vardı.
You just get another plate.
Yeni bir tabak alırsın.
Another one?
Bir tane daha ister misin?
For another... Yeah, that's all I got.
Diğeri ise bu kadar.
I was wondering - - could there be another explanation, a simpler one?
Merak ediyordum - başka bir açıklama olabilir mi, daha basit bir açıklama?
Oh, great (! ) Fancy another?
Oh, harika bir tane daha ısmalayayım mı?
Tim's downstairs neighbour, the nurse, we ought to have another go at finding out if she saw anyone suspicious.
Tim'in alt katındaki komşusu hemşireyi, şüpheli birini görüp... görmediğini öğrenmek için sorgulamalıyız.
If Tim Ifield isn't Balaclava Man, there's another suspect, and he's still out there.
Tim Ifield kar maskeli adam değilse, başka bir şüpheli var ve hala dışarıda.
This image was also taken in Moss Heath, the night another girl went missing,
Bu görüntü de Moss Heath'de çekildi, başka bir kızın kaybolduğu gece,
It's bad enough the kids being on another planet...
Çocukların başka bir gezegende olması yeterince kötü...
Or another suspect wouldn't be the only person to benefit.
Veya başka bir şüphelinin menfaati için.
There's nothing suggesting he alerted anyone but us about the possibility of another suspect in Michael Farmer's offences.
Michael Farmer'ın davasında bir başka şüphelinin de olma ihtimali.... hakkında bizden başka herhangi birisine uyarıda bulunduğuna dair hiçbir işaret yok.
It's another reason we need to find his phone and computer.
Telefonunu ve bilgisayarını bulmamızın şart olduğu başka bir neden var.
Would you mind having another go?
Başka bir şey daha söylemek ister misin?
Give me some credit, Roz, I didn't say that my wife was with another man, OK?
Bana biraz zaman ver Roz, karımın başka biriyle olduğunu söylemedim, tamam mı?
- Would you like another drink?
- Bir içki daha ister misin?
We could pick this up another evening.
Ancak bir başka akşam yapabiliriz.
I've had a crap day, I've got another bloody fever.
Bugün de sıkıntılı geçti. Ateşim yükseldi yine.
We have Kevin Gill telling AC-12 one thing and my team another and here we have an undercover AC-12 officer talking to Gill.
Kevin Gill, AC-12'ye bir şey daha söylüyor ve ekibimiz başka... gizli bir AC-12 görevlisi burada Gill'le konuşuyor.
So another family doesn't have to deal with a terrible tragedy.
Dolayısıyla başka bir aile daha korkunç bir trajedi ile uğraşmak zorunda değil.
And also, we do not need to consider another suspect.
Ve ayrıca, başka bir şüpheli düşünmemiz gerekmiyor.
Yes, sir, but my team were investigating another case, and our inquiries led us unexpectedly to these findings, which I'm sure you'll agree, sir, put a completely new complexion
evet, efendim, fakat ekibim başka bir davayı araştırıyordu, Ve araştırmalarımız bizi beklenmedik bir şekilde bu bulgulara götürdü, sizin de kabul edeceğinizden eminim ki başka bir dava daha kompleks bir... hal aldı.
I was delayed by another project, but I think you'll find it extreme...
Başka bir proje yüzünden geciktim fakat bunu son derece...
There's gotta be another way!
Başka bir yolu olmalı.
I could use another taste.
Bir tur daha dönebilirim.
Look at you, newbie McNewberson, with another good call.
Yine iyi düşündün Çaylak Çaylakoğlu.
And then another in Beaumont, Texas.
Sonra Beaumont, Teksas'ta.
Last month, Ezekiel Daniels was the emergency contact for a Bethany Elise Adams, 21, from Escondido, which is another wealthy San Diego suburb.
Geçen ay 21 yaşındaki Escondido'lu Bethany Elise Adams acile kaldırılınca Ezekiel Daniels'ı aramışlar. Escondido da San Diego'nun zengin bir banliyösü.
Another one over here.
Bir tane de burada var.
He waited over 20 years to attack his first victims and another year-plus to go after the team.
İlk kurbanlarına saldırmak için 20 yıldan fazla bekledi, bize saldırması da 1 yıldan fazla sürdü.
Every year Yates agreed to give him another name and location of a victim he buried, but only one name a year and only on Rossi's birthday.
Yates her yıl gömdüğü bir kurbanın adını ve yerini söyleyecekti, ama her yıl tek isimdi ve sadece Rossi'nin doğumgününde söyleyecekti.
So if he sticks to his pattern, he'll most likely go after another woman soon.
Düzenine sadık kalırsa yakında başka bir kadın daha bulacak.
Probably stole another one.
- Muhtemelen başka araç çaldı.
He'll find another victim.
- Bir kurban daha bulacak.
And that's another one.
Bu da bir başkası.
another one bites the dust 21
another one 540
another round 104
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another life 37
another world 21
another girl 20
another one 540
another round 104
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another life 37
another world 21
another girl 20