English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / Another question

Another question tradutor Turco

627 parallel translation
another question vital to the import of our country..
.. çok önemli bir diğer meseleyi konuşma şansını..
- Oh, another question.
Ah, bir soru daha.
And why, if I may ask another question, are you willing to sell it to me?
Peki, eger sormama izin verirseniz, neden onu bana satmak istiyorsunuz?
May I ask you another question
Size bir soru daha sorabilir miyim
I have another question here.
Başka bir sorum daha var.
There's another question I'd like to ask you.
Başka bir soru sormak istiyorum.
Answer me another question.
Şimdi de şu soruya cevap ver.
Uh, shall we ask it another question?
Ona başka bir soru soralım mı?
Whether or not you grow again is another question.
Bundan daha fazla büyüyebilir misiniz, orası ayrı mesele.
Whether you recover any of your money, that's another question.
Paranızın bir parçasını geri alır mısınız, bu başka bir soru.
- Another question...
- Şöyle sorayım :
There's another question my mother wants cleared.
Annem sizin ne iş yaptığınızı sordu.
Will you stop answering my questions with another question?
Sorularıma başka sorularla yanıt vermeyi bırak.
That is another question, Mrs Wallner.
O başka bir konu, Bayan Wallner.
Shut your mouth! Another question!
Kapa çeneni!
Maybe I can help you with another question.
Belki de size başka bir soruyla yardım edebilirim.
Another question first : where were you born?
Öncelikle başka bir soru : Nerede doğdun?
Well, now, that's another question.
Bu da başka bir mesele.
There is another question I'd like to put to you, Doctor.
Sana sormak istediğim bir soru daha var, doktor.
Can I ask you another question?
Sana bir soru daha sorabilir miyim?
I have another question, captain. Is not the Bridge the wrong place for the Dohlman, at a time like this?
Bir başka soru da - köprü bir Dohlman için yanlış bir yer değil mi?
Another question.
Bir şey daha.
Whether Mulligan can tell time or not is another question.
Mulligan'ın saate bakmayı bilip bilmediği ayrı bir mesele.
Why do you always answer a question with another question?
- Niçin sorulara hep soruyla yanıt veriyorsun?
Ask a Jew anything, he always answers with another question, to buy time to think.
Onlar gibi yapın. Bir Yahudi, soruya her zaman soruyla cevap verir. Bu, ona düşünmek için zaman kazandırır.
In my classroom, there is always another question... another question to follow your answer.
Benim sınıfımda her zaman bir dığer soru vardır... cevabınızı takip eden bir diğer soru.
Can I ask you another question?
Size bir soru daha sorabilir miyim?
Well, I know another question.
Peki, ben başka bir soru biliyorum.
But I do know another question.
Ama ben başka bir soru biliyorum.
Another question What about orals at the university?
Başka bir soru, Üniversitede sözlü konuşmayı nasıl yapıyorsun?
May I ask you another question then?
O zaman başka bir soru sorabilir miyim?
Mr. Prince, let me ask you another question.
Mr. Prince, izninizle size bir soru daha sorayım.
If you ask for another penny might leave an open question, I'd regret me liberality.
Eğer başka sent daha istersen cömertliğimden ötürü pişmanlık duyabilirim.
Could I ask another question now?
Şimdi başka bir soru sorabilir miyim? Tabi ki.
I'll put the question another way, General.
Pekala sorumu farklı şekilde soracağım general.
Another useless question.
Başka bir yararsız soruyu.
But the heterograft – in other words, the transplanting of living tissue or organs from one human being to another – has only been possible until now when both subjects in question were perfectly identical from a biological standpoint.
Ama heterogref, bir başka deyişle, bir insanın canlı doku veya organlarının başka birine nakli,.. ... bugüne kadar, her iki deneğin biyolojik açıdan tam uyumlu olması halinde mümkündü.
As for this idiotic spectacle of the filtered and fragmented past, full of sound and fury, it is not a question now of transforming... or "adapting" it into... another neatly ordered spectacle... that would play the game of neatly ordered comprehension... and participation.
Geçmişin, süzülmüş ve parçalanmış, ses ve öfke dolu... aptalca gösterisine gelince ; onu, özenle düzenlenmiş başka bir gösteriye, özenle düzenlenmiş bir anlayış ve katılım oyununu... oynayacak bir gösteriye dönüştürmek veya "uyarlamak"... değildir mesele.
It's not a question of another life.
Mesele başka bir hayat değil.
Another officer is coming to question you.
Sizi sorgulamaya başka bir subay geliyor.
Don't play Dr. Freud, answering one question by asking another.
Cevapların içine sorular gizleyerek benimle Dr. Freudculuk oynamayın.
Mr. Director, another little question...
Sayın Yönetmen, bir soru sorabilir miyim?
That's another good question, and for that I have no answer.
İşte iyi bir soru daha. Ama buna cevabım yok.
Even if we do not consider the question of whether it is ethical for a person to own another person, the important fact remains that once the defendant had such dreams, he should have taken steps to prevent them becoming a public nuisance.
Sorunun etik olup olmadığını göz ardı edersek, geriye bir tek mesele kalıyor. Sanığın gördüğü rüya nedeniyle meydana gelen kamusal zarara engel olunmalıydı.
Another fair question.
Bir başka haklı soru.
- Let's ask another question.
- Bir soru daha soralım. - Soralım.
a cardinal question to another : - "did you?"
"Sence?"
This question is a bit awkward, but I'm afraid I'm gonna have to ask - was there ever another man in her life?
Bu soru biraz münasebetsiz olacak, ama korkarım sormak zorundayım. Anlıyorum. Hayatında hiç başka bir erkek oldu mu?
We should discuss this question of aid another day, to settle it once and for all.
Bir gün şu yardım işini konuşalım. Konuyu kapatmak için bir kerede ve tam olarak.
I have another question.
Size bir şey daha soracağım.
When you compare one culture to another, it's all a question of viewpoint.
Bir kültürü diğeriyle karşılaştırdığınızda Fikirler karmaşasıyla karşıaşırsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]