English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But no thanks

But no thanks tradutor Turco

601 parallel translation
- Thanks a lot but no thanks.
- Gidiyor musun?
Thanks a lot, but no thanks. "
"Çok teşekkürler ama... hayır, sağ olun."
BUT NO THANKS.
Seni San Diego'ya kadar götürürüm.
We can share a taxi. Thanks, but no thanks.
- Taksiyi paylaşabiliriz.
That's very sweet of you, but no thanks.
Çok tatlısın ama almayayım, teşekkürler.
Thanks, but no thanks.
Sağ ol, ama almayayım.
Thanks, but no thanks.
Teşekkür, ama gerek yok.
- Thank you, but no thanks.
- Teşekkür ederim, ama hayır.
Thanks but no thanks.
Sağol ama kalsın!
Thanks, but no thanks!
Teşekkürler, ama hayır, teşekkürler!
Thanks, but no thanks.
Sağol ama kalsın.
- Thanks, Joe, but no thanks.
- Teşekkürler, Joe, ama olmaz.
Thanks, Harry, but no thanks.
Teşekkür ederim ama olmaz.
Thanks, but no thanks.
Teşekkürler ama kalsın.
SHE SAID, " THANKS, BUT NO THANKS.
"Teşekkürler ama yapamam" dedi.
Thanks, but no thanks, Ray.
Sağ ol ama almayalım, Ray.
Mom, thanks, but no thanks.
Hayır anne, sağol ama olmaz.
No, thanks, but can't you stay a little longer and see Blackie?
Hayır, teşekkürler, biraz daha kalıp Blackie'yi göremez misin?
No, but thanks to Mr. Haggerty's social conscience... all of the employees will be taken care of... with the $ 5 million I shall win from the Star.
Hayır, ama Bay Haggerty'nin sosyal vicdanı sayesinde... Star'dan alacağım 5 milyon dolarla... tüm çalışanların hakları teslim edilecek.
- You said no, but you didn't say thanks.
Kâğıda yazmış.
Oh, no, thanks just the same, darling, but I don't want anything to eat.
Hayır teşekkürler. Eskisi gibi sevgilim. Bir şey yemek istemiyorum.
- No, thanks very much, but I - - Now see here.
- Hayır, çok sağ ol ama...
Thanks a lot, but no, thanks.
Çok teşekkürler, ama olmaz.
Thanks a lot, but no, thanks.
Çok teşekkür ederim ama olmaz.
Thanks, but no, thanks.
Çok teşekkür ederim ama olmaz.
No, but thanks a million. Had a few, huh?
Hayır, ama bin kere teşekkür.
- No, thanks just the same, but... - Oh, go on, go on.
- Hayır, teşekkürler, fakat...
Thanks for your offer of help but my mother instructed me to return this to you as we no longer need it
Yardımlarınız için sağolun ama, annem artık bu paraya ihtiyacımız olmadığından vakit geçirmeden size vermemi söyledi.
Oh, no, thanks, honey, but there's some tablecloths in the right-hand drawer.
Sağ ol, tatlım. Sağ çekmecede masa örtüleri var.
Thanks anyway, but I don't want no charity.
Sağ ol, ama sadaka istemiyorum.
- To tell you the truth, I would but no, thanks, I gotta go. - You like another one?
- Aslına bakarsan içerdim ama sağ ol.
Thank you, but no, thanks.
Teşekkürler.
Thanks very much, but no, thanks.
Teşekkür ederim, ama olmaz.
No thanks, aunt, but I'll walk you to the car.
Teşekkür ederim, Hala. Ama sizi arabaya kadar geçireyim.
No thanks needed, but some money would be nice.
Lafla değil. Biraz paraya hayır demem.
Aerial reconnaissance is practically out of existence, but thanks to your security, the German high command have no idea where the V1s are landing or what effect they're having.
Keşif uçuşları hemen hemen hiç yok. Sizin de gizliliğiniz sayesinde, Alman karargahının V-1'lerin nereye düştüğü ve İngiliz halkını nasıl etkilediği hakkında hiç bir fikri yok.
Oh, I knew there'd be no problem with the mother thanks to the maternal instinct, but... I wasn't so sure about Rama, the father.
Annelik içgüdüleri yüzünden anne kurt ile bir problem yaşanmayacağını biliyordum ama babaları Rama'dan pek emin değildim.
Thanks a lot, but no, thanks.
Evet ama almayayım, çok teşekkürler.
Oh, no, thanks very much, but I don't...
Çok teşekkürler ama ben...
No, better not, but thanks for the thought.
Hayır, bakmasan daha iyi, ama teklifin için sağol.
- No, but thanks for trying.
- Hayır ama denediğin için sağol.
Thanks, but, uh, no, thanks.
Sağol, ama, yok, hayır, sağol.
Thanks, but, no thanks.
Teşekkürler, ama hayır sağol.
Well, I would like to, but thanks, no, because I got a friend... waiting at the saloon and... my other friend, the rabbi, asked me to bring this here to you.
şey, isterdim ama... Çünkü barda bekleyen bir arkadaşım var ve diğer arkadaşım, haham bunu buraya size getirmemi istedi. Sağ olun, hayır.
No, that's very nice of you, but thanks anyway.
Çok naziksiniz, teşekkür ederim.
And can no other answer make but thanks and thanks and ever thanks.
Söyleyebileceğim tek şey teşekkürler teşekkürler ve sonsuz teşekkürler.
- No. Thanks, but...
- Hayır, hayır, çok teşekkür ederim.
Ah, thanks, but no, thanks.
Teşekkürler ama kalmayayım, sağ olun.
No, I'm off the team'cause they don't have the funds for one more gymnast this year, but thanks anyway.
Çıkarılmamın sebebi başkaymış. Güya bütçede bu yıl takıma yeni bir oyuncu almaya para yokmuş.
Sure, I like it, but, no, thanks.
Tabi ki severim. Fakat, istemem, sağol.
Oh, thanks, alf, but no.
Teşekkürler, Alf, fakat evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]