But something's wrong tradutor Turco
537 parallel translation
But I have the awful feeling that something is wrong... and I had that same feeling once before, when my mother died.
Ama içimden bir ses yanlış bir şeyler olduğunu söylüyor. Aynı şeyi daha önce de hissetmiştim. Annem öldüğünde.
I'm dumb, sure, but I know this much, if I feel bad about something, it's wrong.
Kafam basmıyor olabilir, ama şu kadarını biliyorum ki bir konuda kötü hissediyorsam, o şey yanlıştır.
But, Robert, I'm sure there's something wrong with him.
Ama Robert, onda bir sorun olduğuna eminim.
I don't know what's wrong with you, but if you're ill, and if it's what Mrs. Alsop thinks, you should do something about it.
Neyiniz var bilmiyorum ama eğer hastalığınız Bayan Alsop'un tahmin ettiğindense yapılacak şey var. Durum ümitsiz değil.
I can't spot it, but something's wrong somewhere.
Bunu anlayamadım, fakat bu noktada yanlış birşeyler var.
They're well made but something is wrong with them.
İyi yapılmışlar fakat onlarda yanlış olan bir şeyler var.
Yes, but there's something wrong, Officer.
Burada ters giden birşeyler var memur bey.
But you know, I'm positive there's something wrong in that house.
Fakat bilirsin, o evde bir şey olmadığından eminim.
You're wrong, you know, you're wrong, but there's something wrong here there's something that's been overlooked.
Yanılıyorsun, biliyorsun, yanılıyorsun, ama burada yanlış bir şey var gözden kaçan birşey olmalı.
But I think we better do something drastic, that is unless you relish the thought of suddenly finding yourselves on the wrong end of a plow, or chasing each other around race tracks while the horses do the betting.
Fakat sanırım, köklü bir şey yapsak daha iyi olur, ancak kendini pulluğun yanlış tarafında bulma ya da yarış kulvarları etrafında birbirini kovalama düşüncesi besliyor ve atlar bahis oynuyorlarsa, o başka.
But if there's something wrong, I wish you'd tell me.
Fakat bir sorun varsa, bana söyleminizi isterim.
He never told me what it was, but I knew from the moment I saw him, that something was wrong.
Ne olduğunu bana hiç anlatmadı, fakat onu gördüğüm anda bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim.
But I'm gonna do something, even if it's wrong.
Ama bir şeyler yapacağım, hata olsa bile.
Well, I think there's something wrong too, miss, but not the same thing.
Bence de bir sorun var ama aynı şey değil.
But something's gone wrong, hasn't it? I don't fit, do i?
Ama bir yerlerde bir yanlışlık oldu, değil mi?
But there's something wrong...
Ama yanlış giden bir şeyler var...
I tried to contact them with my transmitter but something went wrong.
Vericimi kullanarak onlarla bağlantı kurmayı denedim ama birşeyler yanlış gitti.
I don't quite know what it is, but there's something wrong.
Ama nedir, emin değilim.
But there must be something wrong, Susan!
Lakin birşeyler yanlış olmalı, Susan!
I may be wrong, but something's telling me that someone plagued by his bad conscience will hang himself in his cell.
Yanlış olabilir, ama birşeyler bana onun kötü vicdanıyla hesaplaşması sonucu hücresinde kendini asacağını söylüyor.
Thornton's got something wrong with him, but it wasn't our doing.
Thornton'un durumu iyi değil ama biz yapmadık.
I think he's all right, but if something goes wrong, I'm counting on you, Pete.
Bence o iyi ; ama işler kötü giderse, bunları senden bilirim, Pete.
But you know now there's something wrong.
Ama ters giden bir şeyler olduğunu artık biliyorsun.
There's something wrong with his liver, but still... He's an inveterate enemy of the Reich.
Karaciğeri daha kötüye gidiyor, fakat yine de Reich'ın düşmanı olan bir bağımlı o.
But something's wrong.
Bankaya gittim.
Of course I'm listening, but something's wrong with the line.
Elbette dinliyorum, fakat hatlarda bir sorun var.
But can't something be legal but still wrong?
Fakat bir şey hem yasal olup hem de yanlış olamaz mı?
I don't wish to complain, but when he does bring something, - he's got it wrong.
Şikayet etmek istemem... ama ne zaman birşey getirse, yanlış oluyor.
But there's something wrong with the world.
Ama dünyada yanlış olan bir şeyler vardı.
It's a thing in Lauderdale. Something must have gone wrong, but they're not telling me.
Lauderdale'de bir şey ama söylemedi.
Now, I don't know why, but there's something wrong with it. It stinks.
Niye olduğunu bilmiyorum, ama bunda yanlış bir şeyler var.
I didn't say that, but something's wrong here.
Çok kolay kazandı.
How come I can't get you off the dime when a student does something wrong, but when a teacher screws up, you wanna call in the police?
Öğrenci yanlış yaptığında harekete geçmiyorsunuz ama öğretmen kötülük edince polisi çağırıyorsunuz?
Well, a man with a woman whom he's in love with... but who has something wrong with her, like she's frigid, can get very paranoiac.
Eh, adam ve kadın bir aşk yaşayan... Ama bu kadar duygusuz biri, nasıl bu kadar paranoyak olabilir?
Well, I don't have the answers... and I certainly don't know how all the pieces fit together. But there's clearly something wrong here.
Cevaplar bende değil, ve kesinlikle parçaların nasıI biraraya geldiğini bilmiyorum, ama burada bir yanlışlık olduğu kesin.
But something's wrong with the lift.
- Ama o asansörde var.
I hate to say it, but right and wrong mean zip to this lady if she's going after something that she wants.
Söylemekten nefret ediyorum, ama doğru ile yanlış bu hanımefendi için önemsiz şeylerdir. İstediği bir şeyin peşinde koşuyorsa,
Sorry, Hannibal. Would've been here sooner, but there's something wrong with my car.
Daha erken burada olacaktım ama arabamda bir sorun çıktı.
But you don't get on that line,'cause you think something must be wrong with it... otherwise everybody else would be on it, so you waste three hours.
Ama bir sorun olduğunu düşünerek o sıraya girmezsin. Yoksa zaten herkes o sıraya girerdi. Böylece saatlerce vakit harcarsın.
" But if he does something wrong, you can set him on fire while he sleeps.
" Ama eğer yanlış bir şey yaparsa gece uyurken onu yakabilirsiniz.
I don't know much about God and I never was very religious, but you can't help feeling like something is wrong, like nobody's driving the train,
Hiçbir zaman pek dindar olmadım. Ben Tanrı ile ilgili çok fazla bir şey bilmem. Ama bir problem olduğunu biliyorum.
Data has assured me that his odd behaviour will return to normal, but I think something went wrong on Gravesworld.
Data bu garip davranışının normale döneceği konusunda beni ikna etti. Ama ben, Gravesworld'de bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorum.
- Since you left, there's a big change the year is over now but still ther's something wrong... -
# Sen gittiğinden beri büyük değişiklikler oldu. # # Sene bitmek üzere ama hâlâ bir şeyler ters gidiyor. #
Don't get me wrong but there's something strange about your father's death.
Alex beni yanlış anlama ama, babanın ölümünde garip bir şeyler hissediyorum.
Qiu Ju's in labor but something's wrong
Birşeyler ters gidiyor.
We have bedrooms, but we only sleep in them. You think there's something wrong with us?
Bizde bir sorun mu var?
Or maybe they would all come in, but then you would be able to spot something wrong.
Belki de hepsi gelir, ama o zaman sen neyin yanlış gittiğini gösterebilirsin.
But there was just this something that was wrong with my personality.
Ancak kişiliğimle ilgili yanlış giden bir şeyler vardı.
But then one day you make a wrong turn or take a detour... and you end up in some crazy place you can't even find on the map... doing something you never thought you'd do.
Ama sonra bir gün yanlış yola saparsın veya dolambaçlı yoldan gidersin. Ve bir bakarsın ki haritada bile bulunmayan deli bir yere gelirsin... Ve hiç yapacağını düşünmediğin şeyler yaparsın.
But something was always wrong.
Ama hep yanlış olan birşeyler vardı.
But I get the feeling I'm doing something wrong.
Ama sanki herşeyleri hep yanlış yapıyormuş hissine kapılıyorum.
something's wrong 881
something's wrong here 34
something's wrong with you 23
something's wrong with me 26
something's wrong with him 16
wrong 1364
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
something's wrong here 34
something's wrong with you 23
something's wrong with me 26
something's wrong with him 16
wrong 1364
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22
wrong time 78
wrong floor 19
wrong again 87
but still 1334
but something went wrong 29
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22
wrong time 78
wrong floor 19
wrong again 87
but still 1334
but something went wrong 29
but sometimes 291
but so are you 19
but soon 162
but so far 188
but she's gone 43
but seriously 409
but she's not here 34
but so am i 35
but she can't 33
but so what 89
but so are you 19
but soon 162
but so far 188
but she's gone 43
but seriously 409
but she's not here 34
but so am i 35
but she can't 33
but so what 89
but sir 122
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but some 28
but surely 93
but she didn't 123
but sooner or later 73
but she does 37
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but some 28
but surely 93
but she didn't 123
but sooner or later 73
but she does 37