But so far tradutor Turco
1,780 parallel translation
The pineapple form of the tea caddy was rumored to exist, but so far, no genuine examples have actually surfaced.
Bu çaydanlığın ananas şeklindeki cinsinin varolduğuna dair söylentiler var. Fakat henüz açıklayıcı bir örnek bulunamadı.
We've liked the idea of her here for awhile, but so far she hasn't proved to be a very trustworthy girl.
Bir ara onu da buraya getirmek istiyorduk ancak şimdiye dek güvenilir bir kız olduğunu kanıtlayamamıştı.
We've liked the idea of her here for a while, but so far she hasn't proved to be a very trustworthy girl.
Bir süreliğine onu burada görmek istiyorduk, ama şimdiye kadar güvenilir birisi olduğunu kanıtlayamamıştı.
But so far I figured why kill an epidemiologist unless you're looking to start an epidemic?
Ama şimdiye kadar, eğer bir salgın başlatmak istemiyorsan neden bir salgın araştırmacısını öldüresin diye düşündüm.
But so far as I can tell, you guys have a solid idea, you just got overwhelmed.
Şimdilik söyliyebileceğim, sağlam bir fikriniz varmış, ama abartmışsınız.
BUT SO FAR, THERE'S NOTHING. ONLY HE KNOWS WHERE STEVEN TOOK ANDREA.
Steven'ın Andrea'yı nereye götürdüğünü sadece o biliyor.
I'm a writer, but so far nothing I've written has ever been published.
Yazar olmasına yazarım da yazdığım hiçbir şey yayınlanmadı.
I'm not through all of them yet, but so far, I haven't found anything actionable.
Hepsini tamamen bitirmedim ama şimdiye kadar işe yarar birşey bulamadım.
But so far away.
Ama çok uzakta.
I... I've tried a P.I., but so far, nothing.
Özel dedektif denedim, ama bir işe yaramadı.
In the meantime, I've sent his picture to Samantha Gilmore's friends and family. But so far, no one recognizes him.
Bu arada, bu resmi Samantha Gilmore'un ailesine ve arkadaşlarına yolladım ama şu ana kadar onu tanıyan çıkmadı.
Something, something to defend myself with, but so far I have a whisk and I have my mobile phone recharger.
Kendimi savunmak için bir şey, ama çok uzak Cep telefonu şarj aletim ve çırpıcım var.
I have people on every continent, jimmy, but so far, no.
Her kıtada adamlarım var, Jimmy. Ama şimdilik bir şey yok.
I've run simulations on a dozen variations of Telford's plan to power the gate, but so far problems.
Telford'ın geçide enerji verme planları için onlarca farklı simülasyon çalıştırdım, ama şimdiye kadar hep problemler var.
But so far certain pieces of evidence, have not been debunk.
fakat kanıtların güvenilir parçalarının çürütülmesi epey uzak görünüyor.
But so far, I'm starting to think maybe I fucked around more than my old man did.
Şimdiye kadar, bizim ihtiyardan daha çok kişiye "el atmışımdır" diye düşünmeye başladım.
But so far they've come up empty.
Ama şu ana kadar bir şey bulamadılar.
In the last 100 years, Kavachi has emerged above the waves just a handful of times, but so far to no avail.
Son 100 yılda, Kavachi sadece bir kaç kez dalgaların üzerinde kendini gösterdi, ancak henüz başaramadı.
It's too early to know for sure, but so far all the evidence I've gathered points to Helen Magnus.
Şimdilik emin olmak için çok erken. Ama şimdiye kadar bulduğum tüm kanıtlar Helen Magnus'a işaret ediyor.
We'll resume the Evanomics lesson later. But so far, utterly engrossing.
Evanomik dersine daha sonra devam edeceğiz ama şu ana kadar çok ilgi çekici.
I've run alternate simulations, but so far, this scenario has the shortest timeline.
Değişimli simülasyonlar denedim ama şimdiye dek, en kısa zaman çizgisine sahip olan bu senaryo.
It's been a team effort so far, but now go / no go rests squarely on his shoulders.
Şu ana dek bir takım gayreti gösterdik ama nihai tamam-devam kararı doğrudan onun omuzlarında.
I've made nothing but mistakes so far.
Hatalardan başka birşey başarmadım.
But isn't... isn't your home so long ago and so far away?
Ama evin... çok uzakta ve çek geride değil miydi?
Fine so far, but you keep playing it loose like this, you don't think that's gonna catch up with you?
Gayet iyi geçti. Evet şimdiye kadar, ama bu kadar rahat devam edersen anlamazlar mı sanıyorsun?
So far no luck, but I put a patrol car to her house.
- Evine devriye gönderdim.
I do not want to ruin our business, or the like, but because they are so far?
Eğer işiniz şehirdeyse, neden bu kadar uzakta kalıyorsunuz? Yani şehirde işinize daha yakın birçok otel varken.
Yes, but this is different because - - okay, ma'am, so far, all you have is a kid who's not really yours and who always comes back.
Evet, ama bu defa biraz farklı çünkü... Pekâlâ, hanımefendi, söylediklerinize göre, aslında sizin olmayan ama sürekli geri dönen bir çocuğunuz var.
So far we'd just talked longhand, but I started to wonder if,
Uzun bir süre el yazısından başka bir şey konuşmadık.
But, so far, we're the only ones with the software clever enough to piece this all together.
Ama şimdiye kadar, bu yazılım sayesinde parçaları birleştirebilen yegâne kişileriz.
But it is so far!
Fakat çok uzak!
Only one so far. But I have room for a couple more.
200. yıl partisini de sen yapacaksın.
But they live so far away, out on the west coast.
Çok sevimli ikiz erkek çocuğu. Ama çok uzaklarda yaşıyorlar, batı kıyısındalar.
But... so far he's done nothing that makes him a terrorist... and it's possible that he may never do any such thing... you're just assuming that he is up to something.
Sadece yapacağını varsayıyorsunuz.
Uh, nothing so far, but I did come up with this expression.
Şu ana kadar bir şey yok, ama bu ifadeyle karşılaştım.
Yes, but it's far from here and not so easy to get to.
Evet ama orası buradan çok uzakta ve oraya varması biraz zahmetlidir.
It's very distant and sound travels a long way under water, so these guys are probably still far away, but it's a good sign.
Mesafe çok uzak ve ses su altında çok uzun yol alır. Muhtemelen halen çok uzaktalar. Ancak bu iyiye işaret.
Nobody's come forward so far, but, uh, Marilyn Monroe and Charlie Chaplin over there,
Şimdilik kimse gelmedi, ama, Marilyn Monroe ve Charlie Chaplin şurada.
An incredible woman who deserves an incredible man, but who has so far been unlucky in love.
Harika bir erkeği hakeden harika bir kadın. Ancak şu ana kadar aşkta biraz şassızdı.
You think Faulk is a stupid buffoon, - But you're far too clever to be brave enough to tell him so.
Sen ise Faulk'un aptal bir soytarı olduğunu düşünüyorsun ama bunu ona söyleme cesareti göstermeyecek kadar akıllısın.
So, I remember everyone was totally rooting for Stacy Keibler, but I thought that drew was, by far, the better dancer and cuter, too.
Herkes Stacy Keibler'ı destekliyordu, ama ben Drew'in çok daha iyi bir dansçı ve daha tatlı olduğunu düşünüyordum.
But the reward for doing so Can be far greater than anything you can imagine.
Ama bunu gerçekleştirmenin ödülü hayal edebileceğinizin ötesinde olabilir.
Ryan's still sorting through all the shrapnel. But, so far, it's not lead us to any suspects.
Ryan hâlâ şarapnel parçalarını toplamaya çalışıyor ama şu ana kadar bizi bir şüpheliye götürecek bir şey yok.
You're interested in money, of course, but only so far as it allows you to continue conning people.
Paraya ilgin var, tabii ki ama şu ana kadar bu sadece dolandırmaya devam etmen içindi.
But it's not so far away.
Uzak değil ki.
"But you're so far away"
Ama sen uzaklardasın
Chief, so far no eye-witnesses to the gun fight but lots of people saw two guys in a dark brown car no make or model, taking off east.
Şef, silahlı çatışmayı gören tanık yok gibi ama koyu kahverengi bir arabada iki adam gören çok kişi var model ya da marka yok, basıp gitmişler.
I've got an epidural hematoma, a thoracic spine fracture, a sternoclavicular dislocation, and obviously, some likely internal bleeding, but that's just so far.
Epidural hematom, uskul omurilik çatlağı,... sternoklaviküler çıkığı,... ve belli ki iç kanama ihtimali de var. bunlar çok fazla.
Everything we have so far from the first disappearance, but not a hell of a lot.
İlk kaybolmadan bu ana kadar... Ama pek bir şey de yok.
But Rosie was so offended by how far I'd gone with the lie, she said she never wanted to see me again.
Ama Rosie, yalan söylediğim için o kadar çok kırıldı ki beni bir daha görmek istemediğini söyledi.
But I thank you for your cooperation so far.
Ama şimdiye kadar ki işbirliğiniz için size teşekkür ediyorum.
but something went wrong 29
but sometimes 291
but so are you 19
but soon 162
but so am i 35
but something's wrong 18
but so what 89
but some 28
but sooner or later 73
but something 32
but sometimes 291
but so are you 19
but soon 162
but so am i 35
but something's wrong 18
but so what 89
but some 28
but sooner or later 73
but something 32
but somehow 146
but so do i 22
but someday 43
but someone 22
but something happened 23
but sorry 20
but soft 18
but somewhere along the way 18
so far 1631
so far so good 87
but so do i 22
but someday 43
but someone 22
but something happened 23
but sorry 20
but soft 18
but somewhere along the way 18
so far 1631
so far so good 87
farrah 37
farnum 39
farooq 16
farther 33
fare thee well 49
far away 325
fare you well 31
far as i'm concerned 30
far away from here 35
farm boy 25
farnum 39
farooq 16
farther 33
fare thee well 49
far away 325
fare you well 31
far as i'm concerned 30
far away from here 35
farm boy 25