For this to work tradutor Turco
1,120 parallel translation
For this to work, all three maglocks will have to be released.
Bunu başarabilmek için, her üç manyetik kilidin de açılması şart.
But for this to work, we have to know the second the enemy shows up.
Ama işe yarayabilmesi için düşmanın ne zaman kendini göstereceğini bilmeliyiz.
I need to be on a line of sight for this to work.
İşe yaraması için görüş alanımda olması gerekiyor.
Are you aware that you don't have one shred of information on this renegade prior to his coming to work for Aegis Oil?
Aegis'de çalışmaya başlamadan önce bu adam neler yapmış... bu konuda en ufak bir bilginiz olmadığının farkında mısınız?
I'm still trying to pay for this dental work.
Hala dişçimin ücretini ödemeye çalışıyorum.
Something. Here you come, you and your husband... and industrious people drop their work and neglect their duties... spend whole months ministering to you, talking of you, buzzing around you... worrying for your husband's gout... your wishes for this and the other thing... and all become entangled in your idleness.
Öyle ki kocanızla buraya geliyorsunuz, insanlar işlerini bırakıyor görevlerini unutup, aylarca size hizmet ediyor sizi konuşuyor, dedikodunuzu yapıyor kocanızın gut hatalığıyla uğraşıyor sizin isteklerini karşıIıyor...
I wanted to work out, so he bought all this stuff for me.
Sırf dışarda egzersiz yapmak istediğim için bütün ıvır zıvırı eve getirtti.
Listen. We take this to Stella, she's just gonna take credit for all your work, for all of our work.
Bak, bunu Stella'ya götürürsek bütün çalışmalarını o sahiplenecek.
The other day after work, some girlfriends and I went to a bar for some drinks, and there was this crazy mishap and I wound up meeting someone as a result.
Geçen gün arkadaşlarımla bir bara gittim biraz içki için, ve orada bir kaza oldu ve ben de biriyle tanıştım.
How about this - we work for a few more hours, and then we go to your room and count each other's spots.
Ya şuna ne dersin? Birkaç saat daha çalışalım ve, senin odana gidip birbirimizin beneklerini sayalım.
He's got to work this out for himself.
Bunu kendi başına çözmek zorunda.
If I had a dollar every time they killed me in this thing... I wouldn't have to work for you, Deke.
Bu şeyin içinde her öldüğümde bana bir dolar verselerdi senin için çalışmama gerek kalmazdı Deke.
In order for this plan to work, we need you to do a job.
Bu planın işe yaraması için, Bir şey yapmanızı istiyoruz.
I would ask you to bear this in mind... although, as with all worthwhile work for children... it's hoped what is said is of relevance to adults.
Bunu aklınızdan çıkarmamanızı istiyorum. Her ne kadar kelimeler olarak çocukları hedeflese de aslında söyledikleri ile büyükleri hedef alıyor.
I'm afraid this isn't going to work out for you, Delenn.
Maalesef başaramayacaksın, Delenn.
The Cardassian government wishes to express its gratitude to the Federation for agreeing to work together on this project.
Kardasya hükümeti bu proje üzerinde birlikte çalışmayı kabul ettiğiniz için Federasyon'a minnettarlığını sunuyor.
When you came to this country, you did some work for our government.
Bu ülkeye geldiğiniz zaman, hükümet için bazı işler yapmışsınız.
When I see them circling in the desert,..... this can only mean that something has died and they are going to pick its bones. Or that death is close..... and they are waiting for it to do its work for them.
Onları çölde, gökyüzünde dönerken görürseniz,... bu ; ya orada bir ceset olduğunu gösterir,... ve onun kemiklerini toplayacaklardır,... ya da ölüm yakındır,... ve onlar işlerini yapmak için bekliyorlardır.
Not a scratch! This little darling is going to work for the revolution!
Bu küçük tatlı şey devrim için çalışacak!
At this point, the atmosphere begins to work for us.
İşte bu noktada, atmosfer işimize yaramaya başlayacak.
You work for me, help clean this mess up, and I'll get you to that concert in Orlando.
Burayı toplamaya yardım et bana, ben de Orlando konserini ayarlıyayım.
In light of the damage that this could do to him both personally and in his work, the director felt that it was appropriate, without stepping on your jurisdiction, of course, for me to come down and share with you our knowledge of the situation.
Bu mesele onun kişisel hayatına ve yaptığı işe zarar verebilir. Müdürümüz bu işe el koyma gereği duydu tabii sizin yetki alanınıza girmeden, elbette. Buraya gelmemi ve bu konuda sizinle sahip olduğumuz bilgileri paylaşmamı istedi.
There are 9 men have died for that right, daly, and you have no reason to come in and interfere in the work that should come from this.
Alt tarafı bir kelime. O hakkı elde etmek için dokuz adam öldü! Buraya gelip burnunu sokmaya hiç hakkın yoktu.
You were going to pull this job, then work for your uncle.
Bu işten sonra amcanla çalışacaktın.
We left this one for you to watch so that you can see how the process is supposed to work.
Bunu izlemeniz için bıraktık nasıl bir şey olduğunu görebilmeniz için.
I understand you used to work for the Cardassians when they were running this station.
Anladığım kadarıyla istasyonu Kardasyalılar işletirken onlarla birlikte çalışıyormuşsun.
To make this work, we have orders for this water...
Bunun işe yaramasını sağlamak için, bu su için düzenlemelerimiz var. Takviyeye ihtiyacımız...
I think the best thing would be to go away someplace quiet for a few weeks and work this whole thing out.
Bence en iyisi birkaç hafta sessiz bir yere gidip her şeyi çözüme kavuşturmak.
I just want you to go out for a little while while I work this deal.
Bu işi yaparken senin dışarı çıkmanı istiyorum.
They brought you in on this for the same reason they brought Dallas doctors in to work on Kennedy.
Seni bu işe sokmaları Dallas'lı doktorları Kennedy otopsisine sokmaları gibi.
In fact, I have a communications degree from Boston University, and I would work very hard for this company if given the opportunity to...
Bana bir fırsat verirseniz bu radyo için gerçekten çok çalışabilirim.
This'll be a great place for you to work, Rudy.
Burası çalışman için harika bir yer olacaktır, Rudy.
This'll be... A great place for you to work.
Burası... çalışman için harika bir yer olacaktır.
I am here today to expose this lie, to show the mechanism of deception... that drew him and me into it... and to expose Agent Mulder's work for what it is.
Bugün, burada, beni ve Ajan Mulder'ı, ağına düşüren bu hilekarlığın nasıl işlediğini göstermek için bulunmaktayım ve Ajan Mulder'ın bu konudaki çalışmalarını.
I don't have time for this shit. I gotta get up and go to work.
Bu saçmalığa ayıracak vaktim yok, erken kalkıp işe gitmek zorundayım.
Mr Dean, if you could just come to the door for a second, sir, we could work this all out.
Bay Dean, bir saniye kapıya gelirseniz bu işi çözümleyebiliriz.
I was hoping we could work this out amicably but apparently you prefer a long, drawn-out court fight which is fine with me, since you'll be liable for all the court costs in addition to statutory and punitive damages.
Bunu barışçıl şekilde çözebileceğimizi umuyordum ama belli ki siz, uzun sürecek bir mahkeme savaşını tercih ediyorsunuz ki bu benim için sorun değil, çünkü bütün mahkeme masraflarından siz sorumlu olacaksınız, kanuni ve cezai zararlara ek olarak.
For it is not true that man's work is done... that we have no place in this world... that we teach this world... that we have to walk in step with the world.
Doğru değil insanın görevinin bittiği... bu dünyada yerimizin olmadığı... bu dünyaya öğrettiğimiz... dünyayla adım adım yürüyeceğimiz.
No, this is for you and me to work out, Michael.
Bu kısmını bizim çözmemiz gerekiyor, Mıchael
As advisory council for the new Alliance we want you to put together the definitive work in this area.
Yeni İttifak'ın danışma meclisi olarak bu konudaki ilk bilimsel araştırmaları yapmanı istiyoruz.
Well, I've been going through her files and researching the black arts for fun,..... or educational fun, and I may be able to work this.
Bayan Calender'ın dosyalarını gözden geçirdim ve büyü çalıştım. Eğlence için. Sırf öğrenmek ve eğlenemek için.
Okay. I'd, uh - I'd like to thank everyone for all their hard work on this case.
Herkese bu davada çok sıkı çalıştıkları için teşekkür etmak istiyorum.
I organized this event in hopes to show my appreciation for all of your great work.
Hepinizin yaptığı iyi işe takdirlerimi sunma ümidiyle organize etmiştim bu geceyi.
He was late for work, but he asked me to give this to you.
İşe geç kalıyordu, fakat sana bunu vermemi istedi.
I only have this room for three hours. I should get back to work. I only have this room for three hours.
Bu odayı sadece 3 saatliğine kullanabilirim yani işime dönsem iyi olacak.
Well, Cyril, the way things work in Oz is this : Before I take you to your brother, you have to do something for me.
Evet Cyril, Oz'da işlerin yürüyüş biçimi şöyledir, ben seni ağabeyine götürmeden önce, benim için bir şeyler yapman lazım.
Obviously I didn't plan for things to work out this way.
Herhalde bunları böyle olşunlar diye planlamadım.
I have been repeating myself in this... class of work for too long and I will not continue so to do.
Kendimi bu çeşit işlerde uzun süredir tekrar edip duruyorum ve tekrarlamaya devam etmeyeceğim.
So, where I work now... we're trying to create this special monitor for blind people.
Şimdi çalıştığım yerde körler için özel monitör yaratmaya çalışıyoruz.
I'd like to take this opportunity to thank the Kiev municipal authorities, Soviet government and Communist Party leadership, who enabled me to return to my homeland, to work for my people and welcomed my wife and son.
Bu fırsatla Kiev şehri yöneticilerine Sovyet hükümetine ve Komünist parti yöneticilerine ülkeme dönmemi ve halkım için çalışmamı sağladıkları ve karımla oğluma kucak açtıkları için teşekkür etmek istiyorum.
This foundation is in partnership with the Nez Perce tribe we work with the youngsters to look at the world a bit differently because they are the future for the wolf.
Bu kurum Nez kabilesiyle işbirliği içindedir. Dünyaya farklı bir açıdan bakmak için gençlerle çalışırız çünkü onlar kurtların gelecekleridir.
for this reason 28
for this 316
to work 179
for the love of god 422
for the record 849
for them 201
for today 83
for that matter 510
for the sake of argument 37
for the time being 227
for this 316
to work 179
for the love of god 422
for the record 849
for them 201
for today 83
for that matter 510
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the life of me 58
for the rest of my life 110
for two hours 22
for the greater good 31
for the first time 465
for that 365
for the first time ever 57
for two days 31
for the millionth time 31
for the life of me 58
for the rest of my life 110
for two hours 22
for the greater good 31
for the first time 465
for that 365
for the first time ever 57
for two days 31
for the millionth time 31