Give it to us tradutor Turco
1,107 parallel translation
- Are you ready to give it to us?
Bize söylemeye hazır mısın?
Give it to us.
Onu bize ver.
If you have something metal like coins or weapons, please give it to us.
Üzerinizdeki tüm değerli eşyaları Lütfen bize verin.
- Why'd she give it to us?
- O halde neden bize versin ki?
You mean you'll give it to us?
Yani, onu bize mi vereceksiniz?
In exchange for the gold, he is to supply Noriega with a sample, and Noriega will give it to us.
Noriega'ya altın karşılığında bir örneğini sağlayacak ve Noriega'da onu bize verecek.
They'll either give it to us or they won't.
Bize bu verileri verirler veya vermezler.
I want you to want to give it to us.
Bize vermeyi istemeni istiyorum.
When it's empty they give it to us boys on a bonus basis.
Boşken bize ikramiye olarak verirler.
If he didn't have anything, he'd give it to us.
Eğer bizim işimize yarayacak bir şey olmasaydı, o kağıtları bize gönderirdi.
- Give it to us. - Bart! Forgive him.
Bana en güzel konserin bile kendi güzelliğinden güç aldığını söyledi.
You will give it to us so that we may return with it.
Onu geri götürmemiz için hemen bize teslim edeceksiniz.
How'bout some background on the flying'man? - Yeah, give it to us.
Bize uçan adam hakkında biraz bilgi ver.
There used to be a window there, but they come and brick it up to give us the feelin'that we shut in.
Orada daha önce bir pencere vardı. Fakat gelip duvarı ördüklerinde kendimizi hapishanede gibi hissettik.
C'mon, give us the gold I don't want it either, I'll give them to Sha's widow I'm not giving it
Onu kendim için değil, Temin öldürdüğün adamın ailesi için istiyorum Vermicem işte
And it also means that things in the universe are there for a purpose - to give us messages.
Ayrıca bu evrendeki'şeylerin'de, bize mesajlar vermek için bulunduğunu gösterir.
Tell me, Desmond, this proposal from Mr. Amsterdam to give us land for a school, what does he want to get out of it?
Anlat bana Des. Bay Amsterdam'ın okul inşa etmek için bize vermek istediği bu arsa... - Bu işten çıkarı ne?
Just give us five minutes, Mr Poirot... and I'm sure we'll be able to work out how you did it.
5 dakika izin verin Bay Poirot. Belki biz de sizin nasıl yaptığınızı... bulabiliriz.
He tells us you need help, and we have come to give it.
Yardıma ihtiyacınız varmış. Biz de geldik.
Dear Lord bless this food to our use that it may nurture us and give us strength for our journey and for thy holy work among the heathens in Jesus'name, Amen.
Tanrım... Kafirler arasında Sen'in kutsal vazifeni yerine getirirken ve yolculuğumuz süresince, bu yiyeceğin bize güç, kuvvet ve sağlık vermesini nasip et... -...
This is just to give us something to do, isn't it?
- Böylece boş kalmamış oluruz, değil mi?
It's supposed to teach us humility. The seniors give the squits shit all year long, and this is their one chance to laugh at us.
Son sınıflar, yıl boyunca küçüklere yapmadıklarını bırakmazlar, ve bu da onların bize tek gülme şansı.
- You didn't give us a chance to discuss it.
- Bize bunu tartışma şansı tanımadın.
- I think he wants your watch before he lets us in. - You'd better give it to him, we can't stand out here forever - Grasping French twit!
- Böyle zor zamanlarda paranın bir değeri yok ama bir şişe Chateau Laffite 37 puro ve konyak iş görebilir.
I'd like us to - to give it another try.
Kendimize bir şans daha versek diyorum.
[Eliot] Give us time to think it over.
Bu konuyu biraz düşünmemiz gerek.
Leave it up to him to give us away! Run!
İşi O'na bırak, seni yakalatsın!
Oh, Dr. Tekla will give it hot to us.
Oh, Dr. Tekla canımıza okyacak.
A half an hour more or less could make little difference to you, and this young gentleman was about to give us an account of this very interesting affair, which might aid us in clearing it up.
Yarım saat civarı bir süre sizin için bir şey değişmez sanıyorum. Bu genç adam davayı çözümlemeye yardımcı olabilecek kendi durumuyla alakalı oldukça ilginç bilgiler vermek üzereydi.
You have to give us however long it takes.
Ne kadar sürerse sürsün, beklemelisiniz.
She said it was a cheaper place to live and would give us a fresh start.
Annem orada yaşamın daha ucuz olduğunu ve yeni bir başlangıç yapacağımızı söyledi.
Now you have five days... to get the 360.000 together, then you will give it back... together with a 50 percent penalty... for what you have done to us.
Sana 5 gün veriyorum. 360 bin doları toplaman için. Ve ceza olarak % 50 fazlasıyla ödeyeceksin.
The Russians used to give them to us to fight the Burmese, but now it's harder to get.
Ruslar bize savaş için bizzat göndermişlerdi.
Well, they could give us a lift to the border but I wouldn't count on it.
Bizi sınıra kadar bırakabilirler ama bundan emin değilim.
If I had only enough for one of us, I'd give it all to you.
Birimize yetecek kadar olsa hepsini sana verirdim.
It's time for all you phone freaks out there to give us a call.
Şimdi bizi arama vakti.
It would have been nice gift for us to give somebody, but thanks anyway. So...
Oh, Affedersin, Bayan Arabayla-üstünden-geçelim ve-kancalarımızı-alalım.
It would have been nice gift for us to give somebody, but thanks anyway.
Bizim adımıza başkasına vermek için güzel bir hediye olurdu fakat yine de teşekkürler.
Except that it hardly sounds like Q to give us an advantage like that.
Q'nun bize bu avantajı verecek biri olmadığını düşünmezsek tabi.
But we'd need you to sign a variance to give us permission to build that close to the property line and it seemed like an imposition.
yapmak istemiştik, tabi sizin evinizin sınırına yakın bina için sizin izninize ihtiyacımız vardı ve bu bize zorlama gibi geldi.
Look, if it were up to us, we'd be glad to give her to you, but she's right.
Bize kalsa seve seve verirdik ama sanırım haklı.
It might give one of us time to get out of range.
- Birimiz menzilinden çıkabilirdi.
It's their house. We better give it to them or else they'll have us hanging Sheetrock.
Onlara puan vereceğiz.
Well, guess he'll give it to us when he's ready.
Neyse hazır olduğunda bize verir herhalde.
And I know the two all-day suckers who can give it to us.
"nasıl gidiyor?"
Give us a 3-2-1 mark when you do your verb 74, and if we get it done now, we should have an answer for ya on your erasable memory... by the time you get to Guaymas.
74. eylemi gerçekleştirdiğinizde bize işaret verin,... eğer şimdi halledersek sizin Guaymas'a varmanıza yakın size geri dönüş yapabiliriz.
He wouldn't give it up to us.
O bizim olmak istemedi!
Very good, and what this boy's been able to do is tap into that main link between Tokyo and New York, and when we really need it, he's been able to give us a 7-second delay
Çok güzel, ve bu çocuk bizim için Tokyo ile New York arasındaki ana bağlantıya giriyor, ve gerçekten ihtiyacımız olduğunda, bize bu bilginin aktarımında yedi saniyelik bir gecikme sağlayabiliyor.
Well, don't you worry'cause this invention's going to be the start of a new life for us. I think that's done it. Now, let's give it a try.
Pekala, endişelenmeyi bırak çünkü bu buluşum bize yeni bir hayatın yeni bir hayatın kapılarını açacak.
You're no use to us now. Give it up.
Sana ihtiyacımız var sanki hıyar.
You put it on so many times... some drunk offered us 10,000 pesos to give it a rest.
bunu bir çok kez kullandın... onu rahat bırakmamız için bize 10,000 pezo önerdi.
give it a go 47
give it up 548
give it a rest 256
give it a try 140
give it to me 2083
give it here 315
give it a shot 99
give it time 124
give it 437
give it to her 65
give it up 548
give it a rest 256
give it a try 140
give it to me 2083
give it here 315
give it a shot 99
give it time 124
give it 437
give it to her 65
give it back 737
give it your best shot 38
give it to me now 42
give it a chance 31
give it to him 192
give it to me straight 42
give it a break 17
give it a whirl 16
give it some time 30
give it back to me 74
give it your best shot 38
give it to me now 42
give it a chance 31
give it to him 192
give it to me straight 42
give it a break 17
give it a whirl 16
give it some time 30
give it back to me 74
give it to them 34
give it a second 28
give it some gas 17
give it a minute 32
to us 492
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give it a second 28
give it some gas 17
give it a minute 32
to us 492
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give up 237
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453