Glad tradutor Turco
41,045 parallel translation
Glad you chose the eggplant.
Patlıcan morunu seçmene sevindim.
" But we had to celebrate and be glad,
" Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu.
I'm glad you and Raquel are mates.
Raquel'le dost olmanıza sevindim.
I am so happy for you guys and so glad I could be of help.
Sizin adınıza çok mutluyum ayrıca yardım edebildiğim için memnunum.
I'm just glad it's over.
Bittiği için memnunum.
God, I'm so glad you like it, by the way.
Tanrım, bu arada beğenmene çok sevindim.
- Anyway, I'm glad he's gone.
- Her neyse, gitmesine sevindim.
No, I'm particularly glad because of what's coming up next.
Hayır, ben şimdi göstereceğimiz şey için özellikle sevindim.
Well, for the first time in my life, I'm rather glad you're here, because... he thinks he's discovered an ancient civilisation.
Hayatımda ilk kez burada olmana oldukça sevindim, çünkü eski bir medeniyet keşfettiğini düşünüyor.
Glad we did it.
Yaptığımıza sevindim.
Really glad you could join us for Thanksgiving.
Bize Şükran Gününde katıldığın için, gerçekten çok mutlu olduk.
I'm glad my hypoglycemia doesn't prevent me from filling up on eye candy.
İyi ki hipoglisemimim, şeker gibi bir kıza bakmama engel olmuyor.
Glad I could, uh, be of help.
- Yardımcı olabildiğime sevindim.
- Oh, I'm glad you're buying in.
- Katıldığına sevindim.
- Well, I'm glad you like it.
- Beğendiğine sevindim.
I'm glad you're trying new things, but... got to say, I'm a fan of Original T.
Yeni şeyler denediğine sevindim. Ama söylemeliyim ki orjinal T'nin hayranıyım.
You know, I was kind of mad at you when you couldn't help me write the e-mail, but now I'm glad you're completely useless.
Mail yazarken bana yardım etmeyince sana biraz kızmıştım ama şimdi tamamen işe yaramaz olduğun için mutluyum.
Glad to not be of service.
Yardımcı olmadığıma sevindim.
I'm glad I caught you before I left.
Gitmeden seni yakaladığıma sevindim.
I am so glad to not be in the same car as Tandy.
Tandy'nin aracında olmadığım için çok mutluyum.
Glad you're friends, just got to tell you, it's a little... weird.
Arkadaş olmanıza sevindim, sadece sana söylemek istediğim biraz... garip olduğu.
Well, Tim, I'm glad you know what my daughter needs, after dating her for how long?
Pekâlâ, Tim, kızımın ihtiyaçlarını bilmene sevindim ne kadar zamanlık sevgililik süresinde öğrendin bunları?
But I'm glad she's on my team.
Ama benimle takım olduğu için çok mutluyum.
I'm glad you asked, Cabe.
İyi ki sordun Cabe.
I'm just glad we found those kids.
Evet. O çocukları bulduğumuz için mutluyum.
Glad to see you're well.
İyi olduğuna sevindim.
Be glad I don't press charges.
Suçlamada bulunmadığıma dua et.
So glad to see you.
Sizleri görmek çok güzel.
Therefore, my heart is glad... and my glory rejoiceth.
Bu yüzden yüreğim memnun ve içim sevinçle doludur.
Glad to be an inspiration.
Ne mutlu ilham olabildiysem.
Glad you're back, Maxine.
Döndüğüne sevindim, Maxine.
So, I'm glad you called.
Aramana sevindim.
I am so glad I got us those tickets.
Bize bu biletleri aldığım için çok mutluyum.
Well, good! I'm glad you're happy.
Mutlu olmana sevindim.
I'm glad you're here to see this because no matter how good they look in a tuxedo, this is where it ends up.
Bunu göreceğine memnun oldum. Çünkü smokin içinde ne kadar iyi görünürlerse görünsünler, bu burada bitecek.
I'm-I'm glad that those people are armed.
Adamların silahlı olmasına sevindim.
I'm glad you like it, because if you ever sandbag the president's teenage son again, consider yourself banned for life.
Beğenmene sevindim. Çünkü bir daha Başkan'ın oğlunu punduna getirirsen hayatın boyunca girişin yasaklanacak.
I'm glad you reconsidered, son.
Tekrar düşündüğün için memnun oldum oğlum.
Oh, I'm not a hero, but I'm glad everything worked out.
Kahraman değilim ama her şeyin yolunda gittiğine sevindim.
Be glad I am, because that is why you are getting your big wedding.
Şükret ki öyleyim, bu sayede istediğin büyük düğünü yapıyorsun.
I'm so glad to be out of Chicago and back in L.A.
Chicago'dan çıkıp Los Angeles'e geldiğin için çok mutluyum.
Oh, I'm so glad that everyone is okay...
Herkesi iyi olduğuna sevindim...
I was still a jerk to you, but bottom line, we're... We're glad we got to know you.
seni tanıdığımıza çok memnunuz.
- I'm glad you're alive.
- İyi olmana sevindim.
I'm just glad you're alive.
Sen iyisin ya, bu yeter.
I'm not saying it's anything it isn't..... but I'm glad it happened. What?
Ne oldu yine?
I'm glad we're both clear on that.
Bu konuda hemfikir olduğumuza sevindim.
Glad to hear it.
- Evet.
Anyway, I'm glad we're still in Yorkshire, because last week we said there was no real motoring connection with the county, and it turns out that's not true. Er...
Er...
Sue, glad you're here.
Sue, gelmene sevindim.
I'm so glad I ran into you.
Seni gördüğüme çok sevindim.
gladys 128
gladly 289
glad you asked 36
gladiator 21
glad to meet you 91
glad to hear that 26
glad to be of service 30
glad to see you 90
glad to help 23
glad to hear it 243
gladly 289
glad you asked 36
gladiator 21
glad to meet you 91
glad to hear that 26
glad to be of service 30
glad to see you 90
glad to help 23
glad to hear it 243