Have fun with it tradutor Turco
214 parallel translation
Have fun with it.
Hadi. Keyfini çıkart.
- Dusty, relax and have fun with it.
Dusty, sakin ol ve keyif almaya bak.
- I'm just gonna have fun with it.
- Sadece keyif almaya bakacağım.
They basically felt that you could have fun with it.
Aslına bakarsan, çalışmaktan keyif alabileceğini söylediler.
Have fun with it.
Onunla eğlen.
But if you have a wig, you should try, uh, to have fun with it.
Ama bir peruğun varsa, ondan keyif almayı denemelisin.
I gave you gonorrhea because I thought you'd have fun with it.
Sana onu verdim çünkü onunla eğlenebileceğini sanıyordum.
Have fun with it.
Keyfini çıkar.
I mean, I know I hate these but that's the magic that I'm after, y'know, just to let it go, have fun with it.
Yani, bilirsin, hiç sevmem bunları peşinden koştuğum sihir bu, bilirsin, bırak olsun bitsin, sen eğlenmene bak.
So just do one of those just let it out and just have fun with it.
O nedenle şunlardan birini daha yap bırak kendiliğinden olsun ve sen de eğlen.
Have fun with it.
Şununla eğlen.
It's not that I didn't have fun with the boys. I don't know.
Erkeklerle eğlenmediğimden değil.
I'm awfully sorry, Mr. Andreou, but... It would have been more fun with him.
Çok özür dilerim Bay Andreou, ama onunla çok daha eğlenceli olurdu.
I heard a song that impressed me very much, and it's the kind of a song we snap our fingers and clap our hands, and I want you to come along with me. We'll have a little fun.
Parmaklarınızı şıklatıp, ellerinizi çırpın ve bana katılın ki biraz eğlenelim.
It'd be good for you to have some fun mix more with the young people.
Gençlerle tanışmak eğlenmek iyi gelir.
Obviously boxing must have its limits, but providing they're both perfectly fit I can see nothing wrong with one healthy man beating the living daylights out of a little schoolgirl ; it's quick and it's fun.
Boksun da sınırları olmalı, ama ikisi de zinde. Bu yüzden güçlü bir adamın bir kızı dövmesi yanlış değil. Hızlı ve eğlenceli.
It wasrt supposed to be but I have come here to have some fun with this money But you guys look so fierce that I dare not go in
Düşündüğünüz gibi değil... burada sadece... paramı eğleneyle harcamaya geldim... ama siz ortamı gerip... zevki kaçırıyorsunuz
It's not that I don't have fun with you...
Seninleyken eğlenmiyor değilim.
But I thought that our clients and the investors would have more fun with the show itself by watching it from this float.
Tamirci de mi? Halı yıkamacıları mı? Ve perdeci adam?
I think it'd be a lot of fun to have an affair with you.
Bence seninle bir ilişki çok eğlenceli olur.
Wouldn't it be nice to have a little fun with that money?
Bu parayla biraz eğlenmek hoş olmaz mı?
Now it's her turn, after we have our fun with her.
Şimdi sıra onda. Tabi onunla biraz eğlendikten sonra.
I LEFT IT FOR YOU TO HAVE FUN WITH.
Eğlenmeniz için size bıraktım.
Golf could be fun if you could play alone. But it's these genetic defectives that you have to hang around with that makes it such a boring pastime.
Yalnız oynarsanız keyifli olabilir ama taşıdığımız şu genetik bozukluklar yok mu onlar çok sıkıcı bir hale getiriyor.
It's fun to have somebody to be silly with.
Makara yapacağım birinin olması ne güzel.
It's for making babies, not just to have fun with.
Eğlenmek dışında bebek yapmaya da yarar.
You know, just have more fun with it, that's all.
Bilirsin, biraz daha keyif al, hepsi bu.
It's those people who feel comfortable enjoying, understanding and exploring sex that tend to have the most fun with their clothes off.
Seksten keyif alan, onu anlayan ve keşfeden insanlar, giysilerinden arınıp seksin keyifli dünyasına girerler.
- I guess. - That's how it is, I'm telling you. I have great fun with Mr Silvio.
Bazı insanlar bunu çok yanlış buluyor ama çok da eğlenceli.
Now let's have a little fun with it.
Şimdi bununla bir parça eğlenelim.
" It's not unusual to have fun with anyone
" Biri ile hoşça vakit geçirmek garip değildir
Have some fun with it Alright?
Onunla biraz eğlence Tamam mı?
You're gonna have your fun with her and dump her just for the hell of it!
Onunla eğlenecek ve sonra onu terk edeceksin.
Brian, that is a damn amazing machine you got there... and I've been thinking about all the fun I can have with it.
Brian, Burada çok muhteşem bir makineye sahipsin... ve bununla ne kadar çok eğlenebileceğimi düşünüyordum.
The black bear has a fearsome reputation but it's the most playful of bear species and with the coast clear and the water cool even a bear may succumb to the impulse merely to have fun.
Siyah ayının kötü bir şöhreti vardır ama aslında en oyuncu ayı türüdür Sadece oyun oynamak için dahi tertemiz bir kıyı ve serin sulara kendisini bırakır.
It'll be fun to drink some beer and have some pizza with a couple of rapscallions.
İki haylazla pizza yiyip bira içmek eğlenceli olmalı.
I think it's nice that you have somebody you can have fun with.
Sanırım birlikte eğlenebileceğin birisinin olması çok güzel.
Have a little fun with it!
Haydi! Bu harika olacak!
Let's have some fun with it, for God's sake.
Biraz tadını çıkaralım hadi.
It is fun, because you have a woman with big... how you say?
Çok eğlenceli çünkü orda büyük şeyli kadınlarınız oluyor büyük... nasıl dersiniz?
I JUST THOUGHT IT WAS A NICE WAY TO HAVE FUN WITH YOUR KIDS.
Bunun çocuklarla zaman geçirmek için iyi bir yol olduğunu düşündüm.
I have - - it's fun, I've Loved working with Michael and I Have said on many occasions I
Evet, çok eğlenceliydi Michael ile çalışmaktan büyük keyfi aldım ve pek çok yerde bunu tekrar yapmak istediğimi söyledim.
We'll have ample time for fun. Could we get on with it?
Rahatla.
Okay, you have fun with what's going on here, because it looks great.
Tamam, orda her ne oluyorsa sana orda iyi eğlenceler, çünkü harika görünüyor.
I think we can have some fun with it.
Bence onunla biraz eğlenebiliriz.
But the thing is, it's usually some situation where she just got dumped by this super stud, and she looks at me like I'm a safe bet, and I'm a lot of fun, and she won't have to care, because obviously I should be grateful that she went out with me at all.
Ama aslında, genellikle bir kız çok yakışıklı biri tarafından terk edildiği durumlarda çantada keklik olduğumu düşünebilir benimle olmak eğlenceli ve bana değer vermesi de gerekmez çünkü gayet açık ki benimle çıktığı için minnettar olmalıyım.
As Big's car drove away, I realized... having three soul mates already nailed down... made it a lot easier... to spot those great, nice guys to have fun with.
Büyük'ün arabası giderken farkettim ki üç ruh eşimin olması erkekleri sadece eğlencelik olarak görmeyi çok daha kolay bir hale getiriyor.
No, Kitty, you just call them back,'cause... there's no way in hell that I'm gonna have card night... with the Pinciottis'cause it's just too much fun.
Olmaz Kitty. Onları tekrar ara. Çünkü...
Man, what fun is it being a girlfriend... if you don't even have your own boobs to play with?
Dostum, kendi kendine oynayamayacağın memelerin yoksa bir kız arkadaş olmanın ne anlamı var ki?
Yeah, uh, well, we just thought... we'd have some fun with it before I threw it at somebody.
Evet, ama aslında biz onu birine atana kadar biraz eğleniriz diye düşündük.
Maybe if you didn't play it so safe, Mr. Safety-Poo you might meet a girl you could have fun with.
Eğer bu kadar temkinli biri olmasaydın... eğlenebileceğin bir kız ile tanışabilirdin.
have fun 1658
have fun tonight 44
have fun with that 37
with it 82
have some 140
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have fun tonight 44
have fun with that 37
with it 82
have some 140
have a wonderful day 25
have a good day 670
have a nice day 823
have you eaten yet 24
have a nice weekend 44
have a good day at work 18
have a good weekend 70
have a good week 16
have you eaten 167
have a great day 179
have a good time 307
have a good flight 33
have a good night 530
have a nice evening 85
have a seat 2672
have a good weekend 70
have a good week 16
have you eaten 167
have a great day 179
have a good time 307
have a good flight 33
have a good night 530
have a nice evening 85
have a seat 2672