He said to me tradutor Turco
3,180 parallel translation
My music teacher, Mr. Chillich... he said to me, "lsaak, you think you're strong... but you are not strong if you don't feel."
Müzik öğretmenim Bay Chillich bana şöyle derdi : "Isaak, güçlü olduğunu sanıyorsun fakat hissetmezsen güçlü olamazsın."
My new best friend Grant- - he said to me...
Yeni en iyi dostum Grant bana dedi ki...
You know what he said to me?
Bana ne dedi biliyor musunuz?
You know the last thing he said to me was that my only chance of regaining my father's company... had gone down the toilet.
Bana söylediği son şey, "Babamın şirketini tek geri kazanma fırsatım..." öylece tuvaletten...
When my father got older he said to me :
Biraz büyüdüğümde babam dedi ki...
At the time, if he said to me "Dong Soo, you're so good at studying." I would have been a judge or a prosecutor now.
O zaman, bana'Dong Soo incelemede çok iyisin'deseydi şimdi bir hakim yada savcı olabilirdim.
which by the way, was the least offensive thing he said to me all day.
Bu arada gün boyunca dediği en az hakaret içeren şeydi.
He said to me, "Ami, I don't understand you. " You still don't understand us.
Bana dedi ki " Ami seni anlayamıyorum, siz hala bizi anlayamadınız.
You heard what he said, he's going to fuck me up all the way to fuck.
Adamın dediğini duydun beni sikilebilecek her yoldan sikecekmiş.
Everything he has ever said to me was a lie.
Bana söylediği her şey yalan çıktı.
Wayne sent it to me 15 years ago, just before he got caught. He said it was some sentimental items and would I hold it for him... till he got settled someplace away from the law.
Wayne 15 sene evvel, yakalanmadan hemen önce bunları bana verip manevi değeri olan eşyalar olduğunu söyledi.
He said that he wanted me to, but now something's happening and I can't stop it.
Öyle yapmamı istediğini söyledi ama şimdi bir şeyler oluyor ve ben durduramıyorum.
I do not want another child other than you, he smiled and said that we didn't need to get married, that he didn't need a piece of paper or the consent of a priest, to be with me for life
senden başka bir çocuk istemedi, gülümseyerek evlenmemiz için.. benimle birlikte yaşamak için.. bir rahip yada kağıt parçasına gerek olmadığını söyledi.
But when I told him that I-I thought he was taking this innovative billing a little too far, he said that I could either quit or he would have to fire me.
Ama ona "bu yenilikçi faturalardan biraz fazla aldığını düşünüyorum" dediğimde ya istifa et ya da seni ben kovarım dedi.
Yes. He said he wanted to talk to me!
Benimle konuşmak istediğini söyledi!
Well, like I said, he's a good guy, and I didn't think it was fair of me to ruin his life, so I just encouraged him to resign.
- Evet, söylediğim gibi iyi adamdır, ve bana, onun hayatını mahvetmek adil gelmiyor, yani, ben sadece onu istifaya teşvik ettim.
Elio, my brother, said the nightmares would stop if he taught me to swim.
Elio, erkek kardeşim, eğer bana yüzmeyi öğretirse kâbuslarımın kesileceğini söyledi.
Harvey said he wanted to see me.
Harvey beni görmek istiyor.
Yeah, he called me, and he wanted to meet, said right away, so... look, the important thing is he upped the offer, and I think that we should discuss it.
Evet, beni aradı ve hemen görüşmek istediğini söyledi, bu yüzden... bak, önemli olan teklifi arttırması, ve bu yüzden bunu tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Carlos'wife Marta engaged me to find out who he was speaking to just before he disappeared and what was said.
Carlos'un eşi Marta beni Carlos kaybolmadan önce kiminle ve niye konuştuğunu bulmam konusunda meşgul ediyordu.
He had tried to accuse me of something that I never said.
Beni söylemediğim bir şeyi söylemişim gibi göstermek istedi.
He said he's going to shoot me.
- Beni vuracağını söyledi.
Mummy, Daddy said he can't take me to the zoo.
Anne, babam beni hayvanat bahçesine götüremeyeceğini söyledi.
Some of you, as you came by to hug me today, you said that he's in a better place.
Bazılarınız, bana bugün sarılmak için uğradığınızda, onun daha güzel bir yerde olduğunu söylediniz.
They gave me additional shocks that day just to celebrate, so I can't remember what he said.
O gün bana kutlama niyetine ekstra şok verdikleri için dediğini hatırlamıyorum. Nina, onu sevdiğini biliyorum- -
And he said that he would go back and tell even / one that I was dead. He gave me time to run.
Merkeze dönüp herkese benim öldüğümü söyleyeceğini söyledi.
He said since my dad wasn't going to teach me the difference between right and Wrong... he Would.
Eğer doğru ve yanlış arasındaki farkı babam öğretmezse bunu kendisinin yapacağını söyledi. Sende ona vurdun.
He said for me to wait for him in the meeting room.
Bana toplantı odasında beklememi söyledi.
He said it's down to me and one other candidate.
Ben ve başka bir aday arasında kararsız kaldığını söyledi.
When I was five, the guy that was preaching at the revivals, he came up to me out of, you know, a few thousand people and said,
5 yaşımdayken, yeniden canlanma hakkında vaaz veren adam, yanıma geldi ve, birkaç bin insanla beraber, dedi ki
Ellis said there was a distraught young lady, and he asked me to send you out.
- Ellis perişan bir genç kız olduğunu söyledi, ve benden seni göndermemi istedi.
He came here, but he came here to ask me if I wanted to write a minority report, and I said no.
Buraya geldi, ama benim azınlık raporu yazıp yazamayacağımı sormak içinmiş,... ama ben olmaz dedim.
She said she was afraid he was going to hurt me.
Beni incitmekten korktuğunu söyledi.
You know, he said the funniest thing to me. About my rocket ride.
Biliyor musunuz, roket hızıyla yükselişim hakkında çok komik bir şey söyledi.
I tried to tell him it was 8am, but he just stared at me with a crazed look in his eyes and said...
Ona sabahın sekizi olduğunu söylemeye çalıştım ama deliye dönmüş gözleriyle bana bakıp şöyle dedi :
He said, "don't you dare do that to me." He was joking.
"Sakın bana böyle bir şey yapayım deme" dedi bana.
He said something to me.
- Bir şey söyledi bana.
When I was eight, he took me to a poker tournament, lied to my mom and said that we were going to a county fair, and stashed me in a motel room.
Beni sekiz yaşımdayken bir poker turnuvasına götürmüştü. Anneme yalan söyleyip "kasabadaki panayıra gideceğiz" demiş. Beni bir motel odasına tıkmıştı.
He said he knew what Laudner had done to me and he'd seen it with his own eyes.
Laudner'ın bana yaptıklarını bildiğini, kendi gözleriyle gördüğünü söyledi.
He said it might help me process what I'm feeling or thinking, to help me understand before I react.
Düşüncelerimi ve hislerimi daha önceden görebilmeme yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Yeah, he said the same thing to me.
Evet, aynı şeyleri bana da sordu.
He said you'd want me to wake you up. Thanks.
- Seni uyandırmamı isteyeceğini söyledi.
He said he wanted me to be able to protect myself.
Kendimi korumamı istediğini söyledi.
He was very willing to believe me when I said we would be partners.
Ortak olacağımızı söyleyince bana inandı.
And he also said to me..
Ayrıca şunu da söyledi.
He said he was gonna take me away and we were gonna go to Cabo together.
Beni tüm bu şeylerden kurtaracağını, beraber Cobo'ya gideceğimizi söylemişti.
He said it to me in the preinterview.
Ön görüşmemizde bana söyledi.
He said it to me, and he said it to a conference room full of staffers.
Bana söyledi, çalışanlarla dolu konferans odasında söyledi.
- He said it to me!
- Bana söylemişti.
It's nicer than anything he's ever said to me.
Bana söylediği her şeyden daha iyi.
He said he was going to fire me for yelling at him.
Ona bağırdığım için beni kovacağını söyledi.
he said 3206
he said nothing 22
he said yes 66
he said he was sorry 19
he said he would 25
he said no 115
he said it 77
he said he 18
he said that 324
he said something 23
he said nothing 22
he said yes 66
he said he was sorry 19
he said he would 25
he said no 115
he said it 77
he said he 18
he said that 324
he said something 23
he said so 39
he said he was 19
he said he'd be here 25
he said what 31
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
he says 1126
he says no 33
he said he was 19
he said he'd be here 25
he said what 31
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
he says 1126
he says no 33