English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / How's that work

How's that work tradutor Turco

779 parallel translation
How would you feel if a huge corporation bulldozed you into selling your life's work an invention that has made them millions, and selling it for what?
Eğer devasa bir şirket sizleri tüm hayatınızı kendileri için adamak üzere korkutuyorsa bu sayede yaptıkları buluşlarla milyonlar kazanıyorlarsa hayatınızın emeği karşılığı elinize ne geçiyor dersiniz?
That's how I pray and that's how I work.
Bu şekilde hem çalışıp hem dua ediyorum.
At least, I think that's how these things work.
En azından, ben işlerin böyle yürüdüğünü düşünüyorum.
It was with a heavy heart that Nicola wished Mara well... for he's well aware how these things work.
Nicola yüreği sızlayarak Mara'ya en iyi dileklerini diledi çünkü bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyordu.
Is that how artists work?
Sanatçılar böyle mi çalışır?
I suppose that got me started talking about myself, about what a washup I was,... how I was going back to Seattle and work on my uncle's ranch.
Sanırım bu, kendimden bahsetmeye itti beni, artık tükendiğimden ve Seattle'a dönüp amcamın çiftlik evinde çalışacağımdan bahsettim.
Recently I saw a man, who knows how to work so that others could enjoy his work.
Uzun süredir görmediğim biri var. Öyle çalışıyor ki bu kişi, elinden çıkan işe bakmak insana keyif veriyor.
I owe you that much, but I don't know how it's gonna work out.
Sanırım bunu sana borçluyum, ama işe yarar mı bilmem.
They work for us and say how terrible it was... that 6,000,000 Jews went into the oven.
Tüm dünyada çalışıp 6 milyon Yahudi'nin fırınlara girmesinin kötü olduğunu söylüyorlar.
I don't say that Grandfather doesn't know how to work the ship, but he's so forgetful, and then he will go off and...
Büyükbabam gemiyi kullanmayı bilmiyor demiyorum, ama her şeyi unutuyor çıkarız ve...
As to how they work, I've noticed that I inhale and exhale... and use the thin Martian atmosphere.
Nasıl çalışıyorlar... Ciğierime çekiyorum ve hava veriyorlar, farkettim. Ve ince Mars atmosferini kullanıyorum.
That's how clans work.
Klanlar böyle çalışır.
That's not how we work!
O, bizim tarzımız değil!
It's a fancy name but how will something that looks like a drop of jelly make this thing work?
Şık bir adı var ama jöleye benzeyen o şey bunu nasıl çalıştıracak?
- That's how you're coming to work?
- İşe bu halde mi geliyorsun?
How's that gonna work out?
bu nasıl yürüyecek?
But to imagine that pleasure and how it's changed, I need a picture of him at work.
Ama bu zevkin nasıl değiştiğini anlayabilmem için onun işteki bir resmine ihtiyacım var.
Y eah, the animals don't laugh, and you showed me how to get that food and there's a lot of work to be done.
Hayvanlar gülmezler, sen de bana nasıl yiyecek bulabileceğimi gösterdin yapılacak çok iş var.
- Well, how's that work?
- Ya, ne işe yarıyor?
That's how they work here, Luba.
Çalışıyorlar, Luba.
She always spoke of the warrior societies of our tribe... and of the different tribes around us and how that these men... always had to work to gain the respect of the people around them... and how they had to live, uh, more or less a life dictated to them... by the society that they belonged to, and it was extremely hard.
Annem hep kabilemizin savaşçılarından bahsederdi. Tabi etrafımızdaki diğer kabilelerden de ve bu erkekler her zaman etraflarındakilerin saygısını kazanmak için çok çalışırlarmış. Öyle ya da böyle kendilerine yüklenen hayatı yaşamak zorundaymışlar.
OK, from now on... that's how it's going to work.
Pekâlâ, şu andan itibaren işler böyle yürüyecek.
How are they supposed to work like that?
Onların nasıl çalışıyorlar?
You know, I know I fouled up that typing test but I do know how to work a manual and if you get any calls for a manual typist I'd appreciate it, you know?
Daktilo sınavını berbat ettiğimi biliyorum ama elimle iyi iş yaparım. El işi gerektiren bir pozisyon olursa buna memnun olurum, anlıyor musun?
That's how things work for me.
"Benim için işler böyle yürür. Bir yerden, bir insandan kalkar..."
There's only two or three people that know how to do this quality work.
Çok az kişi bu kadar kaliteli iş yapabilir.
That's how he got sent to Camarillo where he hasn't had a drink snorted or shot for six months. He's clean and ready to work.
Böylece 6 ay boyunca içki içmediği, burundan çekmediği ya da iğne yapmadığı Camarillo'ya gönderildi.
How does that work? Forgive me, but there's nothing more I can say.
Bağışlayın ama bu konuda söyleyebileceğim başka bir şey yok.
- How does that thing work?
- Bu nasıl çalışıyor?
If you're aware of it, how can you bear to work in an industry that perpetuates it?
Kusura bakmayın ama, peki nasıl oluyor da bunun işe yaramasını sağlayan bir endüstride çalışıyorsunuz?
How's that work?
Nasıl işliyor?
That's how it's supposed to work with any... everyone.
Ama... Benim için öyle olmadı.
How's that work?
Nasıl oluyor?
That's how things work.
İşler böyle yürür.
- That's true. - But you got to know how to work the projector.
- Ama makineyi çalıştırmayı bilmen gerekir.
Somewhere there's a thingy... that tells you how to work this stuff.
Bu zamazingonun nasıl çalıştığını yazan birşeyler olduğunu söylemişlerdi.
It's a very respectable piece of history. I appreciate how much work goes into it. You know when I did that work?
Ben, Kaddafi terörist, Humeyni, katil diyorum.
That's how they work.
Böyle çalışıyorlar.
How's that damn three-seashell thing work?
O lanet olasıca üç deniz kabuğu nasıl kullanılıyor?
That's not how I work.
Bu benim çalışma biçimim değil.
That's how these things work.
Böyle çalışıyor adamım.
That's how it's meant to work.
Bu şekilde işe yaramalı.
That's how things work in Italy, to speed up bureaucracy.
İşlerin hızlanmasına yardımcı olduk. Böyle daha verimli olur.
It's like a big machine that nobody really knows how to work.
Savaş, kimsenin nasıl işlediğini bilmediği... büyük bir makine gibi.
Is that how it's gonna work around here, Luthor?
İşler bu şekilde mi yürüyecek, Luthor?
That's how the gods work.
Tanrılar böyle çalışır.
That's how we work here.
Biz burada böyle çalışıyoruz.
I'd like to say to our friend here that it's very good that he wants to work his own land, but how much better it would be if we all worked it together.
Buradaki yoldaşımıza şunu söylemek isterim ; kendi toprağında çalışmak istemesi çok güzel ama hep beraber çalışırsak çok daha iyi olurdu.
It's just when you work all day, trying to perfect yourself and create something meaningful, you expect support. Does anyone say, "Did you have a good shoot?" Or "How's the editing?" Or anything of that nature?
Tüm gün çalışmışsındır, mükemmel bir şey yaratmaya çalışmışsındır ve biraz destek beklersin, ama kimse bugün iyi bir çekim yaptın mı ya da montajın nasıl gitti gibi bir soru sorar mı?
No, it's not how much you work on something that matters.
Hayır, önemli olan üzerinde ne kadar çalıştığın değildir.
And I'm gonna give Mr Powell my number at work... so that you can call me and let me know how he's doing.
Ve Bay Powell'a iş numaramı vereyim ki... NasıI olduğunu söyleyebilmek için beni arayabilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]