English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / How was that

How was that tradutor Turco

7,578 parallel translation
How was that?
Nasıldı?
How was that?
Nasıldım?
How was that in any way loving me?
Bu nasıl bir sevgi belirtisi?
That'll be best, won't it, everything how it was?
En iyisi bu olacak ne dersin? Her şey önceden nasılsa öyle olacak.
Because that also happened to a cousin of mine, and I was like, how could she not learn the most important lesson from sixteen candles?
Doğum Günüm filmindeki en önemli dersi nasıl öğrenemediğini sormuştum.
Remember how horrible that was gonna be?
Ne kadar kötü olacağından bahsediyordunuz hani?
I wanted to tell you how sorry I was about your father... and that's all.
Baban konusunda ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim. Hepsi bu kadar.
I was just wondering how you're doing, that's all.
Nasıl olduğunu merak ediyordum, hepsi bu.
I was so proud of you, how far you'd come since that little Irish girl abandoned by her mother on the train west.
Seninle gurur duyuyordum. Batıya giden o trende annesinin terk ettiği küçük İrlandalı kızdan beri çok yol kat etmiştin.
And people always talk about how love is like, you know, the strongest emotion, but I was scared, and sometimes that's even stronger for some people.
İnsanlar sürekli aşkın en güçlü duygu olduğunu söylerler. Ama ben korkmuştum ve bu bazen bazı insanlar için çok daha güçlü bir duygu oluyor.
Viagra was originally invented to treat hypertension. Look how that turned out.
Viagra da yüksek tansiyonu iyileştirmek için geliştirilmişti ama bak ne oldu.
Do you know how inappropriate that was?
Bunun ne kadar yersiz olduğunu biliyor musun?
We drank, like, three bottles of tequila and then we started talking about our legacy - and how important that was to us. - Oh!
Üç şişe falan tekila içtikten sonra mirasımızın bizim için olan öneminden konuşmaya başlamıştık.
I think you were hypothermic, hallucinating in that freezing beamer that was spinning into space, and that's how you're coming up with these visions.
Bence sen fazla üşümüşsün. Uzay boşluğunda savrulan o soğuk Işıncı'da halüsinasyon görmüşsün. Bu görülerin açıklaması bu.
Well, I was thinking about that 1,000 hours, and how it's taking me a significant amount of time to complete.
1.000 saat olayını ve bunu tamamlamanın ne kadar uzun sürdüğünü düşünüyordum.
There was this news report on the TV about how there's this penitentiary just north of San Francisco that looks out on the bay?
San Francisco'nun hemen güneyindeki körfeze bakan cezaevi hakkında bir haber vardı televizyonda.
Do you remember how much fun it was, like, a few seconds ago... and now that you said that, it's all tight in the chest and scary?
Biraz önce ne kadar eğleniyorduk, hatırlıyor musun? Ve söylediğin şey yüzünden şimdi ne kadar sıkıntılı ve korkutucu oldu?
And that was how it ended.
Ve bu şekilde bitti.
But there was no way that I could, uh... make her my own seeing as how she was... married to the Church and all.
Onu eşim yapmanın bir yolu yok çünkü o kilise ile evli.
I was so sure that I was gonna be able to show, like, all of my failure friends how easy it was to have a viable job, but, no, I'm now a failure, too.
Başarısız tüm arkadaşlarıma uygun bir işe sahip olmanın ne kadar kolay olduğunu gösterebileceğimden o kadar emindim ki ama hayır, ben de başarısızın tekiyim.
I know, when you were in high school, being gay was how you primarily identified yourself, but that's not my thing.
Biliyorum sen lisedeyken eşcinsel olmak kimliğinin en önemli parçasıydı ama benim olayım bu değil.
How else would you've known that the knife was gone?
Senden başka kim oraya geri gidebilirdi?
How it must have hurt to learn that your precious wife was nothing more than a common thief and fraud.
Değerli eşinin sıradan bir hırsız ve dolandırıcı olduğunu öğrenmek çok acıtmıştır.
How did you know for sure Danny was gonna show up at that pier dedication?
Danny'nin isim ithafına geleceğinden nasıl bu kadar eminsiniz?
There's this, old gal that he took to the prom... And she still talks about how your daddy was the best dance partner she ever had.
Lise veda gecesine götürdüğü bir kız vardı, ve kız hala babanın birlikte dans ettiği, en iyi partner olduğunu anlatıp durur.
Back before he got a cop killed, that is. How was your vacation anyway?
Bir polisin ölümüne sebep olmadan önce.
I don't know how it started, but I remember having this feeling that something bad was going to happen.
Nasıl başladığını bilmiyorum ama kötü bir şey olacağına dair içimde bir his olduğunu hatırlıyorum.
How was he able to do that? Weren't you keeping an eye on him?
Peki bunu nasıl yapabildi, gözünün önünde durmuyor muydu?
It was the only way that I knew how to make my family safe.
Ailemi güvende tutmanın bildiğim tek yolu buydu.
How was Hanna at that point?
Hanna o anda nasıldı?
How is it possible that he was still alive?
Fakat nasıl olur da hala hayatta olabilirdi? Ölüm onu neden almamıştı?
How could she know in her mind that I was hiding it here?
Burada sakladığımı nasıl bilebilir?
Well, that's not how I was taught to leave a party.
Bize partiden bu şekilde ayrılmayı öğretmediler.
I know my mom used to tell me how good it made her feel that I was such a happy kid, but honestly, I don't even remember what that would've even felt like.
Annem bana, mutlu bir çocuk olduğumda kendisinin de mutlu olduğunu söylemişti ama dürüstçe söyleyebilirim ki, öyle bir hissin nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyorum.
When he was in this school and he was in the Glee Club, they won nationals. Do you know how hard that is?
O bu okulda okurken, Glee Kulübü'ndeymiş ve ulusal yarışmayı kazanmışlar.
Was that how it was in the bedroom with Kathy?
Kathy'yle yatak odasında durumunuz bu muydu?
I can't really do any magic, but I suppose that was the point, seeing as how I can smell the lobelia flower you've been putting in my food, man.
Büyü yapamıyorum, sanıyorum amacın da buydu be oğlum baksana yemeğime koyduğun lobelya çiçeğinin kokusunu alıyorum.
I woke up last night. I didn't know where I was or how long I'd been there, let alone that I'd lost 9 months of my life.
Dün gece uyandığımda bırak 9 ayın nereye gittiğini, nerede olduğumu ya da ne zamandır orada olduğumu bile bilmiyordum!
How I wanted more brothers and a sister more than anything, but between Esther and Dahlia, that wish was taken from me.
Daha çok erkek kardeş ve kız kardeş sahibi olmayı her şeyden çok istedim fakat Esther ve Dahlia yüzünden bu dilek benden alındı.
It's funny how Ollie seems to care more about me now that he's dead than when he was alive.
Ollie'nin ölüyken benimle hayatta olduğundan daha çok ilgilenmesi komikmiş.
And that was how Bipin took his two daughters, one son-in-law... and one eight-and-a-half packs specimen and managed a clean getaway,
Ve Bipin iki kızını, damadını ve numunelik karın kaslıyı alıp hep birlikte dünyanın çok uzak bir yerine kaçmış.
I mean, what if the machine was picking up something there? That's not how this works.
Demek istediğim ya makine... oradan bir şeyler toplayayabildiyse?
Dude, how was this not the first idea that you had?
Dostum, nasıl olur da aklına ilk burası gelmez?
That was one that we knew how to control.
O sorunu nasıl kontrol edeceğimizi biliyorduk.
How could you not mention that your daughter was called Janet?
- Kızının adının Janet olduğundan nasıl bahsetmezsin?
How could you not mention that your daughter was called Janet? Janet!
Kızının adının Janet olduğundan nasıl bahsetmezsin?
That's how popular he was.
İşte bu kadar sevilirdi.
Smasher was telling me how he was transported for having a box that fell off the back of a wagon, and he was caught just as he was returning it to its owner.
Samsher, vagonun arkasından düşen bir kutuyu nasıl taşıdığını anlatıyordu ve tam sahibine iade edecekken yakalanmış.
That's how it was in my family.
Ailemde böyle olurdu.
How many it was of you who went against him, that time at the fort?
- Evet, kaç diğerleri. Eğer ona karşı kale o zaman gitti?
Bad as it is for me, I can't imagine how terrible it was for you to find that little boy out there.
Bana göre kötüydü. O küçük çocuğu orada bulman, senin için ne kadar korkunç olduğunu tahmin bile edemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]