English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / How was the game

How was the game tradutor Turco

87 parallel translation
Well, how was the game?
Şey, Oyun nasıldı?
How was the game last night?
Dün geceki maç nasıldı?
How was the game?
Oyun nasıldı?
- How was the game?
Maç nasıldı?
No problem, honey. How was the game?
Önemli değil hayatım, oyun nasıldı?
- Hi, Jase. How was the game?
Ama babanla ayrı olsak bile, ikimizde hala seninle beraberiz.
How was the game?
Maç nasıldı?
- How was the game?
- Maç nasıldı?
Hey, how was the game?
- Maç nasıldı? - Eğlenceliydi.
- Hey, how was the game?
- Selam, oyun nasıldı?
- Hey, how was the game?
- Oyun nasıldı?
Hey, how was the game?
Selam. Maç nasıldı?
How was the game?
- Maç nasıldı?
How was the game?
- Maç mı nasıldı?
How was the game?
Maç nasıl?
- How was the game?
- Nasıldı maç?
So, uh, how was the game?
- Oyun nasıldı bakalım?
How was the game yesterday?
Dünkü maç nasıldı?
- SO HOW WAS THE GAME?
Oyun nasıldı?
- How was the game?
- Oyun nasıldı?
How was the game?
Maç nasıl geçti?
It was just that when he got to gambling and hitting that bottle... _ How long after the game was he shot?
Ama kumara ve içkiye başlayınca... - Oyundan sonra ne zaman vurulmuş?
It was amazing how I could lose myself in the game.
Kendimi oyuna kaptırmam harika bir duyguydu.
- How was the poker game?
- Poker nasıldı?
Would you mind coming down and showing us how the game was played?
Aşağı inip, bize nasıl oynandığını gösterir misiniz?
How did you know the game was at John Valentine's?
Oyunun John Valentine'da olduğunu nereden biliyordunuz?
I know how you feel, Bart. When I was your age... I wanted an electric football game more than anything in the world. And my parents bought it for me, and it was the happiest day of my life.
Nasıl hissettiğini biliyorum, Bart. Senin yaşındayken futbol oyunu almak dünyadaki en çok istediğim şeydi ve ailem bunu bana almıştı, hayatımın en mutlu günüydü.
- How was the Celtic Game last night?
- Dün akşamki Celtic maçı nasıldı?
How was the handball game today?
- Bugünkü maç nasıldı? - Biz kazandık.
Well, you know, it was really nice having dinner with you, Dad, but I am going to go have lunch with the man in my life. ( ÁÖ ) tank : for something to fail to lose a game deliberately ( õóîð £ ºNTC's Dictionary of American Slang £ © How can you meet with her?
Evet, bilirsin, seninle yemek yemek gerçekten hoştu, baba, ama ben hayatımdaki erkekle öğle yemeğine çıkacağım.
After the game, all my mom could do was talk about how watching him play was like watching a dance recital, because he moved like poetry... - Hey!
Maçtan sonra annem onun dans ettiğini ve hareketlerinin şiir gibi olduğunu söylemiş.
How do you think I knew who was gonna win the ball game?
Maçı kimin kazanacağını, nasıl bildiğimi sanıyorsun?
Just wanted to see how the star player was doing the day before his first game.
Yıldız oyuncumuzun ilk maçtan önce ne durumda olduğunu görmek istedim.
She said she was writing a story... a tell-all... about the gambling, the debt, about... how I threw a playoff game.
Her şeyi anlattığı bir hikaye yazdığını söylemişti. Kumar borcumu, oyunu nasıl sattığımı bile.
If you had any idea how the game was really played, you would know Fiona Mcneil has her hand so far up the ass of every publisher in this town, they wouldn't consider taking a dump without consulting her first.
Eğer oyunun gerçekten nasıl oynandığı konusunda bir fikrin olsaydı, Fiona McNeil'in ellerinin ne kadar uzağa ulaşabildiğini bilirdin. Bu şehirdeki herkesten fazla. Ona danışmadan böyle bir saçmalığa girmeyi düşünmezler bile.
The centre for developing nuclear strategy was a military think thank called RAND CORPORATION. And the strategists at RAND, used Game Theory to create mathematical models that predicted how the Soviets would behave in response to what they saw the Americans doing.
RANT stratejistleri oyun teorisini, Rusların nasıl davranacakları üzerine kurulu matematik modellemeler oluşturmak için kullandılar.
How'bout we play the whole fantasy game Jonah was talking about?
Jonah'ın bahsettiği fantezi oyununu oynamaya ne dersin?
Uh, how was the hockey game?
Hokey maçı nasıldı?
Mwah! Oh, how was the game?
Oh, oyun nasıldı?
How are we going to get the game back in the box and make it look like it was never opened?
Oyunu kutuya koyup nasıl hiç açılmamış gibi yapacağız?
i was talking about how good my golf game used to be, and he teared up and left the room.
Eskiden ne kadar iyi golf oynadığımı anlatıyordum ve o birden ağlamaya başlayıp odayı terk etti.
It ain't how I was taught to play the game, but... you're here, you know?
Oyunun nasıl oynadığını öğretmek değildi ama... buradasın, biliyorsun?
How funny was Tamra's dad at the game last night?
Tamra'nın babası dün akşamki maçta ne kadar komikti?
How to play this game the way it was meant to be played.
Bu oyunu oynanması gerektiği gibi nasıl oynuycaz.
Let's see, how was the baseball game?
Beysbol maçı eğlenceli miydi?
How was the golf game?
Golf nasıldı?
- Oh, yeah. - How was the soccer game?
- Futbol oyunu nasıldı?
You know, what I said before the game about how this game was about sticking it to all the people who wronged us.
Maçtan önce ne söylediğimi hatırlayın bu maçın bize yanlış yapanların götüne patlatmakla ilgili olduğunu söylemiştim.
When I explained to people what the game was about and how it was slow and passive and relaxing alot of people understood what I was going for with that.
İnsanlara oyunun içeriğinden bahsettiğimde ne kadar yavaş ve pasif ve rahatlatıcı olduğundan bir çok insan ne yapmak istediğimi anladı.
Perhaps the kidnapping of Veronica Bowden. Was just an opening gambit in some kind of elaborate game. Be careful how you play it, Murdoch.
Belki de Veronica Bowden'ı kaçırması, karmaşık bir oyunun sadece ilk hamlesiydi.
How was I supposed to know that the national soccer team had a game that night?
Milli maç varmış ya. Nereden bilebilirim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]