English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / How was i

How was i tradutor Turco

14,482 parallel translation
How was I?
Nasıldım?
How was I to know we'd be brothers again?
Tekrar kardeş olacağımızı nasıI bilebilirdim ki?
And how was I supposed to know about this photo?
Bu fotoğrafı nereden bilebilirim?
I was wondering how you were.
Nasıl olduğunu merak ediyordum.
All I can remember is how tired I was.
Tek hatırladığım ne kadar yorgun olduğum.
How tired I was of everything.
Her şeyden ne kadar yorulduğum.
I was here to help you with Frank because Alex told me how bad you are with kids.
Frank ile sana yardım için burdaydım, çünkü Alex çocuklarla aranın kötü olduğunu anlattı.
I'm not sure how clean that water was...'cause I'm starting to get a gnarly itch on my thighs.
Su o kadar temiz miydi emin değilim... çünkü kasıklarımda saçmasapan bir kaşıntı olmaya başladı.
I just wish I knew how I was doing, you know?
Keşke ne yaptığımı biliyor olsaydım.
Ok, well how about this for more, when I saw she was taken by those..
Peki, o zaman şunu dinle.
You know, my mama died when I was about your age, so I know how tough it can be.
Senin yaşlarındayken annem ölmüştü yani bu durumun ne kadar zor olduğunu biliyorum.
And when the lad was asked how it felt, he replied, "Well, it hurts too much to laugh, but I'm too old to cry."
Delikanlıya nasıl hissediyorsun diye sorulduğunda,'Gülünemeyecek kadar çok acıyor ama ağlayamayacak kadar da yaşlıyım.'demişti.
I saw how it was.
- Nasıl olduğunu gördüm ben.
In my defense, how did you even know I was here?
Savunmam şu ki, burada olduğumuzu nereden bildin?
I mean, don't you know how dangerous that was?
Yani, bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?
I can see how that was a mistake.
Bunun bir hata olduğu belli.
Kate stopped the car and just asked how I was.
Kate arabayı durdurdu ve nasıl olduğumu sordu.
You know, when Mike was young, I taught him how to do military sheet corners.
Bilirsiniz, Mike gençken, ona askerler gibi yatak yapmayı öğrettim.
Well, Mr. Parker, aka Fran, aka my boyfriend, didn't like how I was correcting your poem, so he decided to take it into his own damn hands.
Şöyle ki, Bay Parker, nam-ı diğer Fran nam-ı diğer erkek arkadaşım senin şiirini değerlendirmemi beğenmedi ve duruma müdahale etmek istedi.
I could tell how it was abandoned.
Nasıl terk edildiğinizi biliyorum.
I started noticing how people looked at you when I was a teenager.
Ergenlik dönemimde insanların sana nasıl baktığını farkettim.
All I remember was... how much she loved her house and the smile on her face when we left her.
Tek hatırladığım... evini ne kadar sevdiği ve yüzündeki gülümse.
How do you know it was S.O.E.? 'Cause I recommended you.
- Özel Hareket Sorumlusu olduğunu nereden biliyordun?
I wonder how he knew I was working with your team.
Sizinle çalıştığımı nereden biliyor acaba? Ne dedin?
Mieke, I wanted to apologize for how I was the first time we met.
Mieke, Özür dilemek istedim Ilk tanıştığımız zaman, yaptığım şey yüzünden.
You know, like one time I was complaining about how stressed out I was at work because of all these promotions I was getting, and I didn't know that Dill was listening.
Bir keresinde iş yerinde aldığım terfiler yüzünden ne kadar stresli olduğumdan şikayetçiydim ve Dill'in dinlediğini farketmemiştim.
Tech support left it at my desk when I was gone, and I couldn't figure out how to mobile-access the Bureau's network database.
Teknik destek ayrıldığımda bunu masama bırakmış, ve büronun ağına nasıl mobil giriş yapacağımı çözemedim.
I keep asking myself, "How did the Grounders know there was a self-destruct mechanism inside Mount Weather?"
Kendime sorup duruyorum, "Dünyalılar, Weather Dağı'nda kendi kendini imha etme mekanizması olduğunu nereden biliyorlar?" diye.
I should've known it was you who told them how to destroy the mountain.
Dağı yok etmenin yolunu söyleyenin sen olduğunu bilmem gerekirdi.
How? When I left him, he was...
Yanından ayrıldığımda o...
I was just telling everyone how crazy you aren't.
Şimdi herkese ne kadar deli olmadığını söylüyordum.
I'd forgotten how handsome I was.
Ne kadar yakışıklı olduğumu unutmuşum.
How many bank notices we get while I was gone?
Ben yokken kaç tane banka bildirisi geldi?
But I can see now how that must have seemed to you. Like I was the slaver.
O an sana nasıl göründüğünü anlayabiliyorum.
Of you. How I was a failure at things.
Çoğu şeyde başarısız oldum.
It's America the way I liked it, before we went to the moon and discovered how boring it was.
Böyle Amerika'yı severim. Henüz Ay'a gidilmeden ve sıkıcılığın fark edildiği vakitler gibi.
No matter how many times I refilled his damn cup, it was just never enough.
O lanet bardağını kaç kez doldursam da hiçbir zaman yeterli gelmezdi.
How did you know I was being followed?
Takip edildiğimi nereden anladın?
When I was dressing him in his Sunday clothes, and even those so threadbare and meager, I thought, "How is it possible that life could be so cruel to one so young?"
Ona pazar günü giysilerini giydirirken ki onlar bile yırtık pırtık ve yavandı "Hayat böylesine küçük birine nasıl bu kadar acımasız olabilir?" diye düşünürdüm.
But no matter how far I ran away from God, he was still waiting ahead.
Fakat Tanrı'dan ne kadar kaçarsam kaçayım yine de önümde beklerken buldum onu.
If I were asked why, I'd say, "Well, we wanna remember him how he was," or some other bullshit.
Neden diye sorsalar "Nasıl biriydi olduğunu hatırlamak istiyoruz." derdim ya da öyle bir şeyler.
Especially when I recall how cowardly he was during the siege.
Özellikle de kuşatma boyunca ne kadar ödlek olduğunu hatırladıkça.
You know, I know you're single, and you're probably jealous about everything, but I was thinking, seeing how we're friends, maybe you could just push through that and be a little happy for me.
Biliyorum, sen yalnızsın ve muhtemelen her şeyi kıskanıyorsun ama madem arkadaşız, belki de benim adıma mutlu olmak için biraz kendini zorlayabilirsin.
I was just seeing how you're doing, you know, making sure everything's all right regarding the van or whatever.
Sadece keyfin nasıl merak ettim, dostum. Minibüs işlerinde falan sıkıntı yok umarım.
I don't know how long I was locked up in there.
Ne kadar zamandır orada kilitli kaldım bilmiyorum.
How'd you know I was in town?
Şehirde olduğumu nereden bildin?
I can't explain how it felt, but it was awful.
Hissettiğim şeyi açıklayamam ama berbat bir şeydi.
I think she was surprised by how sadly you defile the technique.
Bence tekniği nasıl berbat ettiğine şaşırmış.
I thought you knew how I was resurrected and... and what it did to me.
Nasıl hayata geri döndüğümü bildiğini sanıyordum. Bana ne yaptığını.
How I figured the solve o the Ehrenfest theorem... wo years after I was in your class.
Ehrenfest Teoremini dersini aldıktan iki yıl sonra nasıl çözdüğümü.
How fortunate it was for all of us that I was able to find you and bring you home.
Seni bulup eve geri getirebilmem hepimiz için büyük şans oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]