I meant no disrespect tradutor Turco
64 parallel translation
I meant no disrespect, Mrs. Wilkes.
Saygısızlık etmek istemedim, Bayan Wilkes.
I meant no disrespect to you or your daughter.
Ne size ne de kızınıza saygısızlık etmek istedim.
I'm sorry.I meant no disrespect.
Üzgünüm. Saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect.
Niyetim saygısızlık değildi.
I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemem.
I meant no disrespect.
Saygısızlık etmedim.
I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istememiştim.
Hose who know me know I meant no disrespect.
Dostlarım, saygısızlık etmediğimi bilir...
Mr. Prime Minister, I meant no disrespect.
Sayın Başbakan, amacım saygısızlık değil.
I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemem ama.
I'm sorry, I meant no disrespect.
Üzgünüm, saygısızlık etmemk istemedim.
I meant no disrespect, Basilio
Saygısızlık etmek istemedim, Basilio
I meant no disrespect. I apologize.
Saygısızlık etmek istemedim. Özür dilerim.
I meant no disrespect.
Ben saygısızlık anlamına geliyordu.
I meant no disrespect, Perna.
Saygısızlık etmek istemedim, Perna.
I meant no disrespect of any kind to you or Mr Hearst... by any word I've said from the moment we have met.
Tanıştığımız andan beri ettiğim hiçbir sözle... size ya da Bay Hearst'e saygısızlık etmeyi kastetmedim.
There you go. I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemem.
Now, I meant no disrespect, and had I known the gold was from the treasury, I'd not have touched it.
Saygısızlık etmek istemedim ve altınların hazineden olduğunu bilseydim onlara asla dokunmazdım.
I want you to understand... whatever I said, I meant no disrespect to you.
Jüri bir karara vardı. Hey, patron.
- I meant no disrespect.
- Saygısızlık etmek istememiştim.
I... I meant no disrespect...
Hayır, bu benim...
I just want you to know... I meant no disrespect earlier. I would express an opinion, but I'm not sure I'm allowed.
sadece bilmenizi istiyorum... saygısızlık etmek istemem bir düşüncemi açıklamak isterdim, fakat bunun için izin verildiğime emin değilim.
I meant no disrespect. She gave me a chubby.
Benim aleti biraz kıpırdandırdı.
Please, I meant no disrespect.
Lütfen, saygısızlık etmek istemedim.
Forgive me for interrupting, Your Highness, I meant no disrespect.
Böldüğüm için bağışlayın Ekselans, saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect to you of all people.
Size saygısızlık etmeyi hiç mi hiç istemem.
- I meant no disrespect.
- Saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect to your goddess, Tars.
Tanrıça'nıza saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect to you, Mistress.
Size karşı saygısızlık yapmak istemedim hanımefendi.
I-I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istememiştim.
I-I-I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemedim.
Uh, I meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istememiştim.
I meant no disrespect
Saygısızlık etmek istememiştim.
Jefe, I meant no disrespect.
Jefe, saygısızlık etmek istemedim.
No, no, Milady, I meant no disrespect.
Hayır, hayır leydim. Saygısızlık yapmak istemedim.
On my wife's life, I meant no disrespect!
Karımın hayatı üzerine, size saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect, All-Mother.
Saygısızlık etmek istemedim Anne'miz.
- I meant no disrespect. - Didn't you?
- Saygısızlık etmek istemedim.
I meant no disrespect, Great King.
Saygısızlık etmek gibi bir niyetim yoktu Yüce Kral.
I meant you no disrespect.
Size saygısızlık etmek istemedim.
I'm sure Major Kira meant no disrespect.
Binbaşı Kira'nın saygısızlık etmek istemediğinden eminim.
- I meant them no disrespect.
Onlara saygısızlık etmek istemedim.
I'm sure he meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemediğine eminim.
I certainly meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istememiştim.
I meant you no disrespect.
Saygısızlık etmeye niyetim yoktu.
I meant no disrespect, sir.
Saygısızlık etmek istemedim efendim.
I'm sure admiral chan meant no disrespect, sir.
Eminim ki Amiral Chan'in niyeti saygısızlık değildi, efendim.
I meant no disrespect.
- Saygısızlık etmek istemedim.
I meant you no disrespect.
Saygısızlık etmek istemedim.
I certainly meant no disrespect.
Saygısızlık etmek istemedim.
i meant every word 19
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant to tell you 58
i meant to call 19
i meant you 39
i meant no harm 22
i meant 546
i meant to say 40
i meant it 146
i meant for you 16
i meant what i said 95
i meant to tell you 58
i meant to call 19
i meant you 39
i meant to call you 19
i meant to ask 21
i meant to ask you 25
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
i meant no offense 16
no disrespect 149
i mean 97485
i mean it 1883
i meant to ask 21
i meant to ask you 25
i meant me 26
i meant that 30
i meant to 53
i meant no offense 16
no disrespect 149
i mean 97485
i mean it 1883